Fosil ağaç ormanı, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
Manisa'nın Yunusemre ilçesinde bulunan, 16 -21 milyon yıllık olduğu tahmin edilen fosil ağaç ormanının, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı bildirildi.
İlker KILIÇASLAN - Nermin UÇTU / MANİSA, (DHA)- Gelen ziyaretçilerin milyonlarca yıllık fosil ağaçları toplayıp götürdüğü alanın turizme kazandırılması ve koruma altına alınması gerikiyor.
Manisa'da taşlaşmış ağaçlardan oluşan fosil ağaç ormanı, dünyadaki az sayıda örneğin arasında yer alıyor. Kızılçam ve meşeyle kaplı ormanlık alanda tespit edilen ve Yuntdağı volkanlarının patlamasıyla oluşan 16 ila 21 milyon yıllık olduğu sanılan fosil ağaçlar insan faaliyetleri ve doğa koşulları nedeniyle zarar gördü.
Bölgede yapılan çalışmalarda ladin ve yalankoz ağacı olmak üzere iki ağaç cinsinin varlığı tespit edildi. Bölgede üniversitelerin öğretim üyeleri tarafından bilimsel araştırmalar yapılırken, Yunusemre Belediyesi de geçen yıl alanın turizme kazandırılması için çalışmaların başlatılacağını duyurdu.
Aynı zamanda lav akıntısı ile oluşan taşlaşmış ağaçların bulunduğu alanın Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4'üncü Bölge Müdürlüğü tarafından da Tabiat Anıtı ilan edilmesi için çalışmalar başlatıldı. Ancak henüz koruma altına alınmayan alan, her geçen gün ziyaretçiler tarafından talan edilmesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
'ÇOK ÖZEL BİR OLUŞUM'
Bölgede incelemeler yapan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Sezgin, fosil ağaç ormanının çok özel bir oluşum olduğunu söyledi. Elindeki taşlaşmış ağaçları gösteren Doç. Dr. Sezgin, yurtdışında birçok kişinin buna benzer taşlaşmış ağaçları görebilmek için gezdiğini belirti, "Dünyada da çok fazla örneği yok. Anadolu'da birkaç yerde olduğunu biliyoruz. Manisa'da da Yunusemre ilçesi Osmancalı Mahallesi'nde fosil ağaç ormanı var. Bu oluşum yaklaşık 16-21 milyon yıl arasına tarihlendiriliyor. Dünyadaki bugünkü hali gibi düşünmeyelim. O dönemde başka bir dünya formasyonuna sahip. Fosil ağaçların oluşması için özel şartlar gerekiyor. Arazide büyük bir volkanik yapının olması gerekiyor. Volkan patlaması sırasında volkanın magmalarıyla birlikte akan ağaçlar eğer sulu bir ortama gelirse taşın içindeki minareller ağaca geçiyor ve ağaçlar taşlaşmış hale geliyor. Burada da volkanların patlamasıyla oluşan lav akıntıları ağaçları taş haline getirmiş. Ancak bunlar milyonlarca yıllık ağaçlar" diye konuştu.
'TURİZME KAZANDIRMALIYIZ'
Doç. Dr. Yusuf Sezgin, alanın yok olmaması için biran önce turizme kazandırılması gerektiğini belirtip, şöyle devam etti:
"Bunun turizme kazandırılması için çalışmalar yapılması gerekiyor. Geçen yıl Yunusemre Belediyesi çalışma için girişimde bulundu. Buranın turizme kazandırılmasıyla birlikte önemli bir potansiyele sahip olacağını düşünüyoruz. Çok yakınımızda Midilli Adası'nda buna benzer bir fosil orman var. Çok sayıda ziyaretçi geliyor, insanların ilgisini çekiyor. Taş şeklinde ağaç görmek her zaman mümkün değil. Etrafın düzenlenmesi gerekiyor. İnsanlar geldiği zaman araziyi gezerken anlayamayabilirler. Etrafını çevirip, korumak lazım. Her gelen buradan istediği gibi taşlaşmış ağaçları alıp götürmemeli. Bilgilendirme panoları da yapmak gerekiyor. Ağaçların cinsleri ve nasıl oluştukları konusunda detaylı bilgilendirmeye ihtiyaç var. Bu alanla ilgili bilimsel çalışmalar da yürütülüyor. İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ünal Akkemik çalışmalar yapıyor. Çalışmalar devam ediyor ama bu çalışmaların turizm ayağını harekete geçirmek gerekiyor."
Yüzeyde taşlaşmış ağaçların ne kadar olduğunu ya da ne kadarlık bir alanda yayılım gösterdiğini bilmediklerini kaydeden Doç. Dr. Sezgin, "Bu alanın altında neler olduğunu da bilmiyoruz. Çalışma yapılsa çok daha zengin bir manzara ile karşılaşacağız. Buranın doğal SİT alanı ilan edilmesi gerekiyor. Koruma altına alındığı zaman hiçbir şekilde müdahale edilemeyecek. Bugüne kadar yapılmamış olması bir eksikliktir. Turizm potansiyeli canlandırılmasını bekliyoruz" diye konuştu.