Furkan’a yılbaşı kartı
Yeni yıl kartı yazmak istediğim isim Gerçek Gündem’in genç muhabirlerinden gazeteci Furkan Karabay.
Adettendir. Yılsonuna yaklaşırken yeni yıl mesajları gidip gelmeye başlar. Benim gibi zamanın doğrusal değil de döngüsel ilerlediğini hissedenlerdenseniz yılbaşı sadece bir önceki yıl olanların benzerlerinin tekrarlanacağı yeni bir başlangıç noktasıdır.
Geçmiş, şimdi ve geleceğin bir arada olduğu an dediğimiz o tek noktaya sıkışabilecek kadar dar, evrenin ve hayatın kendi kendini sonsuz kez tekrarlayacağı kadar geniş olan yeni bir alana geçişi bu sene kutlamayı düşünmüyordum. Sessizce geçip gitsin istedim. Bu gibi günlerde saklanmayı iyi becerenlerin aşina olduğu, ortalık yerde dursan da çalışan o görünmezlik kalkanına güvendim. Gökyüzünde birkaç bulutlu gece sonrası yeniden görülebilen bir parıltı olmaya çok yaklaşmıştım ki, bir olay yaşandı ve ben yazının sonunda bulacağınız yılbaşı kartını yazmaya karar verdim.
Her ne kadar bu kararı yeni almış olsam da, yılbaşı kartları üzerine düşünmem geçenlerde aile fotoğrafları arasında saklanan kartpostalları karıştırmakla başladı. Henüz okuma öğrenmediğim dönemlerimde resimli taraflarına baktığım bu kartlar okumayı öğrendikten sonra farklılaştı. Kimin, kime, ne zaman ve ne yazdığını öğrenmeye başlayınca yazılı taraflar öne geçti. Tebrik kartlarının bir kısmı her ikisi de öğretmen olan anne, babama öğrencileri tarafından yazılmıştı. İmzaların altında sınıfları ile öğrenci numaralarının da yazıldığı bu kartlarda hemen hemen birbirinin aynıydı. Belli bir saygı mesafesinden, itinalı bir el yazısı ile kaleme alınmıştı. Yılbaşı da, bayramlar da aynı cümlelerle kutlanmıştı.
Asıl ilgimi çeken arkadaşlarından gelen kartlar oldu. Epeydir elimi sürmediğim bu kartların bazılarında tekrarlanan bir ifade beni düşünmeye itti. Yakın arkadaşlarından biri yazdığı yılbaşı tebriklerinden birinde kendi yaşamındaki gelişmelerden bahsettikten sonra annemin neden bir süredir sessiz kaldığını sorguluyordu. Anlaşılan öncesinde birkaç kere daha yazmış ancak cevap alamadığı için merak etmiş ve bu merak yerini kırgınlığa bırakacakken satırlarını ‘bu sefer de yanıt alamazsam benden bir daha ses çıkmaz bilesin’ diye bitirmişti. Bu söz beni sarstı. Birkaç kart sonrasında annemin sessizliğini sorgulayan başka bir kartla karşılaştım. Benzer biçimde, o arkadaşı da kendi hayatından haberler verip yeni yıl için iyi dileklerde bulunduktan sonra eğer cevap alamazsa bu kartın anneme yazdığı son kart olduğunu belirtiyordu.
Tarihlere bakınca annemin o ara cevap yazmakta neden zorlandığını anladım. Hayatının üstüste kayıplar yaşadığı zor zamanlarıydı. O zor zamanlarında iki satır cevap yazamayacak kadar güçlük içinde olmasına üzüldüm. Diğer yandan arkadaşlarının tutumunu takdir ettim. Fasa fiso sebepler, köpük yoğunluklar nedeniyle basit bir Whatsapp mesajına geri dönmemenin ya da hal hatır sormamanın sıradanlaştırılmaya başlandığı günümüzden bakınca bu netlik bana iyi geldi. İnsan ilişkilerinde özensizliği es geçemediğim, giderek daha da tahammülsüz olduğum halime örnek teşkil etti. Kişinin hem kendi alanını koruyan hem de karşı tarafı bir çeki düzen vermeye davet eden bu tavrın ne derece özenli bir tutum olduğunu gördüm. Zira her insan değer verdiği ölçüde değer görmeyi bekler. Dahası görülmek, duyulmak ister. Aksi, köklerinin nerelere gittiği belli olmayan bir değersizlik hissi, hiç olmadık zamanda akla düşen yığınla soru, dile getirilemeyen kırgınlıklar. Ne gerek var?
Sonraki kartlarından annemin kendini toparladığında cevap yazdığını anlayıp mutlu oldum. Artık tarafların hayatta olmadığı bu iletişimden kendime bir şeyler kattım. Yarın çoğumuzun telefonunun mesaj kutusu tek tuşla rehberdeki herkese gönderilen basmakalıp yeni yıl mesajları ile dolacak. Bir kez daha adet yerini böyle özensizce bulacak. Bazılarımız bu tür mesajlara cevap vermeyi çoktan bıraktı. Kimimiz inatla ismen yanıtlamaya devam ediyor. Gelenek bozulmasın. Shakespeare’in oyununa isim olarak seçtiği değişmez yeni yıl dileğim olan ‘Yeter ki sonu iyi bitsin’ diyerek yeni yılınızı kutluyorum.
Yazının başında sözünü ettiğim, yeni yıl kartı yazmak istediğim isim Gerçek Gündem’in genç muhabirlerinden gazeteci Furkan Karabay. Haberinde kamuya açık bir tutanağı yazdığı için dün apar topar tutuklanıp cezaevine gönderilen Karabay, hakikati yazdığı ve gazeteci olduğu için yeniyıla demir parmaklıklar ardında girecek. Bugüne kadar tanık olduğumuz haksızlıkların bu son halkasına sessiz kalamıyorum. O nedenle bu yazımın sonuna yılbaşı kartını ekliyorum.
Sevgili Furkan,
Yeni bir yıla gireceğimiz bu günlerde halkın haber alma hakkını yerine getirdiğin için özgürlüğünden alıkonulmuş olman içimi yakıyor. Haksızlıklara karşı birarada durmaktan, doğruları söylemekten, özgür ve adil yarınlara inanmaktan vazgeçmiyoruz. Ülkece zor olacağı besbelli bu yeni yıla girerken sana en iyi dileklerimi gönderiyor, bir an önce özgürlüğüne kavuşmanı diliyorum. Dostlukla…