Dünyayı yöneten erkekler kadın gibi düşünseydi...

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Dünyayı yöneten erkekler, azıcık kadın beyinli olsaydı, dünya daha yaşanılır bir yer olurdu herhalde” dedi.

Dünyayı yöneten erkekler kadın gibi düşünseydi...

Kadınlarla erkeklerin beyinsel ve davranışsal olarak farklı, bu farkın belirginleştiği noktalardan birinin de empati kurma yeteneği olduğunu belirten ve kadın-erkek eşitliği açısından insanlara eşit fırsatlar sunulması gerektiğinin altını çizen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, kadınlarla erkeklerin beyinlerinin farklı şekilde çalıştığını söyleyerek şöyle konuştu:

“Cinsiyetler açısından bakıldığında, ikilem durumlarında kadın ve erkeklerin tepkileri farklı olmaktadır. Kadınlardaki kararlar, başka insanları önemseme ölçüsünde güdülenirken, erkeklerde ise davranış somut bir kavram olan adalet üzerinden şekillenir. Bu durumun sinirsel beyin temelindeki yapı empati kurma becerisidir. Genel olarak tüm kültürlerde kadınlar savaş ve avlanma gibi şiddet içeren etkinliklerde yer almazlarken (Homeros ve Hesiodos’un bahsettiği, Samsun’un bugünkü Terme ilçesi ve o dönemdeki Temiskira bölgesinde yaşayan Amazon kadın savaşçıları saymazsak genelde savaşçı askerlerin tümü tarihte erkeklerdir) çocuk ve hasta bakımı gibi daha özverili işlerde sabırla çalışırlar.”

KADINLAR HEM İYİ HEM KÖTÜ İNSANLA EMPATİ KURUYOR

Kadınların evrensel şefkate önem verirken, erkeklerin adalet ve dürüstlük kavramı ölçülerini esas aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Bu, erkek ve kadın beyinlerindeki empati farklılığının bir gerçeğidir. Bir kadın dürüst olmayan birisini cezalandırabilir ama onun acısını da paylaşabilir. Erkek ise acısını paylaşmadan onu cezalandırır” dedi.

ERKEKLER SADECE İYİ İNSANLA EMPATİ KURUYOR

Bilim insanlarının yaptıkları araştırmalarda, iyi insanları acı içinde görmekle kötü insanları acı içinde görmek arasında nasıl bir beyinsel çalışma farklılığı olduğunu araştırdıklarını belirten Tarlacı, şunları söyledi:
“Kadınlar böyle bir durumla karşı karşıya bırakıldıklarında, yani hem iyi adamı hem de kötü adamı acı içinde gördüklerinde beyinlerinde aynı alanların (ön singulat ve insüler beyin bölgesi) ışıl ışıl çalıştığı tespit edilmiştir. Bunun diğer bir ifadesi şudur: Kadınlar hem iyi hem de kötü adama kuvvetli biçimde empati göstermişlerdi. Erkeklerde ise oldukça farklı bir beyinsel durum tespit edilmişti. Erkekler iyi insanların acı çektiklerini gördüklerinde kendi beyinlerinde acı çekme alanlarında çalışmanın ortaya çıktığı yani acı çeken iyi insanla empati kurdukları tespit edildi. Buna karşın erkekler kötü adamların acı çektiklerini gördüklerindeyse beyinlerindeki başkasının acısını hissetme alanlarında hiçbir çalışma gözlenmedi. Kötü olduğu kabul edilen adamların acı çektiğini gören erkeklerin beyninde acı algılayan alanlar sessizliğe bürünmüştü. Kadınların aksine erkekler, kötü adamların kaderleriyle ilgilenmiyor gözüküyorlardı. Bundan daha da ötesi, erkeklerin dürüst davranmayan kötü adamların cezalandırılmasından keyif aldıklarını gösteren, beynin ödüllendirme sisteminde devreye giren bölgelerin çalıştığı ortaya çıkmıştı. Buradan çıkan basit sonuç, empati kurma yeteneği açısından kadınlar ile erkekler farklı beyin örüntüsüne sahiptir ve kadınlar empati duygusunu yani başkasının acısını daha iyi anlayabilmektedirler.”

ASKERLİK MESLEĞİNİ DAHA ÇOK ERKEKLER TERCİH EDİYOR

“Belki de bu nedenle savaşlarda erkekler asker olurlar” diyen Prof. Dr. Sultan Tarlacı, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Bir hasmının acısını erkeğin beyninde paylaşmasının imkân dışında olması, onu iyi bir kahraman haline getirebilir. Diğer yandan iyi olan arkadaşlarına veya grup üyelerine duyduğu empatinin yüksek olması, grubu ateşleyici ve birliği devam ettiren bir duygudur. Düşman cephesinde ölümleri gören erkek için bu katlanılması kolayken, kendi cephesinde ise acı vericidir. Bu acı da doğal intikam arzusunu kamçılayacaktır. Kadınlarda ise durum farklıdır. Hasmının acısı bile onda paylaşılan bir acı oluşturur. Kadınlar da asker olurlar ancak bunu yerine getirirken muhtemelen daha fazla yoğun ve acı veren duygulara maruz kalırlar. Erkelerde ortaya çıkan siyah-beyaz, biz-onlar keskin ayrımı kadınlarda biraz puslanabilir.”