Szymanski: Fenerbahçe’ye gelmemdeki ana faktör...
Fenerbahçe’nin yeni transferlerinden Sebastian Szymanski, “Futbol karakteri olarak savaşmayı, pres yapmayı ve koşmayı seven bir futbolcuyum. Takımım için en iyisini sergilemeye çalışan bir oyuncuyum” dedi.
Fenerbahçe’nin Rusya temsilcisi Dinamo Moskova’dan renklerine kattığı Polonyalı milli orta saha oyuncusu Sebastian Szymanski, kulüp televizyonunda yayımlanan ‘Günün Röportajı’ programının konuğu oldu.
İlk olarak takımdaki aile ortamına değinen Szymanski, “Burada olduğum için mutluyum, aynı zamanda gururluyum. Türkiye’nin en iyi kulübüne, Fenerbahçe’ye geldim. Bu transferin bir an önce bitmesini arzuladım, istedim çünkü Fenerbahçe’nin beni istediğini biliyordum. Dolayısıyla bu da benim açımdan çok büyük bir anlam ifade ediyordu. Burada olmaktan dolayı mutluyum. Sabırsızlıkla oynayacağımız maçları bekliyorum” dedi.
“BÜYÜK BİR AİLENİN İÇİNDE OLABİLECEĞİMİ HİSSETTİM”
Transfer süreciyle ilgili de konuşan Polonyalı oyuncu, “Fenerbahçe beni çok istedi ve ben bu hissi tamamıyla hissetmiş oldum. Benim buraya gelmem noktasında ana sebep bu diyebilirim. Aynı şekilde Sayın Başkanımızla da görüşmeler, konuşmalar gerçekleştirdim. Keza Sportif Direktörümüzle de konuşmalar yaptık. Ben o konuşmalardan sonra büyük bir ailenin içinde olabileceğimi hissettim. Benim için bu gerçekten çok önemliydi. Dolayısıyla bu saymış olduğum iki sebep benim Fenerbahçe’ye gelmemdeki ana faktörler oldu” diye konuştu.
“FENERBAHÇE, TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KULÜBÜ”
Sarı-lacivertlilere transfer olmadan kimseyle konuşmadığını ifade eden 24 yaşındaki oyuncu, “Fenerbahçe, Türkiye’nin en büyük kulübü. Benim için buraya gelmiş olmak önemli. Aynı zamanda Fenerbahçe’nin Başakşehir kupa finali maçını da seyretmiştim. Buraya gelmeden önce kimseyle konuşmadım. Ama burada bazı arkadaşlarım top koşturmuşlardı. Onlardan bir tanesi de Roman Neustadter idi ama onunla konuşmam transfer olduktan sonraydı. Dolayısıyla sonrasında da buraya gelmiş oldum” şeklinde konuştu.
“FENERBAHÇE’NİN NE KADAR BÜYÜK BİR AİLE OLDUĞUNU ÇOK NET BİR ŞEKİLDE GÖRDÜM”
Takıma adaptasyon konusunun iyi şekilde ilerlediğini aktaran Szymanski, şunları söyledi:
“Buraya katılım sürecim biraz uzun bir süreç sonrasında gerçekleşti. Ben de tabii ki bu sürecin geçmesini ve bir an önce takımla antrenmanlara başlamayı istedim. Nihayetinde de buraya geldim. Ancak Rusya’ya gitme konusunda bir vize problemi vardı. Dolayısıyla ben burada başladım. Benim açımdan adaptasyon gerçekten iyi bir şekilde ilerliyor. Fenerbahçe’nin ne kadar büyük bir aile olduğunu çok net bir şekilde gördüm. Buradaki ortam, takım arkadaşlarım herkes bana yardımcı oluyor. Zaten bir futbolcu için yeni takımına gitmeden önce istediği şeyler de takım arkadaşlarının ona yardımcı olması, açık olmasıdır. Bu da bana göre en iyi şeylerden bir tanesi ki ben de bunu iyi bir şekilde görüyorum. Türkçe röportajla ilgili olarak da şunu söyleyebilirim; birazcık bana zaman verirseniz memnun olurum.”
