'Koronavirüs salgını sonrası aile bağları güçlenecek'
Prof.Dr.Mustafa Cankurtaran, koronavirüs sürecinde yaşlılara yönelik ayrımcılığın görülmeye başlanmasına karşın insanların kendi yaşlılarına yönelik hassasiyetinin arttığını belirterek, koronavirüs sonrası aile ilişkilerinin güçleneceğini öne sürdü
Koronavirüs salgının en büyük mağduru yaşlı insanlar oldu.
En çok ölümün yaşlılar arasında olması bir yana sokağa çıkmaları sağlıklarını koruma adına kısıtlandı.
Independent Türkçe'den Ali kemal Erdem, yaşanan sürecin yaşlıların psikolojisi ve gündelik hayatı üzerindeki etkilerini Hacettepe Üniversitesi Geriatri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran ile konuştu.
Geriatri, yaşlılık döneminde sağlık sorunları ve bunların tedavileriyle ilgilenen tıp dalı.
Türkiye’deki yaşlı nüfusu İtalya’nın yarısı kadar bile değil
Koronavirüsün yaşlılar üzerindeki etkilerini değerlendiren Cankurtaran, her şeyden önce Türkiye’deki 65 yaş üstü insanların nüfusa oranının Avrupa ülkelerine göre daha düşük olduğuna dikkat çekiyor. İtalya’da bu oran yüzde 23 iken Türkiye’de 65 yaş üstü insan sayısı yüzde 9’larda.
Türkiye’de hastalığı sanki yaşlıların yaydığı gibi yanlış bir algılamanın olduğunu söyleyen Cankurtaran, hastalığı yakalanan yaşlıların dolaşmaya devam eden genç ve orta yaşlılar yüzünden enfekte olduğunu belirtti.
En çok risk altında olanlar “Düşkün Yaşlılar”
Yaşlıları da ikiye ayırmak gerektiğini kaydeden Cankurtaran, “Türkiye’de yaşlı nüfusun yarısı dinçtir. Geri kalan yarının da yine yarısı düşkün olmayanlar. Ancak yüzde 20-25’lik grubu düşkün yani ciddi ve kronik hastalıklarla uğraşanlar. 70 yaşındaki biri dinç olabilirken 58 yaşındaki biri düşkün olabilir. En çok risk altında olanlar düşkün diye tabir ettiğimiz yaşlılarımız. Ancak bu koronavirüsün orta yaşlılara veya gençlere de etki etmeyeceği anlamına gelmesin” diye konuştu.
“Yaşlılardaki ölüm korkusunu depreştirdi”
Korovirüs nedeniyle evlerine kapanan yaşlı kesim arasında koronavirüs haberleri nedeniyle zaten yaşları nedeniyle var olan ölüm korkusunun iyice depreştiğini söyleyen Cankurtaran, Türkiye’de daha önce olmayan yaşlılara yönelik ayrımcılık ve negatif duyguların ilk defa bu dönemde görülmeye başladığına dikkat çekti.
Cankurtaran, toplum içinde görülmeye başlanan yaşlılara yönelik ayrımcılığa karşın aile içindeki ilişkileri ise olumlu etkilediği, kendi yaşlılarına yönelik korumacılığın arttığı düşüncesinde.
“İnsanlar yaşlısının nasıl anladığını anlamaya başladı”
Metropol hayatına geçtiğimizden beri insanların bir kısmının yaşlısından uzak yaşadığını söyleyen Cankurtaran, sözlerini şöyle sürdürdü:
Gündüz onun ne yaptığını evde nasıl zaman geçirdiğini bilmiyordu. İlk defa insanlar yaşlısının nasıl yaşadığını anlamaya başladı. Konuştuğum hastaların çocuklarının yakınlarının kendilerini daha çok arayıp sormaya başladığını söylüyor. Aileler ilk defa birlikte daha uzun zaman geçirmeye başladılar. Koronavirüs sürecinde ayrımcılık gibi bazı olumsuz duygular çıksa bile sonrasında aile bağları daha da güçlenecek.
Yaşlılara öneriler
Bu arada Cankurtaran yaşlılara mümkün olduğunda protein ağırlıklı beslenmeleri önerisinde bulunarak, “Yaşlılar tuvalete az gitmek için az su içerler. Bu dönem çok su içmeleri gerek. Ve hipertansiyon ilaçlarının hiçbirinin değişmesine gerek yok” dedi