Sinan Ateş cinayetinde 22 şüpheli için istenen cezalar belli oldu
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili olarak 22 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde, Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında yanındaki Selman Bozkurt "müşteki", 22 kişi de "şüpheli" sıfatıyla yer aldı.
Olay anında tetikçi Eray Özyağci'nin yanındaki şüpheliler Vedat Balkaya ve Suat Kurt müşterek fail, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın suça azmettirdiği belirtildi.
İddianamede, şüphelilerin cinayetin işlenmesine yardımcı olduklarına dair detaylı bilgiler yer aldı.
'GÖSTERDİĞİM VEFAYA KARŞILIK VERMEYİNCE KİŞİSEL BİR HUSUMET OLUŞTU'
İddianamede ifadesine yer verilen şüpheli Eray Özyağci, Ateş'i 3-4 yıldır tanıdığını belirterek, "Kendisini tanıdığımda Ülkü Ocakları Başkanıydı. Gösterdiğim vefaya karşılık vermediği için aramızda kişisel bir husumet oluştu. Kendisini yaralamak amacıyla birtakım planlama ve ayarlama yaptım, hiç kimseden yardım talep etmedim, her şeyi kendi imkanlarımla yaptım." iddiasında bulundu.
'POLİSTEN YARDIM İSTEDİM'
Doğukan Çep'e olaydan kısa süre önce birisini vuracağını söylediğini ama kim olduğunu söylemediğini ve ondan yardım almadığını savunan Özyağci, Ankara'ya nasıl geleceğini, Ateş'i nerede bulacağını ve olay yerinden nasıl kaçacağını düşündüğü günlerde, Çep'in yanında oturan iki özel harekat polisinin kendi aralarında Ankara'ya gideceklerinden bahsettiklerini duyduğunu anlattı. Özyağci, şu beyanı verdi:
"Ben de bunu fırsata çevirdim, polislere Ankara'da hasta ziyaretine gitmem gerektiğini ancak ufak bir hapis cezasından dolayı aranmam olduğunu, cezaevine girmek istemediğimi, beni de Ankara'ya giderken yanlarına alıp alamayacaklarını sordum. Bunun üzerine polisler, beni Ankara'ya götürmeyi kabul ettiler."
'İKİ GÜN KEŞİF YAPTIM'
Ankara'da iki gün keşif yaptığını belirten Özyağci, olay günü Çukurambar'da kahvaltı yaptığını, bir süre sonra Ateş ve beraberinde iki kişi gördüğünü ifade etti.
Özyağci, "Şahıslarla karşı karşıya geldiğimiz esnada üzerimde bulunan silahımı çektim, öncelikle Ateş'in bacaklarına 3-4 el ateş ettim. Selman isimli şahsın da silah çekmesi üzerine kendi can güvenliğimi düşünerek Sinan Ateş'i etkisiz hale getirmek maksadıyla hızlı bir şekilde ateş etmem neticesinde şahıs hareketsiz kaldı." dedi.
Daha sonra kendisini bekleyen Balkaya'nın kullandığı motosikletle olay yerinden kaçtığını, kararlaştırılan bir noktada indiğini aktaran Özyağci, sonraki saatlerde ise ismini söylemek istemediği bir kişinin araçla kendisini aldığını ve İstanbul'a doğru gittiklerini anlattı.
Özyağci, olayda kullandığı tabanca, şarjör ve kalan fişekleri yolda bir çalılık alana gizledikten sonra İstanbul yakınlarında daha önce ayarlanan bir ikamete gittiğini bildirdi.
Şüpheli Vedat Balkaya ise Ankara'ya gittiği motosikleti olaydan 10 gün kadar önce Çep'in verdiğini belirtti. Özyağci'nin de kendisine, "husumetli olduğu bir kişinin ikamet ettiği konuma doğru gideceklerini" söylediğini anlatan Balkaya, olay günü bir kafeye bıraktığı Özyağci'nin süre sonra koşarak geldiğini, motosikletle buradan uzaklaştıklarını, daha sonra onun bekleyen bir araca bindiğini, kendisinin de İstanbul'a döndüğünü aktardı.
