Ben oradaydım. 5 yıl gecikmeli buluşma

"...Aradan on dakika geçti geçmedi, bu kez daha da tanıdık bir ses: “Ayakkabım vurdu. Bu standa dayanabilir miyim?” İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener. Oldu mu benim stantta iki genel başkan. Ben gariban bir gazeteci..."

Yıl: 2019. 30 Ağustos resepsiyonu. Yer: Beştepe. Mahşeri bir kalabalık. Ve gözümün önünde gerçekleşen bir görüşme. Taraflar ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener. Ve bir de sürpriz genel başkan. Şahit olduğum bu olayı anlatmadan, Son Erdoğan- sarı saçlı Akşener görüşmesinin bana hatırlattığı fıkrayı anlatayım.

Zengin iş adamı yaşadığı hayatın yoğunluğundan çok sıkılmış. Artık inzivaya çekilmek istemiş. Aramış taramış ve Tibet’te dağın zirvesinde bir Budist manastırı bulmuş.

Manastırın en büyük özelliği sessizlik orucu yapılması. Burada yaşayan kişilerin sadece ve sadece 10 yılda iki kelime konuşma hakları var.

İş adamı çok mutlu. Aradığı huzuru bulduğunu düşünerek manastıra taşınıyor. On yıl kesin sessizlik. On yıl sonra müritleri baş keşişin önünde sıralanıyorlar ve 10 yıldır düşündükleri o iki kelimeyi söylüyorlar.

Sıra bizimkine gelince baş keşişe dönerek konuşuyor: YATAKLAR SERT.

Aradan kesin sessizlik içinde bir on yıl daha geçiyor. Yine müritler sıraya giriyor. Bizimki baş keşişe iki kelimesini söylüyor: YEMEKLER KÖTÜ.

Yine on yıl kesin sessizlik. Yine aynı seramoni. Bizimki baş keşişe dönüp konuşuyor: BEN GİDİYORUM.

Baş keşiş de eski iş adamı müridine dönüp iki kelime hakkını kullanıyor: BELLİYDİ ZATEN.

İşte 2019’da bugünler belliydi. 30 Ağustos resepsiyonu gibi önemli etkinliklere hep erken giderim. Önlerle bir stant kapmanın başka bir yolu yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişini beklerken tanıdık bir ses duydum. Bana hitap ediyordu. Bu standa dayanabilir miyim? Bir baktım DSP Genel Başkanı Önder Aksakal. Hani son seçimde AKP listelerinden milletvekili seçilen.

Aradan on dakika geçti geçmedi, bu kez daha da tanıdık bir ses: “Ayakkabım vurdu. Bu standa dayanabilir miyim?” İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener. Oldu mu benim stantta iki genel başkan. Ben gariban bir gazeteci.

Asıl anlatacağım bundan sonra. Ortalık o kadar kalabalık ki adım atmanın imkanı yok. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, korumalarca açılan yolda yürüyor ve karşılaştığı kişilerle el sıkışıyor. Çevresinde onun yanında fotoğraf vermek isteyenler de yığılınca kalabalık mahşeri bir hal alıyor. İşte o kalabalıkta Erdoğan’ın korumaları bir anda yön değiştiriverdi. Belli ki bir talimat almışlardı.

Bizim standa doğru, adeta bir buzkıran gemisi gibi yaklaştılar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan önce Meral Akşener, sonra ise Önder Aksakal ile el sıkıştı.

İşte fıkrada da söylediğim gibi o zamandan BELLİYDİ ZATEN.