Hadi Özışık: 'Sedat Peker olayı' bahane oldu, kahpeliğe karşı direniyorum
Gazeteci Hadi Özışık, Sedat Peker'le telefon konuşmasının ortaya çıkması sonrası reklam şirketlerinin İnternethaber Yayın Grubu'na ambargo uygulamaya başladığını söyledi. Bu olayın 'bahane' olduğunu savunan Özışık, "Yapılan kahpeliğe karşı direniyorum" ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere kimi siyasi ve bürokratlarla ilgili ifşalarıyla gündemde olan organize suç örgütü lideri Sedat Peker'le telefon konuşması ortaya çıktıktan sonra iktidara yakın mahalleden 'dışlanan' İnternethaber Genel Yayın Yönetmeni Hadi Özışık, yeni açıklamalarda bulundu.
Özışık, gazeteci Adem Metan'ın kendisiyle ilgili sözleri üzerine kaleme aldığı yazıda, reklam firmaları tarafından sahibi olduğu yayın grubuna ambargo uygulandığını söyledi.
Metan, kişisel Twitter hesabında şu mesajları paylaşmıştı:
"Hadi Özışık bu günlerde açlıkla sınanıyor. Vatana ihanet etmedi. Olmaması gereken bir görüşmede oldu hepsi bu. Bir hata yaptı, defalarca kez özür diledi. Elinde Türkiye’nin en güçlü medya organlarından biri var ve maalesef görmezden geliniyor."
"Muhtemelen bu günlerde kimse telefonlarına da çıkmıyor. Çünkü sistem böyle. Allah hiç kimseyi böyle bir durumla karşı karşıya bırakmasın. Yok etmenin değil yaşatmanın yanında olalım. İnsanların maalesef kendilerinden başka kimsenin hata yapma şansını görmemesi ne üzücü."
Özışık'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
"(...) Adem Metan benim için 'Hadi Özışık'ı parayla terbiye etmek isteyenler var' dese daha doğru bir ifade kullanmış olurdu. Adem'in iyi niyetinden şüphem yok, bildiği ve üzüldüğü bir konuyu 'açlıkla sınama' sözleriyle dile getirmiş.
Bu yeni değil. Yıllardır haksızlıklarla boğuşuyorum.
'SOYLU İLE ARKADAŞLIĞIMIZDAN ÖTÜRÜ YILLARDIR 'PARAYLA TERBİYE' MUAMELESİYLE KARŞI KARŞIYAYIM
Kimileri yaşadığımız sıkıntıların Sedat Peker kaynaklı olduğunu söylüyor. Yani Sedat Peker'le yaptığım görüşmeden sonra 'ekonomik ambargo'ya tabi tutulmadım; Süleyman Soylu ile arkadaşlığımızdan ötürü yıllardır 'parayla terbiye' muamelesiyle karşı karşıyayım. 'Sedat Peker olayı' İnternethaber Yayın Grubu'na uygulanan 'reklam ambargosu'nun bahanesi oldu. Uzun yıllardan beri 'gizli bir el' bizi boğmaya, yok etmeye çalışıyor. O 'gizli eller'e en başından beri boyun eğmedim diye, 'parayla terbiye' etmeye çalıştılar, bugün bile vazgeçmiş değiller.
Üç kuruş için eğileceğimi, köle olmayı kabul edeceğimi zanneden o 'gizli eller' reklam ajanslarına baskı yaparak İnternethaber Yayın Grubu'nu 'kara liste'ye aldırdılar. Az önce de ifade ettim; yeni değil yıllardır 'talimat' alan ajansların kapıları bize kapalı. Aslında ajanslar demek doğru değil, sadece bir ajans aldığı talimatı harfiyen uyguluyor ve 60 kişinin istihdam edildiği İnternethaber'i her defasında yok sayıyor, liste dışı bırakıyor. Bunun nedenini sorduğumuzda, 'firma böyle istedi' yalanına sığınıyorlar haya etmeden.
