Abdullah Avcı: 3 büyük takım da beni istedi
Beşiktaş Teknik Direktörü Abdullah Avcı, yayıncı kuruluşa verdiği röportajda spor gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Beşiktaş Teknik Direktörü Abdullah Avcı, A Milli Takım'da yakalanan başarıdan, Beşiktaş'ın güncel durumuna kadar önemli açıklamalarda bulundu.
Avcı, beIN Sports'a verdiği özel röportajda sözlerine geçirdiği rahatsızlık hakkında bilgi vererek başlarken, "Sağlığım çok iyi. Antrenmanda aktif şekilde bulunabiliyorum, daha rahat uyuyabiliyorum. Ufak tefek halsizlik var o da normal seyrediyor. Milli aranın olması biraz daha dinlenmemizi sağladı" ifadelerini kullandı.
A Milli Takım'ın EURO 2020 Elemeleri'nde gösterdiği performansa değinen tecrübeli teknik direktör, "Jenerasyonun bir bölümünü tanıyorum milli takımda çalışmış olmamdan. Genç yaşta uluslararası maç oynama sayısı çok arttı. Gittikleri ülkelerde olsun, milli takımımızda olsun.
Bizde her şeyden vardır, duygular da vardır. Hedeflerinin olması çok önemli. Bugün itibarıyla baktığınızda sahanın içinde; o heyecanı, o coşkuyu, o bütünlüğü görüyorsun. Bu jenerasyonunun yaş ortalaması ufak ama uluslararası maç oynamış olmaları büyük tecrübe kazandırdı onlara" şeklinde konuştu.
Forvete alternatif bir oyuncu daha düşündüklerini ifade eden Avcı, ""Forvete alternatif bir oyuncu düşünüyoruz. Bunu çok saklamaya gerek yok. Bir santrfor, bir kenar oyuncusu transfer etmek istiyoruz" dedi.
Abdullah Avcı, Başakşehir'i çalıştırdığı dönem oyuncusu Cengiz Ünder'e verdiği tavsiyeler hakkında konuşurken, A Milli Takım'ın tecrübeli yıldızları Burak Yılmaz ve Emre Belözoğlu için şu ifadeleri kullandı:
"Başakşehir iyi bir takımdı, Cengiz oraya gelir gelmez kendini kabul ettirdi. Roma'ya gitti, orada da 5 ay sonra kendini kabul ettirdi. 10 ay birlikte olduk. Giderken kendine yatırım yap, kişisel gelişiminle ilgili demiştim. Sahada kendini gösteriyor. Burak 35 yaşında, orada olmak istiyor.
Emre gibi bir örnek var. Avrupa Şampiyonası'nın planlamasını bile şimdiden yapıyordur. 2012'de aldığımda eleştirilmiştim, 2019'da neden yok deniyor. Emre'nin oyun aklı ve tecrübesi, örnek alınması gereken bir profil. Emre'yi bence her türlü orada bulunduracaktır diye düşünüyorum Şenol hoca. Sadece futbolcu değil, akıl olarak da."
"Zorlukları biliyordum, gül bahçesine gelmedim"
56 yaşındaki teknik adam, Beşiktaş'ın lider Sivasspor ile arasında yalnızca 3 puanlık bir fark olduğuna vurgu yaparak, "Oyun olarak beni tatmin etmeyen bir sürü şey var ama 5 maçın dördünü kazanmak önemli. Liderle puan farkı çok az. 8. gibi görünsek de liderle aramızda 3 puan var. Beşiktaş'taysan hazırlık maçını bile kazanmak zorundasın. Beşiktaş'ın bir karakteri var. Kazanılan zaman duygu çok başka bir şey, kaybettiğinde çok başka. Zorlukları biliyordum. Ben gül bahçesine gelmedim. Bu zorlukları da biliyordum ama burayı tercih ederken hem ben tercih edildim hem tercih ettim. Karşılıklı oldu bu. Uzun zamandır devam eden bir şeydi" dedi.
