Susuzluk krizi kapıda | Prof. Kadıoğlu: İstanbul'un kendi suyu zaten bitmiş durumda taşınan suyla bu değirmen dönüyor
Büyük şehirlerde susuzluk krizi kapıda... Prof. Mikdat Kadıoğlu, "İstanbul'un kendi suyu zaten bitmiş durumda, dışarıdan taşınan suyla bu değirmen döndürülüyor. İstanbul'da suya talep o kadar yüksek ki onu karşılayacak bir su zaten yok" dedi. Kadıoğlu'na göre; İstanbul bölgeyi kurutuyor.
Türkiye’nin karşı karşıya olduğu susuzluk krizi, her geçen yıl kendine daha yakıcı hissettiriyor. Ülkenin nüfus yoğunluğunun fazla olduğu büyük şehirlerde kuraklıkla birlikte, barajlarda yeterli suyun birikmemesi, büyük bir endişe kaynağı…
KADIOĞLU: İSTANBUL’UN KENDİ SUYU BİTMİŞ DURUMDA, TAŞINAN SUYLA DEĞİRMEN DÖNDÜRÜLÜYOR
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Anabilim Dalı Profesörü Mikdat Kadıoğlu, Sözcü gazetesi yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı.
Kadıoğlu, "İstanbul'un kendi suyu zaten bitmiş durumda, dışarıdan taşınan suyla bu değirmen döndürülüyor. İstanbul'da suya talep o kadar yüksek ki onu karşılayacak bir su zaten yok. İstanbul'un su havzaları 5-6 milyonluk nüfusu belki besleyebilir" değerlendirmesini yaptı.
“YÖNETİM VE BELEDİYELER SEÇİM ÖNCESİ İNSANLARA OLUMSUZ BİR HAVA VERMEK, KISITLAMAK İSTEMİYOR”
Kadıoğlu şunları kaydetti:
Ruhat Mengi: İstanbul'da barajlardaki suyun bitmesi, diğer illerimizde de barajların doluluk oranının azalması, bazı göllerimizin bile kuruyor olması sorunu çok ciddi. Geçen yıl bu zamanlarda İstanbul barajlarında doluluk oranı yüzde 85'e yakınken şu anda yüzde 30-35'lere düşmüş durumda. İnsanlar yeterince uyarılmıyor, dikkatsiz su tüketimine devam ediliyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?
Prof. Kadıoğlu: Seçimin de getirdiği bir şey var, yağışlar normalin çok altında olmasına rağmen suda hiçbir kısıtlama yok ve dediğiniz gibi insanlar uyarılmıyor ve her şey normal gibi, umutsuzluk veya negatif bir durum yönetime eksi bir puan olurmuş gibi kuraklığın k'sından bahsedilmiyor. Belediyeler de suyu hoyratça kullanıyor. Sanki hiç su sorunu yokmuş gibi çimleri bol suyla sulama, meydanları arazözlerle yıkama, belediye araçlarını yıkama gibi işler aynen devam ediyor, halk da uyarılmıyor. Ben seçim atmosferiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Yönetim ve belediyeler seçim öncesi insanlara olumsuz bir hava vermek, kısıtlamak istemiyor.
“İSTANBUL ÖYLE BİR ŞEHİR OLDU Kİ, BU NÜFUSA NE SUYU YETİYOR NE TOPRAĞI NE YOLLARI NE HAVASI”
Ruhat Mengi: 20 milyonluk bir şehirde seçimden önce bitebilir, 3 ay da dayanmayabilir.
Normal şartlarda bir senelik kuraklığı atlatabiliyorsunuz. İstanbul'un özelliği, bütün Marmara ve Batı Karadeniz'deki suları topluyor. Bir ahtapot gibi kollarını her tarafa yaymış bütün suları alıyor. Günde 3 milyon metreküp su veriyor İstanbul ama baraja yağışlarla giren su miktarı bunun çok altında. İstanbul öyle bir şehir oldu ki, bu nüfusa ne suyu yetiyor ne toprağı ne yolları ne havası. İstanbul bölgeyi kurutuyor. Yani İstanbul'un kendi suyu zaten bitmiş durumda, dışarıdan taşınan suyla bu değirmen döndürülüyor. İstanbul'da suya talep o kadar yüksek ki onu karşılayacak bir su zaten yok. İstanbul'un su havzaları 5-6 milyonluk nüfusu belki besleyebilir, 20 milyonu beslemek için İstanbul, Bulgaristan sınırından Melen'e kadar olan suları topluyor. Bir de üstüne yağmur yağmadı daha da önemlisi kar yağmadı. Su yılının başı 1 Ekim'dir. Nasıl 1 Ocak mali yılbaşıysa ve öncesinde bütçe yapılırsa, 1 Ekim öncesi de su bütçesi yapılması lazım.