'YAPILAN KAHPELİĞE KARŞI DİRENİYORUM'
Zor günler yaşadığımız doğru ama 'aç' ve 'açıkta' değiliz Allah'a şükür. Her şeye rağmen yapılan kahpeliğe karşı direniyorum ve bu can bu bedende olduğu sürece namerde muhtaç olmadan direneceğim. Öyle kolay pes etmek yok benim kitabımda, tek başıma kalsam bile doğru bildiğim yolda yüreyeceğim. İnandığım değerlerden asla vazgeçmeyeceğim, iti köpeği istediği gibi havlasın, isteyen istediği gibi baskısını yapsın, isteyen istediği gibi aldığı talimatla 60 emekçinin 'kul hakkı'na razı olsun... ben ayaktayım ayakta kalmaya devam edeceğim.
'Köle' olmamak adına, her türlü zorlukla boğuşmaya razıyım.
'AKLIN BENDE KALMASIN KARDEŞİM'
Kimin dost, kimin düşman, kimin 'dost gibi' görünüp arkamızdan 'düşmanlık' yaptığını bu dönemde gördüm ve yaşadım. Ben bu sürece 'imtihan' olarak bakıyorum. Her türlü 'imtihan'a tabi tutulduktan sonra bu sürecin geçeceğini, değişeceğini biliyorum. O yüzden buradan Adem Metan kardeşime sesleniyorum; aklın bende kalmasın kardeşim, ferah tut yüreğini. (...)"
TELEFON KONUŞMASI NEDEN GÜNDEM OLMUŞTU?
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Sedat Peker ile Süleyman Soylu arasında bir gazetecinin aracılık yaptığını iddia etmişti. İddianın merkezinde yer alan Hadi Özışık ise "Soylu ile Peker arasında haber götürdüğüm yalandır. Böyle yapan şerefsizdir, haysiyetsizdir" ifadesini kullanmıştı.
Gelişme üzerine Twitter hesabında Hadi Özışık ile yaptığı telefon konuşmasını paylaşan Peker, şunları söylemişti:
"Kıymetli dostlarım, İnternethaber sitesinin sahibi olan Hadi Özışık-Süleyman Özışık kardeşler en yakınları olan Süleyman Soylu’yla benim aramda aracılık yaptıklarını yalanlamışlar, söyleyen şerefsizdir demişler. Ben kimseye hile yapmam, ancak kendimi de rezil duruma düşürmem."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Özışık kardeşlere sert tepki göstermiş ve suç duyurusunda bulunmuştu:
"(...) Hadi Özışık'ı 30 yıldır tanıyorum, burada tanıyanlarınız da var. Bir insanın işsiz kalması kötü bir şey değil, gazeteci. Ya Hadi işsiz sen yanına al dedi. Aldım, iyi de iş çıkardı. O zamanlar internet falan yoktu. İnternethaber'in kurulmasına da destek verdim.
Yardım ettiğim ve destek olduğum insanlardan hiçbir şey istemiş değilim. Cep telefonum var, getirteyim. Cep telefonumu bana getirir misiniz? Getirin şu cep telefonumu. 13'ünde, 13'ünde... Hadi Özışık'la ilgili söz söylediği andan itibaren kimyam alt üst oldu.
'Bu adam (Sedat Peker) benimle YouTube programı yapmak istiyor' dedi. 'Zinhar' dedim, işine bak. Hadi Özışık'ı ben yıllardır tanıyorum. Yıllardır tanıdığım insanlardan bir tanesi de Mahmut Övür.
Telefon açtığım Hadi Özışık'a, 'yaptığın çok yanlış, memleketi de sattın bizi de sattın' dedim. Sonra bana şunu yazdı: 'Seni Sedat Peker'e sattım öyle mi, ben dostlarımı satmam. Ben bu adamla ilgili seninle hiç konuşmadığım halde, seni satmış oldum öyle mi?' (...)"