Milli Eğitim Bakanı ve mücadele edilmesi gereken zihniyet
Zorunlu eğitim varken çocukları okula göndermemek kanunu tanımamaktır. Sizde bu bakış açısına prim veren bir düşünce içerisindesiniz. Ayrıca 18 yaşına kadar herkes çocuktur. Çocuğu başka bir çocuğun bulunduğu okula göndermeyen kişiler çocuğa çocuk gözü ile bakamayanlardır.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bugün bir televizyon programında, “2013 veya 2014 yılında tahmin ediyorum, konuşmuşuz “'Kız çocuklarının okullaşma oranı düşük, istediğimiz seviyeye nasıl getirebiliriz?' diye. Kız çocuklarını okula göndermeyen velilerin argümanlarından biri de 'Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum.' Şimdi benim Millî Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşması sağlamaktı. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz, veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli. Karma eğitim esastır ama bu tür gerekçelerle, yani eğitimin, okullaşma oranının artması anlamında bu tür tedbirleri almak gerekiyorsa beraber alalım. Şimdi buradan hareketle karma eğitime karşı olduğum söyleniyor. Tam tersine özgürlükçüyüm, karma eğitim isteyen veliler için de kuşkusuz o olacak. Zaten bizim Millî Eğitimin temel kanununda öyle diyor, karma eğitim esastır ama benim asli görevim, okullaşma oranını artırmaktır." şeklinde bir açıklama yaptı.
Milli Eğitim Bakanı kız çocuklarının okullaşmasını artırabilmek için başka tedbirler almak yerine çocuklarımız için ‘kız’, ‘erkek’ ayrı okullar açılabileceğini ifade etti. Bakan beyin bulduğu çözüm bu.
Kız çocuklarının okula gönderilmemesi çağ dışı bir yaklaşımdır. Bunu tartışmak bile abesle iştigaldir. Siz okurlardan özür diliyorum. Kız çocuklarının okula gönderilmesini sağlamak için aklımızı başımızdan alan bu öneriyi yapan Milli Eğitim Bakanı’na zorunlu olarak cevap niteliğinde bu satırları kaleme alıyorum.
Sayın Milli Eğitim Bakanı;
Bir… Öncelikle bu çağda kız çocuklarımızın okullarını ayrıştırmak yerine, bu çağda kız çocuğunu okula göndermeyen zihniyetle mücadele etmelisiniz.
İki… 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 6/1-c maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun (ÇKK) 3/1-a maddesi uyarınca daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. Bu iki hüküm değerlendirildiğinde; 18 yaşını doldurmamış her insan çocuk sayılmıştır. Kişi 18 yaşından önce ergin (reşit) olsa da çocuk sayılmaya devam edecektir. Bu anlamda; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 11. maddesinde erginlik (reşitlik) yaşı 18 olarak kabul edilmiştir.
Üç… Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin birinci maddesi uyarınca, “Çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.”
18 yaşına kadar yani reşit olana kadar tüm bireyler çocuktur. 18 yaşın altındaki bireylere cinsiyetçi yaklaşmak bir ülkenin Milli Eğitim Bakanı’na yakışmamıştır.
Dört… Aile, çocuk ve eğitim düzenlemeleri Anayasa ile güvence altına alınmıştır.
Anayasanın 41. maddesi ailenin korunması ve çocuk haklarını düzenler. Anayasa’nın 41. maddesi uyarınca “Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri almak zorundadır.”
Öte yandan;
Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi ise Anayasanın 42. Maddesinde teminat altına alınmıştır.
Anayasanın 42. maddesinde “…Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir…” denmektedir. Görüldüğü gibi hiçbir çocuğumuz eğitim öğretim hakkından yoksun bırakılamaz. Bu çocuğun annesi ya da babası da olsa kimse çocuklarımızın eğitim hakkını engelleyemez.
Beş… Ülkemizde 12 yıllık zorunlu eğitim uygulanmaktadır. Başka bir ifade ile 6-18 yaş aralığındaki çocuklarımızın OKULLARDA OLMASI ZORUNLUDUR.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti, çocukların cinsel istismar da dahil olmak üzere şiddetin ve sömürünün her türlüsünden korunma haklarını Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü Ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi gibi uluslararası düzenlemelere taraftır.
Sayın Bakan,
Zorunlu eğitim varken çocukları okula göndermemek kanunu tanımamaktır. Sizde bu bakış açısına prim veren bir düşünce içerisindesiniz. Ayrıca 18 yaşına kadar herkes çocuktur. Çocuğu başka bir çocuğun bulunduğu okula göndermeyen kişiler çocuğa çocuk gözü ile bakamayanlardır. Sizin özgürlükçü (!) bakış açınız çocuğun üstün yararının yanında değil, bu karanlık zihniyetin yanındadır. Bu bakış açısını ÖZGÜRLÜK kavramı ile yan yana getirmek abesle iştigaldir. Çocuklarımızı okula kavuşturmak elbette Milli Eğitim Bakanı’nın asli görevidir. Ancak daha öncelikli göreviniz çocuğa çocuk gözü ile bakılmasını sağlamak ve tüm çocuklarımızı korumak olmalıdır.
Karaman’da, Aladağ’da, tarikat ve cemaatlerin arka bahçesi olan vakıf ve derneklerin sözde okullarında (medrese) erkek çocuklarımıza yapılanları takip etmek yerine, aklınıza küçücük yavrularımızın okullarını ‘kız’, ‘erkek’ olarak ayrıştırmak mı geldi?
Sayın Bakan, Karaman adliyesinde cinsel istismar dosyasını incelerken çocuklardan birinin ifadesinde, ‘KAİMDER’e ait evde, kendi yatağında sanığa direndiğini ancak zorla cinsel istismara uğradığını’ belirttiğini okumuştum. O gün insanlığımdan utandım. Siz ise o günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın Müsteşarıydınız. Ve yasaya aykırı sözde eğitim merkezlerine, yurtlara, kurslara karşı yasaların size verdiği yetkiyi sağlıklı kullanmadınız. Gerekli tedbirleri almadınız. Milli Eğitim Bakanı oldunuz ve hala yasalara aykırı açılmış olan sözde okulların, yurtların, evlerin, kursların kapatılması için kılınızı bile kıpırdatmıyorsunuz.
Sonra da çıkıp “kız çocuklarını erkeklerle aynı okula göndermek istemeyen veliler var” diye okullarımızı ayrıştırmaya kalkıyorsunuz. Mücadele etmeniz gereken zihniyet, kız çocuğunu toplumdan ve eğitimden koparmak isteyen zihniyettir sayın bakan…
BAKMAYIN GÖRÜN