Abdullah Avcı'nın demeçlerinden satır başları şu şekilde:
"3 büyük takım da beni istedi"
"Türkiye’deki 3 büyük takım da geçmişte beni istedi. Tabi, yani bunlar tercih. Ben de bunların arasından, bu sene itibarıyla, karşılıklı olan saygının, sevginin, beni belki hayallerime götürecek durumu tercih ettim. Karşılıklı tercihti bu. Ama beni en çok ne heyecanlandırıyor dediğin zaman bugün hala, Vodafone’a gittiğindeki o ortam, o başka bir duygu. O seyircilerin, o 40 bin kişinin önünde o maçı oynamak, maçı kazanmak, o seyircinin sana yardımcı olması, o tutkusu. Ben Beşiktaş taraftarının tutkusunu hiçbir yerde göremedim.”
"İstifayı hiçbir zaman düşünmedim"
"Geçenlerde bir köydeydim. Duymuşlar, yanıma geldiler. Bir abimiz geldi gibi sevindik dediler. Beşiktaş taraftarının tutkusu çok farklı. Ben hayatımda hep mücadele ettim. Mücadeleyi hiç bırakmadım. Beşiktaş bu kadar kötü gitmez, bir yerde çıkış olacaktı.
Hiçbir zaman düşünmedim istifa etmeyi. Hayatta parayla beni kimse cezbedemedi. Ben 5 senelik mukavele yırttım. Başakşehir de bana çok destek oldu. Ben parayla hayatım boyunca konuşmadım. Buna milli takım süreci de dahil. Ben bir kuruma zarar vereceğim an oturup konuşurum. Ben akıllı bir adamım. İşe yaramayan enerjiyle yaşamam. Hep çözüm odaklıyım."
"Beşiktaş forması giyen her oyuncu değerlidir"
"Haftalık plana göre 11'imi değiştiriyorum. Basına da soruyorum, maçlara göre farklı planlarla çıkmamız gerekiyor. Oyuncularımızın profillerine de bakıyorum, ona göre karar veriyorum. Beşiktaş formasını giyen her oyuncu değerledir. Beni bir gün Beşiktaş'la ilgili bir şikayetten duydunuz mu? Beşiktaş'taki herkes değerlidir ve ben herkesten verim almaya çalışırım. Kurumum benim için önemlidir."
"Beşiktaş şampiyon olamadığı sürece, bu Galatasaray için de geçerli Fenerbahçe için de geçerli, başarısız ilan edilecektir. Son 4 senede 2 şampiyonluk var. Şampiyonlar Ligi’nde önemli bir başarı var. Ondan sonra kadroda devamlı bir deformasyon ve değişim var.
Bu deformasyon ve değişim hala devam ediyor. Bunun içinde de ne olursa olsun, bir savunma değil bu ama yarışmak zorundasın. Ekibimle birlikte son iki senedir ligi puan ve sıralama olarak Beşiktaş’ın üstünde bitirdim. Son 4 senede de toplamda Beşiktaş’tan fazla puan aldım ama Beşiktaş’ın 2 şampiyonluğu var. Beşiktaş’ın 40 bin seyircisi var, Beşiktaş’ın tarihi var, genetiği var ve kazanmak istiyor."
"Son 3 senede Başakşehir şampiyonluk yarışı içindeydi"
"Bugün İtalya Ligi’ni seyret, 14-15 tane takım farklı farklı sistemlerde oynuyor. Oyunun içinde de sistemler değişiyor. Pas, pas dediklerinde Beşiktaş’ın son 5 senedeki pas sayılarını çıkarttım. Bir de bugün, benim oynattığım takımın sonuçlarını çıkarttım. %10 fazla. Şu anki oyun sadece %10 fazla. Eskiden 418 pas yaparken şimdi 438 pas yapmışız.
