Kuru Otlar Üstüne
Gidememe, çakılıp kalma... Ortamın karanlığı. Karakterlerin ruh karanlığı. Köşeye sıkışmışlığı.
Kuru Otlar Üstüne açılış sekansı
Film, kar ile açılır.
Kar, bir Nuri Bilge Ceylan teması elbette.
“Sineamaskop Türkiye” fotoğraflarından tutun da...
Kasaba, Uzak ve Kış Uykusu’na...
Karakterlerin, kendilerine, birbirlerine ve dünyaya yabancılaşmalarının, uzaklığın, o soğukluğun imgesel tezahürü olarak da...
Bir “ruh üşümesi” duygusu olarak da.
Karlar altında bir köye uzaklardan bir öğretmen gelir.
Hakkari’de Bir Mevsim, Erden Kıral, 1983
Senaryosunu Onat Kutlar ve Ferit Edgü’nün yazdığı Türkiye sinemasının dev eseri...
Genco Erkal’ın oynadığı o isimsiz ve idealist öğretmen yıllar geçmiş Samet olmuştur adeta
Karaktere ve ülkeye dair, değişenler ve değişmeyenler üzerinden son derece umutsuz bir yorum olur bu elbette.
Koza'dan başlayarak tüm filmlerinin açılış sekanslarında kuşların ötüşünü duyarız.
“Yaşamın, birdenbire daha geniş bir evrene bağlı olduğunu hissettiğin o anlarını yakalamaya çalışıyorum.
Belirli bir atmosferi yaratma yöntemimde ses de çok önemli” der yönetmen.
Bata çıka ilerleme…
İlerleyememe
Çakılıp kalma
Yalnızlık
Yabancılaşma
Yersizlik, yurtsuzluk…
Kuru Otlar Üstüne.
Göreceğimiz hemen her karakter kurumuş bir ottur
Gidememe, çakılıp kalma...
Ortamın karanlığı.
Karakterlerin ruh karanlığı.
Köşeye sıkışmışlığı.