CHP’den AKP’ye ücretsiz danışmanlık hizmeti: Millet nosyonunun son seçimi

Eren Aksoyoğlu, Siyasal İletişimci

İktidar partisi sancılı günlerin ardından nihayet seçim bildirgesini açıkladı. Erdoğan’ın eski bakan Mehmet Şimşek’ten yediği golün acısı henüz belleklerdeki yerini korurken ekonomi ve sosyal yoğunluklu seçim bildirgesi yandaş medya dahil olmak üzere neredeyse hiç tartışılmadı. Önceki kampanya başlangıçlarının eski merkez medya dahil olmak üzere kamuoyunda etki ettiğini hatırlatalım. Ancak bu kez dayandığı temel prensipler ve çelişkiler nedeniyle bu başlangıcın konuşulmamasını manidar bulmak gerekiyor. Bütün bir kamuoyu konu Erdoğan’ın başaramadığına geldiğinde susmayı tercih ediyor. Bu medyanın bastırılma şekillerinden birisi.

KENDİNİ TEKRARLAYAN PARTİ

AKP’nin devamlı reklamcısı Erol Olçok 10 yıl kadar önce verdiği bir röportajda “bir seçim kampanyası ne zaman başlar” sorusuna “seçimden sonraki gün” cevabını vermişti. Konuyu “Olçok yok, dolayısıyla başaramıyorlar” çizgisine getirmek istemem. Siyasal iletişim siyasetin oldukça alt kategorilerinden biri. Ancak AKP’nin Türk siyasi kültürüne kattığı en önemli olgu siyasal iletişim oluverdi. Zira Erdoğan’ın icraatlarından rejim değişikliğine kadar pek çok katman sadece siyasal iletişimin stratejisiyle geniş kitlelere anlatılabilirdi. Bunu yıllar içinde çok iyi tatbik ettiler. Ancak bugün yeni bir durum var. Taşralı iktidar partisinin tek modern tarafı bir yüzünü geçmişe, diğer yüzünü geleceğe dönebilen; siyasal iletişimin diliyle geçmişini kamuoyuna anlatarak kendini pekiştiren, belirli bir ölçüde bundan siyasal güç alan bir parti olmasıdır. Bugüne kadar AKP’yi ileriye iten bu tablonun dağılmaya başladığını artık biliyoruz. Ancak kendini tekrarlayan partinin kitle mobilizasyonunu ölçmekte halen zorlanıyoruz.

CHP’DEN DEV HİZMET

Rahşan Ecevit bir seçim öncesinde DSP’nin icraatlarını soranlara “söylemem, söylersem kullanırlar” demesi çoğumuzun akıllarında kalmıştır. CHP, DSP’den farklı olarak elini açık tutan bir parti. Ancak sosyal medya düzleminde bu açıklığı avantaja çevirmeyi başarıyor. Zira Erdoğan’ın seçim bildirgesindeki bazı maddeler zaten CHP’nin Türkiye’ye anlattıklarından oluşuyor. “Teşekkürler Kılıçdaroğlu” içerikleri Tiktok dahil olmak üzere sosyal medyayı sarmış durumda. Artık geçmişinden güç alan parti yeni dönem için yeni bir şey söyleyemiyor. Söyleyemedikçe rakibinin regülasyon çabasına sarılmak durumunda kalıyor. Kanımca sosyal demokrasinin hibrit ideoloji olma halini de iktidar partisinin içinde görmek durumunda kalıyoruz. Bütün bunlara rağmen iktidarın ayakta kalması mümkün olmayabilir. Tek şartla; CHP örgütlerinin de “bir bayi teşkilatlanması gibi” CHP’nin vaatlerini AKP’nin uyguladığını anlatması karşılığında.

MİLLET NOSYONU ÇÖZÜLÜYOR

Kapalı sistemler reklamlarının siyasal iletişimde sıklıkla görüldüğü bir çağdayız. SHP’nin matruşkaları, İngiliz İşçi Partisi’nin değişim zamanı reklamları, Estonya Sosyal Demokrat Partisi’nin hepimiz Estonyalıyız reklam filmi. Bunların tamamı iç mekan ve kapalı sosyolojik/ekonomik sistemler kampanyalarıdır. Güçlü olmayan, dingin, sükunetli bu kampanyalar toplumun makul kalabalıklarının oyunu ister. Bunu son olarak DEVA’nın reklam filmlerinde gördük. Ancak AKP kendini tekrarlamayı sürdürdü. Kampanya başlangıcında sergilenen güçlü millet, güçlü devlet vurgulu “kutlu yol” millet nosyonunun büyümesini talep ediyordu. Ancak Erdoğan’ın konuşması sırasında gençlerin kendisini dinlemeyip kutlu yol şarkılarına devam etmesi bilincin iyiden iyiye yitirildiği; makullerin milletten uzaklaştığı yargısını da doğurdu. Bu seçim dönemin millet nosyonu için aşağıya inişin; yerine halkın yeniden inşa edilişin başlangıcı olabilir. Ki Erdoğan konuşmasında tuhaf bir şekilde “halk” vurgusu da yapmış oldu.

Etiketler
CHP Kemal Kılıçdaroğlu Recep Tayyip Erdoğan Cumhur İttifakı Millet İttifakı