Türkiye'den seçim iklimi manzaraları... Geçen hafta İYİ Parti bugün CHP binasına silahlı saldırı: "Şiddet kullananlar iktidarın kanatları altında"
Türkiye 14 Mayıs seçimlerine doğru giderken, geçmiş seçimlerde yaşananlara benzer muhalefete yönelik silahlı saldırılar ve şiddet olayları kendini yine hatırlattı. Saldırıların failleri cezasız kalırken, hukukçu Turgut Kazan, şiddet kullananların iktidarın kanatları altında olduğunu vurguladı.
GERÇEK GÜNDEM - Türkiye’de 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala, iktidar kanadından yapılan açıklamalarla birlikte siyasi iklimde gerilimler yaşanmaya başladı. Geçmiş seçim dönemlerinde görülen muhalif gazeteciler, siyasi parti ve yöneticilerine yönelik saldırılar, bu seçim döneminde de tekrar karşımıza çıktı.
İstanbul Barosu eski Başkanı ve duayen hukukçu Turgut Kazan, muhalefete dönük saldırıların cezasız kalmasını Gerçek Gündem’e yorumladı. Kazan, saldırıları gerçekleştirenlerin “iktidarın kanatları altında olduğunu” vurguladı.
CHP İL BİNASINA SİLAHLI SALDIRI
Son olarak CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, TEM Otoyolu Seyrantepe mevkiinde bulunan CHP İstanbul İl Başkanlığına silahlı saldırı yapıldığını açıkladı.
Kaftancıoğlu, silahlı saldırıya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
"06.04.2023 (bugün) saat 05.00 sularında TEM Otoyolu Seyrantepe mevkiinde bulunan CHP İstanbul İl Başkanlığımıza yönelik düzenlendiği düşünülen bir silahlı saldırı gerçekleşmiştir.
Binada görev yapan nöbetçi polis memuru ile binanın bulunduğu alandaki özel güvenlik görevlisinin ifadelerine göre olayda 6-7 el ateş edilmiştir. İlk belirlemelere göre İl Başkanlığımıza isabet eden mermi bulunamamış, olay mahalinde boş kovanlar bulunmuştur.”
İYİ PARTİ’YE SALDIRI
Geçen hafta da İYİ Parti İstanbul İl binasına kurşunlar isabet etti. İYİ Parti binasına isabet eden kurşunların, Erdoğan’ın katıldığı bir televizyon programında, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik, “Beni kendinle uğraştırma” sözlerinin ardından gelmesi kamuoyunda büyük dikkat çekti.
Söz konusu saldırı iddiasının ardından, hiç kimse konuya ilişkin tutuklanmazken, İstanbul Emniyeti’nden yapılan açıklamada, kurşunların tesadüfi olarak binaya isabet ettiği öne sürüldü.
İYİ Parti cephesinden yapılan açıklamalarda, binaya isabet eden kurşunlara gerekçe olarak “nefret dilini yaygınlaştıran zihniyet” gösterildi.
İYİ Parti binasına isabet eden mermilerle ilgili gözaltına alınan şüpheli de serbest bırakıldı.
SALDIRILAR İLK DEĞİL: KILIÇDAROĞLU LİNÇ EDİLMEK İSTENDİ
2019 yılında Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri iptal edilmişti. İstanbullular, AKP’nin hırsı nedeniyle ikinci kez sandık başına gitmeye hazırlanırken; Hakkari Çukurca’da hayatını kaybeden Piyade Er Yener Kırıkçı'nın 21 Nisan 2019 Pazar günü Ankara Çubuk’un Akkuzulu Köyü'ndeki cenaze namazına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yumruklu saldırıya uğramıştı.
Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler kalabalık tarafından linç edilmek istenirken, saldırının ardından Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evin yakılması çağrıları alandan yükselmişti.
Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün, “basit yaralamadan” 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı ancak hükmün açıklanması geri bırakıldı. Sarıgün, suç işlemeye tahrikten de 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
“Vatan için çıksın, şerefsiz çıksın yakın o evi” diyen Sevim Gölyeri hakkında, hakaret suçundan 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verilmiş, bu suçlama üzerine verilen hükmün açıklanması geri bırakılmıştı. Gölyeri’ne, Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engellediği için ise “hürriyeti tahdit” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası verilmişti.
BAHÇELİ İŞARET ETTİ; MERAL AKŞENER’İN EVİ BASILDI
MHP lideri Devlet Bahçeli, 2018 yılında sosyal medya hesabından isim vermeden İYİ Parti lideri Meral Akşener’i hedef gösterdi.
Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, "Bu hanımefendiye son ihtarım, bölmek ve yok etmek istediğin MHP'ye karşı sinir ve sınırları ihlal eden vandal tutumuna devam edersen sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. Demedi deme!" ifadelerini kullanmış, Akşener ise, bu paylaşıma tepki göstererek ev adresini de paylaşımına eklemişti.