Fazla değil. 5 sene önce, bir takımı aldım temel savunmayı öğrettim, çok savunma oynatıyor dediler. Sonra bir geçiş oyunu oynattım, çok geçiş oyunu, kontratak oynatıyor dediler. Ondan sonra biliyorsunuz son 3 senede şampiyonluk yarışının içinde vardı Başakşehir.
Topa sahip olma oyununu oynattık, ''yani bu kadar topa sahip olma olabilir mi? Bu kadar pas olur mu?'' dediler. Şimdi geldim burada o oyunu monte etmeye çalıştım. Beşiktaş takımında bu pasın bir kısmını kaldırdım şu anda, bunun farkında değiller. Bazı bölümünü kaldırdım ama yine son 5 haftada ligin en fazla topa sahip olan ve en az gol yiyen takımıyız."
"Her şey ölçülüyor artık futbolda. Bilim var, analiz var, sağlık organizasyonu var. Topu atalım ortaya, herkes maçı oynasın. Ekmeğini de yesin gitsin. Futbol bundan çıkmıştır artık. Futbol; bilimin, tekniğin, teknolojinin, taktiğin içinde çok fazla olduğu bir şeydir. Duygularımızı bunun içine akıllı bir şekilde katacağız. Duygu olmalı tabii ama bunu aklınla nasıl birleştiriyorsun? Planların neler? Bazen duygularla da maç kazanacaksın ama plansız, organizasyonsuz bu işler artık dünya futbolunda olmuyor."
"Oğuzhan'ı Beşiktaş'a ilk tavsiye eden benim"
"Oğuzhan’ı biliyorsunuz, 2012’de A Milli Takım hocasıydım. Fikret Orman, yeni başkan olmuştu. Fikir alışverişi de yapıyordu. Oğuzhan’ı Beşiktaş’a ilk tavsiye eden, alınmasını söyleyenlerden biriyim. 2012’de A Milli Takım’a alan hocayım. Buraya geldiğimde evime çağırıp gece 01.30’a kadar iletişim kurduğum, hâlâ konuştuğum bir oyuncudan bahsediyorsunuz. Oğuzhan'la konuştuğumuzda aslında o da buna adım attı sezon başı itibariyle.
Takımın performansı, yaşadıklarımız, onun yaşadığı sakatlıklar. İçerde oynadığımız, kazandığımız Göztepe maçında iyi oyun oynadı. Hatta 85’te oyundan aldım, seyirci alkışladı. Oğuzhan’ın bir dönüşü başlamıştı. Sonra yaşadığı sakatlıklar... Performans değerlendirmesini yapabiliriz. Oğuzhan 85’te oyuna girerken, Beşiktaş taraftarı çok büyük. Maç 1-0 galibiz. Lütfen protestosunu sonra yapsın, yapacaksa."
"VAR'ı en çok isteyen teknik adamlardan biriyim"
"Her şeyin başlangıçta bir sancısı olacaktır. VAR'la ilgili eğitimlerin sıklaştırılması gerek. Kulüplerin de buna dahil edilmesi gerek. MHK, kendi oynadığımız maçlar üstünden bize sunum da yapabilirler. Ben, VAR'ın olmasından yanayım. Biz hep her şeye şüpheci bakarsak bu böyle gitmez. VAR'ın adaletine inanmamak elde değil ama bunun ucunda da insan var.
Bunda dikkat etmeliyiz, insanları baskı alacak bir duruma sokmamamız gerek. Hakemlerin işi çok zor. Bir maç kötü bittiği zaman bir hafta yazılıyor, çiziliyor. İnsanın o psikolojisini düşünün. Bugün o hakemlerin kapılarına kadar gidildi. Bizim ailemiz yok mu? Benim annem var, babam var, ailem var, çocuklarım var. Hakemler, biz teknik adamlar ve futbolcular... Biz yüz kızartıcı bir suç işlemiyoruz."