“BİRBİRİMİZİ ÇOK DAHA İYİ TANIYARAK DAHA İYİ PERFORMANS ORTAYA KOYACAĞIZ”
Takımda çok tecrübeli oyuncular olduğunu vurgulayan Polonyalı futbolcu, “Şampiyonluk her zaman harika hisler verir. Kendinizi çok iyi hissedersiniz. Şampiyonluk gerçekten çok önemli. Diliyorum ki herkes kariyerinde şampiyonluk hissini yaşayabilir. Kupalar noktasında sadece beni baz almamak lazım çünkü takım içerisinde çok fazla kupa kazanmış oyuncular da vardır çünkü takım içerisinde çok tecrübeli oyuncular var. Bana göre fazlasıyla iyi bir takımız. Birbirimizi çok daha iyi tanıyarak daha iyi performans ortaya koyacağımızı düşünüyorum. Hep birlikte harika işler elde edebiliriz. Türkiye’nin en büyük kulübü Fenerbahçe’deyim. Öyle zannediyorum ki takım olarak da her zaman en iyisini vermek adına çabamızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
“FUTBOL YETENEKLERİMİN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Oyun stili hakkında da konuşan Szymanski, “10 numara ve 8 numara pozisyonunda da oynayabiliyorum. Kenarlarda da oynadığım oluyor ama açıkçası kenarlarda oynamaktan pek haz etmiyorum. Daha çok orta saha orijinli bir futbolcuyum. 10 numara ya da 8 numara arasında benim için fark yok, ikisinde de oynayabiliyorum. Futbol karakteri olarak savaşmayı, pres yapmayı ve koşmayı seven bir futbolcuyum. Takımım için en iyisini sergilemeye çalışan bir oyuncuyum. Bizim için en önemli nokta da bu; takım için takımın menfaatini savunacak şekilde çalışmak. Evet, futbol yeteneklerimin olduğunu düşünüyorum. Bazen bu yeterli olabiliyor bazen daha iyisini yapmanız da gerekebiliyor. Ben futbol yetenekleri bakımından da iyi bir oyuncu olduğumu düşünüyorum. Bazen tek dokunuşla oynamanız gereken bir pozisyon oluşabilir bazen de topu ayağınızda daha fazla tutmanız gereken bir durumda olabilirsiniz. Bana göre bu oyun içindeki aksiyonlara ve zamanlamaya bağlı. Yıl geçtikçe bu konuda geliştirdiğimi düşünüyorum. Bu noktada çok şey öğrendim. Topa sahip mi olmalı yoksa daha hızlı bir şekilde oynamalı mı? En iyi anı düşünerek en iyi anı o anda hissedip duruma göre hareket etmelisiniz. Bu noktada çok daha iyiye gidiyorum. Bu özellikler bende mevcut. Futbolseverler de görüyordur, bu konuda gelişim kat ettiğimi düşünüyorum” dedi.
Örnek aldığı futbolcular hakkında bilgiler veren Szymanski, “Lionel Messi benim için bir örnek. Bana göre dünyadaki en iyi futbolcu. Belki de sol ayaklı olduğu için onu çok daha fazla seviyorum. Oyun tarzını çok beğendiğim bir futbolcu. Kendisi sahada çok zeki ve ne yapması gerektiğini bilen bir oyuncu. Benim tercihim Messi ama elbette ki Ronaldo da dünyanın en iyi futbolcularından biri. Buna şüphe yok ama benim tercihim Messi” diye konuştu.
Açıklamalarının sonunda sarı-lacivertli taraftarlara da seslenen başarılı oyuncu sözlerini şöyle tamamladı:
“Taraftarlarımıza çok teşekkür ediyorum beni çok iyi karşıladılar, bana çok güzel mesajlar gönderdiler. Ben de bu anlamda kendimi mutlu hissettim. Sezon uzun ve zorlu. Dolayısıyla onların desteklerine ihtiyacımız var. Elbette ki hem iyi hem de kötü zamanlar olacak ama umarım nerede oynarsak oynayalım desteklerini her zaman hissederiz ve umuyorum ki hep birlikte harika bir sezon geçiririz.”
Kaynak: İHA