'Yüzümle Mutluyum' diyerek bir araya geldiler
Türkiye’de yaklaşık 720 bin kişi, yüzündeki belirgin farklılıklar nedeniyle ayrımcılık ve önyargıyla mücadele ediyor. “Yüzümle mutluyum” diyerek bir araya gelen yurttaşlar, farklılıkların zenginlik olduğunu yediden yetmişe herkesin bilmesini istiyor.
Apert Sendromu, Treacher Collins Sendromu, dudak-damak yarığı, Miller Sendromu, vitiligo, yanık, Negar Sendromu… Ülkede yaklaşık 720 bin kişinin yüz bölgesindeki bu belirgin farklılıklarla hayatını sürdürdüğü tahmin ediliyor.
Birgün'den Dilara Şimşek'in haberine göre, yüzlerindeki farklı görünüm nedeniyle ‘rahatsız edici’ bakışlara, ayrımcılık ve önyargılara artık son vermek isteyenler “Yüzümle mutluyum” dedi ve Yüzümle Mutluyum Derneği’ni kurdu. Mayıs 2018’de faaliyetine başlayan dernek, ülkede kendi alanında faaliyet yürüten ilk ve tek kuruluş.
Yönetim ekibinin tamamının gönüllü görev yaptığı dernek, 7’den 70’e yüz bölgesinde görünür farklılıkları olan herkese destek, bilgilendirme ve psikolojik hizmet sağlıyor. Gönüllü psikolog ekibi ailelere ücretsiz bire bir ya da uzaktan psikolojik destek hizmeti veriyor. Hazırlanan kılavuzlar özsaygı kazanmaları ve zorbaca davranışların üstesinden gelmeleri için yardımcı oluyor. Okul, iş hayatında yaşanılan sorunların çözümü ve maruz kaldıkları nefret söylemlerinin takibi konusunda ise ücretsiz hukuki destek hizmeti veriliyor. 2 yaşındaki kızı Elif de Treacher Collins Sendromu ile doğan derneğin kurucu başkanı Emre Erdal, kuruluş hikâyelerini şu sözlerle anlatıyor: “Elif doğduktan sonra benzer durumu yaşayan ailelere ulaşmaya çalıştık. İletişim sorunu vardı, ulaşamıyorduk. Yavaş yavaş bulmaya başladık ve yaşadıkları sorunları dinledim. Ailelerin birbirlerini bulması ve sorunlara çözüm sağlanması amacıyla böyle bir derneğe ihtiyaç olduğu sonucuna vardık.”
EN BÜYÜK SORUN OLUMSUZ TUTUM
“Bireylerin yaşadığı en büyük zorluk; fiziksel problemlerin ötesinde toplumda maruz kaldıkları olumsuz tutum ve davranışlar” diyen Erdal, herkesin eşit olduğu bir yaşam arzu ettiklerini söylüyor: “Onlar okul, iş, sosyal yaşamlarında dış görünüşleri nedeniyle irrite edici bakışlarla mücadele ediyor, dışlanıyor, ayrımcılığa ve nefret söylemlerine maruz kalıyorlar. Medyanın da yarattığı ideal dış görünüş algısı tamamen olumsuz etkiliyor. Özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde alay edilmek, dalga geçilmek ve akran zorbalığı ile karşı karşıya kalmak bireylerde kaygı ve endişeyi artırıyor, özgüveni zedeliyor, izolasyon ve depresyonu tetikliyor.”
Görünür olmak için 5 talep
Erdal, bireylerin toplumda görünür olmasını istediklerini ifade ederek taleplerini şöyle sıralıyor:
♦ Okul öncesinden başlayarak müfredatlara ‘farklılıklara saygı’ dersi eklensin istiyoruz.
♦ Eğitimciler ve sağlık çalışanları bilgilendirilmeli.
♦ Ailelerin çocuklarını bilinçlendirmeleri gerekiyor.
♦ Görünür farklılıkları olan bireyler daha çok ekranda olmalı.
♦ Nefret suçlarına ciddi anlamda yaptırım gelmeli.