Akşener’in evinin önüne gelen MHP’liler “Bozkurtlar burada” diyerek sloganlar atmıştı. Akşener ise, “Yuh size hadi gelin vurun” ifadeleriyle tepki göstermişti.
Akşener’in evinin basılmasına yönelik yargılanan 15 sanık, "Hakaret" ve "Tehdit" olarak nitelendirilen sözlerinin yasada suç olarak tanımlanmadığı gerekçe gösterilerek beraat etmişti.
BİRÇOK GAZETECİ SALDIRILARIN HEDEFİ OLDU
2019 yılında birçok gazeteci saldırıya uğradı. Saldırıya uğrayanlar arasında, Sabahattin Önkibar, Ahmet Takan, Yavuz Selim Demirağ, Murat İde gibi isimler yer aldı.
Antalya’da yayın yapan Akdeniz’de Yeni Yüzyıl gazetesi yazarı İdris Özyol, gazete binası dışında beyzbol sopalı saldırıda başından ve göğsünden yaralandı.
Güvenlik kameralarından yapılan tespitlerde, şüphelilerin MHP Muratpaşa ilçe binasına gittikleri ortaya çıktı.
Yine Antalya’da yayın yapan Güney Haberci sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Ergin Çevik de üç kişinin saldırısına uğradı. Saldırının ardından gözaltına alınan şüpheliler, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
2021 yılına gelindiğinde, KRT TV programcısı Av. Afşin Hatipoğlu ve Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu sokak ortasında saldırıya uğradı. Saldırıyı gerçekleştirenler ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
“ŞİDDET KULLANANLAR İKTİDARIN KANATLARI ALTINDA”
Seçimlere günler kala muhalefeti hedef alan silahlı saldırıların ardından İstanbul Barosu'nun eski başkanı duayen hukukçu Turgut Kazan, geçmişten günümüze yapılan saldırıların cezasız kalmasını Gerçek Gündem’e yorumladı.
Türkiye’de ‘cezasızlık kültürü’nün hakim olduğunun söylemenin yanlış olacağını söyleyen Kazan, “İnsanlar cezasızlık değil, tam tersinin uygulanmasını istiyor. Cezasızlık uygulamasına tepki gösteriyor. O nedenle ‘tek adam rejiminin’ özellikle yarattığı bir durum. Yargı yargı olmaktan çıktı. Yargı yargı olmaktan çıkınca, tek adam rejimindeki kuvvet ne istiyorsa, o uygulanıyor” ifadelerini kullandı.
Muhalefete yönelik şiddet kullanımının iktidarın kanatları altında olduğunu vurgulayan Kazan, “Hatta, onun bir çeşit planı olarak da yapıldığını düşünüyor insanlar” diyerek şunları söyledi:
Ve o tür olaylarla, kişilere saldırılarda, şiddet kullanımlarında, durumuna göre insan öldürmelerde cezasızlık, rejimin sorumluluğu altındadır. Rejimin tercihleriyle uygulanmaktadır. O yüzden cezasızlık kültürü deyimi kullanılmamalı. Biz cezasızlıktan kurtulmak istiyoruz. Toplumun, acıları yaşayan insanların, o acıları yaşayan insanlardan hesap sorulması gerektiğini ve cezalandırılmaları gerektiğini düşünüyor ve talep ediyor.
7 Haziran- 1 Kasım’ı kapsayan genel seçim süreçlerine atıfta bulunan duayen hukukçu, “Bugün de benzer olaylar yaşanıyor diyerek” saldırıları yapanların iktidar tarafından korunduğu savundu.
Kazan, şunları söyledi:
7 Haziran’dan Kasım’a giden süreçte şiddet kullanımları, şiddet kullanımlarının bir çeşit önünün açılması, sonra korunmasını yaşadıysak, bugün de seçime 30 gün küsür gün kala benzer olaylar da insanları korkutmak için yapılıyor. Tabii ki, insanları korkutmak için yapılan şeyi, korkutmak için yapan insanlar koruyacaktır. Cezasızlık buradan kaynaklanıyor. Tabii toplumun hem demokrasi olmadığını hem hukuk devletinin olmadığını, zaten yargı yoksa, yargı yargı olmaktan çıktıysa, bunun altını çizmek istiyorum. Kimsenin özgürlüğünün, yaşamının güvencesi kalmaz, kime ne yapılacağı belli olmaz. Hatta yalnız kişilerin özgürlüklerinin ve yaşamlarının değil, varsa başlarını sokacakları evlerinin de mallarının mülklerinin de güvencesi kalmaz.
Ben böyle görüyorum şu anda yaşadığımız süreci. 60 yıllık meslek yaşamımda, tabii sorunlarımız oldu tartıştık, çokça sıkıntılarımız olmuştur doğru, ama böyle bir dönem yaşamadık.
Kaynak: Haber Merkezi