Türkiye’nin AB hayali ne kadar gerçekçi? “12 Eylül Darbesi’nde bile bu denli ciddi bir yaptırım kapımıza dayanmamıştı”
Dr. Emre Gönen, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde önündeki engelleri, üyelik görüşmelerinin bu noktaya gelmesindeki esas nedenleri ve vize serbestisi için Türkiye’nin yerine getirmesi gerektiği şartları Gerçek Gündem’e anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Zirvesi’ne giderken, İsveç’in NATO üyeliğine karşı AB üyeliği kartını masaya sürdü. Zirveye, İsveç’in katılımı kadar Erdoğan’ın bu diplomatik hamlesi de damga vurdu.
NATO zirvesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Avrupa Birliği (AB) ile yeni sayfa açılacak mı?” sorusuna “Üyelik sürecimizin yeniden canlandırılması noktasında olumlu bir kanaat hâkim. Vize serbestisinde de mesafe alacağımıza inanıyorum” yanıtını vermişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB üyelik müzakereleriyle ilgili çıkışı tartışma yaratırken Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi'nden ise cevap gecikmedi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin şu anki şartlarda yeniden başlayamayacağını, bu nedenle AB ve Türkiye ilişkilerinin farklı bir noktada ilerlemesi gerektiğini açıkladı.
AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, sosyal medya hesabından Türkiye ile ilgili hazırlanan son raporun dış ilişkiler komitesinde aleyhte hiçbir ret oyu kullanılmadan kabul edildiğini duyurdu. Son oylamanın eylül ayında yapılacağı rapora 47 lehte oy kullanılırken 10 üye çekimser kaldı.
Raporda halihazırdaki politikalar değişmediği süreci üyelik sürecinde ilerlemenin mümkün olmadığı belirtildi ve çıkmaza giren ilişkilerin düzelmesi, iş birliğinin artırılması için gerçekçi bir düzlem bulunması gerektiği söylendi.
Peki, Türkiye-AB ilişkilerinin düzelmesi için hala umut var mı? Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde önündeki en büyük engeller neler ve üyelik görüşmelerinin bu noktaya gelmesindeki esas sorun ne?
DR. EMRE GÖNEN: ÜYELİK MÜZAKERELERİNİN TEKRAR BAŞLAYABİLMESİ İÇİN YARGI SİSTEMİ DÜZELMELİ
Gerçek Gündem’e konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Emre Gönen kısa dönemde AB üyelik müzakerelerinde herhangi bir değişiklik olmayacağı görüşünde. Gönen’e göre, üyelik müzakerelerinin tekrar başlayabilmesi için Türkiye’deki yargı sistemi düzelmeli ve hukuki olmayan gerekçelerle hapiste tutulan başta Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibi isimler derhal serbest bırakılmalı.
Gönen, bugünkü iktidarın AB üyelik müzakerelerinin başlaması için yerine getirilmesi gereken koşulları gerçekleştirebileceğine olan inancının olmadığını söyledi ve ekledi:
“Bu konuda karar mercii Avrupa Parlamentosu değil, Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi’dir. Onların bir araya gelip Türkiye ile dondurulan ilişkileri normalleştirme kararı almaları gerek. Bugün itibariyle böyle bir gelişme gündemde değil maalesef.”
Gönen’e göre, Türkiye-AB ilişkilerinin normalleşmesi için Türkiye’nin Kopenhag siyasi kıstasını kabul edilecek düzeyde yerine getirmesi gerek. Bu kıstaslar da işleyen bir demokrasinin varlığı, hukuk devleti, temel hak ve özgürlüklere saygı, demokratik işleyişin sürdürülmesini sağlayacak kurumların varlığı ve özerkliği gibi temel unsurlar içeriyor.
ÜYELİK GÖRÜŞMELERİNİN BU NOKTAYA GELMESİNDEKİ ASIL SORUN NE?
Türkiye’nin AB üyelik görüşmeleri, 2004 yılında karar altına alındı, ancak 2005 yılının Ekim ayında, o dönem başkanlık yapan Birleşik Krallık’ın diplomatik çabaları sayesinde başlatılabildi. Başladıktan yaklaşık sekiz ay geçmeden sekiz başlık askıya alındı, hiçbir başlığın kapatılmamasına karar verildi. Sebep ise, Türkiye’nin limanlarının ve havaalanlarının Güney Kıbrıs uçak ve gemilerine açık olması olarak gösterildi.