Balkaya, "Doğukan Çep, bu yaralama olayını biliyordu ancak Eray Özyağci'yi azmettirip azmettirmediğini bilmiyorum." şeklinde ifade verdi.
'CİNAYET PLANINDAN HABERİM YOKTU'
Suçlamaları reddeden Doğukan Çep, Suat Kurt'un iddialarını kabul etmediğini ve Sinan Ateş'i tanımadığını savundu.
Kendisinin sadece alacak verecek meselesi için Ankara'ya gideceğini belirterek, Özyağci'nin araç kiralamasına yardımcı olduğunu ancak herhangi bir cinayet planından haberi olmadığını ifade etti. Suat Kurt'un iddialarını reddederek, olayla hiçbir bağlantısının olmadığını ve suçlanmaya çalışıldığını söyleyen Çep, Sinan Ateş'i öldürme niyeti taşımadığını belirtti. Bu ifadelerle Çep, suçlamaları reddederken kendini savunmaya çalıştı.
ŞÜPHELİLER HAKKINDA İSTENEN CEZALAR
İddianamede, şüpheliler Özyağci, Balkaya ve Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar; Çep ve Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Özyağci'nin ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
Şüpheliler, Asarkaya, Saraç, Köktürk, Yüce, Uzunlar, Gelenbey, Çolak, Bayraktar, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Yüksel, Öktem, Karadeniz, Atay ve Aykal'ın "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılması talep edildi.
Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17'si hakkındaki soruşturma, ayrı bir dosya üzerinden sürüyor.
Öte yandan Tolgahan Demirbaş'ın MHP eski Milletvekili Olcay Kılavuz’un kullandığı evde yakalanması iddianamede yer almadı.
Ayrıca iddianamede Çağlar Zorlu'nun telefon incelemesinde Tolgahan Demirbaş'ın “tolga Ülkü Ocakları" ismi ile kayıtlı olduğu yine Aytaç Ataç'ın dijital incelemesinde de Demirbaş'ın "Tolgahan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı" olarak kaydedildiği bilgisi yer aldı.
AYŞE ATEŞ'İN İFADESİNE İDDİANAMEDE YER VERİLMEDİ
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, iddianame sonrası açıklama yaptı.
Sözcü'den İpek Özbey'e konuşan Ayşe Ateş "Olay gerçekleşir gerçekleşmez bu iddianameyi yazıp önümüze koyabilirlerdi. Bir buçuk yıl bekleyip çok basit, adi bir cinayet vakası gibi servis edilerek asıl faillerin alenen korunup kollandığı çok açık. Kocamı kimin öldürdüğü de, katilleri kimlerin koruduğu da gayet net. Ne diyeyim, yazıklar olsun. Bugün değilse yarın ama eninde sonunda hesap verecekler. Buna inanıyorum, bunun için de elimden gelen her şeyi yapacağıma kimsenin şüphesi olmasın. İnancı, ırkı, ideolojisi ne olursa olsun haksız yere katledilen tüm canlar için" ifadesini kullandı.
Ayşe Ateş iddianamede ifadesine yer verilmemesine de tepki göstedi. Ayşe Ateş şöyle konuştu: "Savcılık ifademi unutmuş. Muhtemelen siyasilerin ismi geçtiği için ifadem yok. İfademin tam metnini ilerde paylaşacağım. Bir ifade ancak bu kadar basitleştirilebilir, adeta aklımızla alay ediyorlar."
DOĞUKAN ÇEP KİMDİR?
Doğukan Çep, adı ilk kez 2013 yılında Gülsuyu'nda uyuşturucu karşıtı bir yürüyüş sırasında Hasan Ferit Gedik'in ölümüyle sonuçlanan olayda gündeme geldi. Davada 10 sanık beraat ederken, Doğukan Çep kasten öldürme suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca çete kurma, fuhuşa zorlama, gasp ve uyuşturucu ticareti gibi suçlamalardan da yargılanan Çep, toplamda 35 yıl hapis cezası aldı. 2015 yılında tahliye edilen ancak 2018'de hakkında yakalama kararı çıkartılan Çep, firari durumdaydı. Güvenlik güçleri, Gürcistan'a kaçtığı ve daha sonra Türkiye'ye döndüğü iddia edilen Doğukan Çep'i bir türlü yakalayamamıştı.