Kahverengi Kokarcayla Mücadelede Yeni Yöntem: Resmen Sonu Geliyor
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) laboratuvarlarında üretilen mantar sporları, fındık başta olmak üzere birçok tarımsal ürüne zarar veren kahverengi kokarca (Halyomorpha halys) zararlısıyla mücadele amacıyla geliştiriliyor.
Kaynak: AA
KTÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. İsmail Demir, bu istilacı türün Uzak Doğu’dan taşınarak Türkiye'ye geldiğini ve burada doğal bir düşmanı olmadığı için hızla çoğaldığını belirtti.
Kahverengi kokarcanın özellikle 24 saat içinde yaklaşık 2 kilometre mesafe kat edebildiğini söyleyen Demir, Uzak Doğu'da bu zararlıya karşı samuray arısının kullanıldığını ve bu yöntemin yüzde 50 ila 70 arasında etkili parazitlenme sağladığını vurguladı. Türkiye'de de samuray arısı doğaya salınsa da zararlının hızla artan popülasyonunu kontrol altına almakta bu yöntemin yeterli olmadığını belirten Demir, biyolojik ve kimyasal yöntemlerin bir arada kullanılmasının gerekli olduğunu ifade etti.
Demir, bu doğrultuda laboratuvar ortamında zararlıyla mücadele için mantar sporları ürettiklerini, kahverengi kokarcalar üzerinde yaptıkları denemelerde başarılı sonuçlar elde ettiklerini anlatarak, "İnsanları öldüren mikroplar olduğu gibi böceklerin de ölümüne neden olan, popülasyonlarının baskılanmasını sağlayan çeşitli mikroorganizmalar, bakteriler, virüsler ve mantarlar var. Bu mikroorganizmaları zararlıların mücadelesinde kullanmaya çalışıyoruz. Burada da çıkış noktamız böceğin biyolojisi, böceğin beslenme rejimiyle uygun mikrobu belirlemek" diye konuştu.
"MÜCADELEDE EN ETKİLİ YÖNTEM"
Kahverengi kokarcanın hortumlu ağız yapısıyla bitkilerin öz suyunu ve mahsulleri emerek beslendiğini belirten Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu zararlı, sokucu-emici ağız yapısına sahip, dolayısıyla bununla mücadelede en etkili olabilecek mikroorganizmaların mantarlar olduğunu düşünüyoruz. Çünkü mantarlar böcek tarafından yenilmek zorunda değildir. Mantar sporları böceğin üzerine düşer, orada çimlenmeye başlar ve kütikulayı (böcekleri vücuda girebilecek enfekte edici mikroorganizmalara, parazitlere ve predatörlere karşı koruyan vücut zırhı) geçtikten sonra böceği enfekte eder. Dolayısıyla avantajlı mikroorganizmalardır."
Mantarları laboratuvarlarda gerek katı gerekse sıvı ortamlarda rahatlıkla üretebildiklerini ifade eden Demir, "Bu ortamlarda ürettiğimiz mantarlardan sporları hasat ediyoruz, o sporları uzun bir süre rahatlıkla dolaplarda muhafaza ediyoruz. Sonra bu sporları gerek karışımlar halinde gerekse de testler için direkt zararlılar üzerine uyguluyoruz. Belli konsantrasyonda zararlılara bulaştırıyoruz ve böylelikle mantarların böcekleri öldürmesini sağlıyoruz" dedi.
Prof. Dr. İsmail Demir, ön çalışmalarında, laboratuvarlarındaki kültür koleksiyonunda yer alan mantarların, böcek üzerinde öldürücü etkilerinin yüksek olduğunu gördüklerine dikkati çekerek, "Bu verilerden hareketle bu mantarları acaba bir biyopreparata (böcek öldürücü mikrop içeren karışım) dönüştürebilir miyiz? Bu zararlıyla mücadeleye yönelik çalışmalarımızı yapmaktayız" diye konuştu.
Kahverengi kokarcanın yazın bahçelerde, kışın ise kışlaklarda yaşadığını ve çabuk çoğaldığını anlatan Demir, vatandaşlara, bu zararlıları gördükleri yerde süpürerek imha etmeleri çağrısında bulundu.