Oysa bunun pazarlığı önceden yapılmış, KKTC’de açılacak Avrupa Komisyonu temsilcilikleri sayesinde KKTC mallarına menşe şahadetnamesi verilerek AB pazarına girmeleri karşılığı Güney Kıbrıs gemi ve uçaklarına Türkiye kapılarını açılması kabul edilmişti.
Güney Kıbrıs, üye olduğu an itibarıyla bu pazarlığı tanımayacağını, Kıbrıs’tan gidecek tüm mallara ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olarak sadece Güney Kıbrıs otoritelerinin menşe şahadetnamesi verebileceğini söyledi ve bu açılımı sabote etti. Türkiye, buna karşı ‘bir liman ve bir havalimanı’ açarak bir geçiş dönemi oluşturmayı teklif ettiyse de Güney Kıbrıs bunu da reddetti.
AB üyeleri bu sorun halledilene dek müzakerelerin 8 bölümünü askıya aldılar. 2007 yılında Nicolas Sarkozy Fransa Cumhurbaşkanı seçilince “Ben Türkiye’nin üyeliğine karşıyım dolayısıyla üyelikle ilgili 5 bölüme de Fransa’nın vetosunu koyuyorum” dedi.
Gönen’e göre, üyelik görüşmelerinin bu noktaya gelmesindeki sebeplerden biri Türkiye’deki demokratik standartlarının çok kötü noktada olması.
Gönen, “AB’nin vebali ve üyeliği sabote etmek için yaptıklarının etkisi maalesef çok büyüktür. Ancak tabii ki bütün suçu AB’de görmek de mümkün değildir. Bizi bu duruma yalnızca AB ile ilişkilerimizin kötü olması itmedi, uygulanan politikalar, yargı bağımsızlığının berhava olması, imzacısı olduğumuz uluslararası konvansiyonlara uymama alışkanlığımız bizi bugünkü duruma getirdi” diye konuştu.
YAPTIRIM GÖLGESİ ALTINDA İLİŞKİLER NE KADAR İLERLEYEBİLİR?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmaması nedeniyle Avrupa Türkiye’ye yaptırım uygulayabileceğini söylemişti. AİHM’nin bir Avrupa Konseyi kuruluşu olduğunu ve AB ile bir ilgisi olmadığını belirten Gönen, Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamamasıyla Avrupa Konseyi’ndeki varlığını tehlikeye attığını söyledi:
“Bakanlar Konseyi’ndeki oy verme hakkımızın askıya alınması söz konusu oldu. 12 Eylül Darbesi’nde bile bu denli ciddi bir yaptırım kapımıza dayanmamıştı. Bu uluslararası planda çok ciddi bir prestij kaybıdır, Türkiye’nin en ihtiyacı olmayan husus da, şu sıralar uluslararası alanda prestij kaybetmek.”
VİZE SERBESTİSİNİN KISA DÖNEMDE GERÇEKLEŞMESİ MÜMKÜN MÜ?
Normalde vize serbestisinin 2005 yılının Ekim ayında yürürlüğe girmesi gerekiyordu. Üyelik müzakerelerine başlayan ülkeler, Schengen Beyaz Listesi’ne alınır, sadece bir pasaport ile kısa süreli seyahat ve ikamet imkânı tanınır.
“Türkiye’den o dönem esirgenen bu jest, bugün 72 veya 74 koşulun yerine getirilmesine bağlanmış bulunuyor. Türkiye bu koşulların 6 tanesini yerine getirmemiş addediliyor, bunların arkasında Terörle Mücadele Kanunu’nun uygulanması da var” diye konuşan Gönen, kısa veya orta vadede vize serbestisinin gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını söyledi.
AB tarafından objektif ya da esnek bir yaklaşım beklemenin gerçekçi olmadığını ifade eden Gönen, “Vize kuyrukları sürecek gibi görünüyor. Yaklaşık 3 misli artış gösteren vize taleplerini ve gençlerin AB ülkelerine gitmek istediği bir dönemi yaşadığımızı da göz önüne alırsak göze alındığında, en iyimser gözlemcinin dahi kısa veya orta vadede vize serbestisi beklemeyeceğini de ekleyebiliriz” diye konuştu.
Kaynak: Haber Merkezi