Kuzey Akım'ı kim patlattı?
2019 yazının başlarında dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel'in peş peşe geçirdiği titreme nöbetleri epey konuşulmuştu. Hatta Alman liderin uzun yıllara yayılan görev süresine atıfla dünyadaki barışa sabitlenen tek çivinin de titrediği benzetmeleri yapıldı.
Benzetmeler o dönem için yersiz değildi. Zira dünya 2019 yazına girerken, ABD ile Çin arasında çetin bir ticaret savaşının ortasında, Birleşik Krallık Brexit'in yarattığı siyasi çıkmazdaydı.
Birkaç ay önce Hindistan ve Pakistan orduları birbirlerinin uçaklarını düşürmüş, Trump İran'a ait hedefleri vurmaktan operasyona 10 dakika kala vazgeçtiklerini yeni açıklamıştı.
Yeni Zelanda'da camiyi, Sri Lanka'da kiliseyi bir ay arayla hedef alan terör saldırıları dünyada bir bunalım atmosferi yaratmıştı.
Aradan geçen üç senede bu sorunların bazıları çözüldü, bazıları donduruldu, bazıları da unutuldu.
Ancak 2019 yazında titreme nöbetlerini konuştuğumuz, çoktan emekliliğini ilan etmiş Merkel, 2023 kışına doğru son sürat ilerlerken yeniden gündemde.
Emekli şansölyenin bu kez gündeme gelme sebebi ise geçtiğimiz günlerde sabotaja uğrayan Kuzey Akım boru hattının açılış töreninde dönemin Rusya Devlet Başkanı Medvedev ile verdiği tarihi poz.
Eski fotoğraflar, mutlu gülen iki yüz, havaya uçurulan boru hattı, soğuk bir kışa doğru ilerleyen Avrupa...
Görevi bırakırken Avrupa Birliği’nin efsanevi liderlerinden biri olarak uğurlanan Merkel, bugün Avrupa’yı Rusya’ya karşı savunmasız bırakmakla suçlanıyor.
Fotoğraf ise savunmada ABD’ye, enerjide Rusya’ya sırtını dayayan 21. Yüzyıl Alman dış politikasının çöküşünü ortaya koyuyor.
KUZEY AKIM'I KİM PATLATTI?
Geçtiğimiz pazarı pazartesiye bağlayan gece Rus doğal gazını Almanya'ya bağlayan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 hatlarında peş peşe büyük çapta sızıntı meydana geldi.
Olayın büyüklüğünü anlamak için önce boru hatlarının fiziki yapısına bakalım.
Baltık Denizi'nde 80 ile 110 metre arasında bir derinlikte bulunan iki hat da yaklaşık 100 bin adet 24 tonluk beton kaplı çelik boruların deniz tabanında birleştirilmesiyle oluşturulmuş. Hatların iç çapı ise 1153 milimetre.
Uzman isimler bu tip boru hatlarında bu çapta sızıntıların çok nadir görüldüğünü söylüyor. Henüz çok yeni olan, yıpranmamış iki boru hattında saatler arayla böyle bir sızıntı yaşanması ise kaza veya yapısal arıza ihtimalini ortadan kaldırıyor.
Sızıntıların kara sularına çok yakın bir bölgede gerçekleştiği Danimarka ve İsveç olayın sabotaj olduğundan emin. Avrupa Birliği'nin dış politika şefi Borrell de birinci ağızdan olayın sabotaj olduğunu söyledi. Ne var ki, sabotajın kim tarafından ve nasıl yapıldığına ilişkin soruları yanıtlayamadı.
Henüz olayla ilgili soruşturmayı kimin yürüteceği net değil. Şimdiye kadar deniz dibine inilip bir inceleme de yapılmadı.
Eldeki en net argüman İsveç donanmasının yaptığı inceleme. Daha önce denizaltında yaptıkları tatbikatlarda elde edilen verilerle, sızıntının başladığı saatlerdeki verileri karşılaştıran İsveç donanması, sismik verilerin su altında doğal olmayan bir patlamaya işaret ettiğini açıkladı.
Özetle, birileri yaklaşık 100 metre derine dalıp, 1 metreden fazla çapa sahip Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2'i çeşitli patlayıcılarla havaya uçurdu.
Peki kim?
Pazartesi sabahı Tagesspiegel'de sıcağı sıcağına çıkan konuyla ilgili ilk haberde Alman istihbarat kaynaklarının değerlendirmesi vardı. Haber ön değerlendirmelerin Ukrayna veya Ukrayna bağlantılı güçleri işaret ettiğini söylüyor. Bir kenara not etmeye değer bir 'ön değerlendirme'.
Polonya'nın eski savunma ve dışişleri bakanı Sikorski, sızıntının fotoğrafını 'Teşekkürler ABD' notuyla paylaştı.
Kremlin'de de benzer şekilde parmaklar Washington'u gösteriyor. Peskov ilk açıklamasında, Biden'ın 7 Şubat'ta savaş başlamadan önce söylediği 'Kuzey Akım'ı bitirebilecek gücümüz var' sözlerini hatırlattı.
Kuzey Akım gerçekten tamamen tarihe mi karıştı bilinmez ama sihirli bir değnekle tüm siyasi atmosfer düzeltilse dahi bu kış çalışmayacağı kesin. Üstelik Almanlar, deniz tuzunun boru hattını onarılamaz hale getirebileceğini de söylüyor.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken’a göre ise olay, Avrupa’nın Rus gazına bağımlılıktan kurtulması için bir ‘fırsat’.
Rus doğalgazını transit rotadaki Ukrayna ve Polonya'yı devre dışı bırakarak Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya taşıyan Kuzey Akım'ı kimin patlattığı muhtemelen hiçbir zaman kesin bir şekilde ortaya çıkmayacak.
Ama kazananlar ve kaybedenler ortada.
Putin'in birkaç gün önce nükleer savaş, seferberlik ve referandum kartlarını masaya koyarak rest demişti. Kuzey Akım'ın havaya uçurulmasını Moskova'ya verilen 'uzun bir savaşa hazırız' cevabı olarak da okuyabiliriz.
Artık Almanya'nın enerji güvenliği, Ukrayna ve Polonya'nın güvenliğinden bağımsız değil.
Çok istese bile kısa vadede yeniden Rus gazına erişemeyecek olan Berlin için artık tek seçenek ABD ve Ukrayna'ya daha yakın durmak. Kuzey Akım üzerinde gaz sevkiyatı için Ruslarla pazarlık ve taviz seçeneği ise denizin 100 metre kadar derinine gömülmüş durumda.
Baltık Denizi'ndeki sabotaj Kuzey Akım'ın beton blokları kadar Merkel'in en az 10 yıllık enerji ve Ukrayna politikalarını da havaya uçurmuş gibi görünüyor.