Kader planı
İnsanlar yerlerinden yurtlarından göçe zorlanarak ve yoksullaştırılarak yoksullaştırılarak, müteahhitler denetimsizleştirilerek, denetimler özelleştirilerek, meslek odaları devreden çıkarılarak, salt ranta dayalı bir konut ve inşaat sektörü besleyerek yapılan Kader Planı vatandaşın planı olamaz.
Cumhurbaşkanı'nın son zamanlarda kullandığı "Kader Planı" ifadesi o kadar sinsi bir tehlike barındırıyor ki içinde, her duyduğumda irkiliyorum. Cumhurbaşkanı bu kadarının farkında mı, bilmiyorum. Ama Kader ve Plan ayrı dünyaların kelimeleri. Size başınıza gelenin Kader Planınız olduğu söylendiğinde, başınıza gelen her türlü felaketin planını da siz çizmiş gibi oluyorsunuz.
İnsanlar kaderlerini planlayabiliyorlar ise, başlarına gelen felaketler onların kötü plancı olduğunu mu gösteriyor. Yoksa bu kişilerin "doğarken alınlarına yazılan" kaderleri üzerinde, daha sonradan birileri plan mı yapıyor?
SOMA'NIN KADER PLANI
Coğrafyanız kader olabilir ama siz kendi iradenizle Kader Planlaması yapıp, coğrafyanızı bir hedef planı, bir süreç yönetimi doğrultusunda değiştirebilirsiniz. Bu coğrafyaya doğmuş ya da bu coğrafyanın yarattığı gelirden bir miktar pay almak isteyenlerin kaderi maden ocağında çalışmak ise eğer, kendileri için yaptıkları Kader Planları ölüm olmasa gerek. Sağlıklı ve güvenli bir iş için sendikalaşmak, insanca çalışma koşulları için mücadele etmek ve tehlikelere karşı yöneticileri uyarmaktır Kader Planları. Soma'nın maden işçileri de çalıştıkları derinlikteki anormal ısıyı hissettiler, bunu yöneticilere haber verdiler, hatta bu durumun araştırılması için bölge milletvekilini uyardılar ve konuyu TBMM'ye taşıdırlar.
Peki ne oldu bu Kader Planına? Kim değiştirdi de 301 işçi yandı bitti kül oldu. Patron, tüm gelen uyarılara, öncü göstergelere daha hızlı, daha çok üretmek uğruna madencilerin Kader Planı üzerinde oynama yapmış olabilir mi? Kim değiştirdi bu madencilerin Kader Planlarını?
Tam 6 yıl süren davada, mahkeme heyetini üç kez değişmesi bu plana dahil miydi? Sanık patronlara ve yöneticilere 301 kez olası kasıtla ölüme sebebiyet verme suçundan ceza istenirken bu Kader Planın üzerinde kim oynadı da cezaları inip tahliye oldular. Nasıl değişti bu plan?
ALADAĞ'IN KADER PLANI
Mesela kız çocuklarının Kader Planında okumak var mı yok mu? Aile okutuyorsa var, okutmuyorsa yok mu? Aladağ köylerinin aileleri kız çocuklarına okusunlar diye bir Kader Planı yazdı çizdi. Ama köylerinde okul olmaması daha doğrusu var olan okulun çalıştırılmaması, onca öğretmen atama beklerken bu okulların Kuran Kursu olarak kullanılmaları kimin Kader Planına dahildi? Çocuğun mu, öğretmenin mi, imamın mı? Yine de aileler daha ailesinin yanında okuma çağında olan minnacık kızlarını ellerinden tutup Aladağ ilçesinde yurda koymak için getirdiler.
Ama yeni bir Kader Planı ağlarını örmüştü. Planı kontrol eden İlçe Eğitim Müdürü Aladağ'da bir devlet yurdu olmadığı için cemaat yurdunda kalmaları gerektiğini söyledi. Oysa ailelerin bildiğine göre onların Kader Planında cemaat yurdu yoktu. Devlet yurdu için direttiler, ama olmadı, müdür o zaman ev tutun okutun dedi. Ama bütçe sıkıntısı nedeniyle bunu Kader Planına koymak zordu. Böylece Kader Planı İlçe Milli Eğitim Müdürü tarafından değiştirilen çocukların aileleri istemeye istemeye cemaat yurdunun yolunu tuttular.
Çocuklar küçük ama akıllıydı. Hafta sonları olanı biteni, başlarına geleni ailelerine anlatıyorlardı. Sabah nasıl namaza kaldırılıp, nasıl ders çalışmaya vakit bulamadıklarını; nasıl tuvalet temizlettirildiği, bulaşık yıkatıldığı; bulaşık yıkarken nasıl elektrik de çarptığını... Tüm bunlar çocukların Kader Planında var mıydı? Olup bitene bakmaya giden babalara, "burası kız yurdu giremezsiniz" dendi. Plan değişmişti ama aileler göremiyordu ne olduğunu artık. Derken bir akşam üstü yurtta yangın çıktı, 12 çocuk bir yetişkin yanarak öldü, birçoğu da yaralandı. Oysa Kader Planlarında bu yoktu, olamazdı, küçücük bir çocuğa cemaat yurdunda yanması için bir Kader Planı yapılmış olamazdı.
ÇORLU'NUN KADER PLANI
Çorlu'da insanlar sevdiklerini güle oynaya trene koydular, sonra torbalarda geri aldılar. TCDD, tüm tren yolcularının Kader Planlarını değiştiriyordu; Zira yağışı kadere bağlayan TCDD Yönetimi, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile koordinasyon kurmayacaktı. Menfezler yetersiz ve bakımsız bırakılmıştı. İklim değişikliğini kaderden sayıyordu. Demiryolunun risk analizinin yapılmaması, altyapının yenilenmemesi, yol bekçi sayısı yetersiz bırakılması, yolcuların Kader Planının yol haritasıydı. Bu ölüm göz göre göre geldi.
HENDEK'İN KADER PLANI
Hendek'te havai fişek fabrikası patladığında ölen ve yaralanan işçilerin Kader Planları çoktan çizilmişti bile. Bakın neler yoktu o planda: Güvenli bir elektrik tesisattı yoktu; depolama alanları güvensizdi. Fabrika yetkilileri risk değerlendirmesi, işçi sağlığı ve güvenliği gibi birçok alanda kusurluydu.
AMASRA'NIN KADER PLANI
Amasra'da madene gidenler Kader Planlarının yeniden yazılmakta olduğunu fark ettiler, zira tehlikenin gelişini görüyorlar; "Bizi patlatacaklar" diyorlardı. Oysa Sayıştay bu Planı düzeltmek için uyarmış, el uzatmıştı. 2017 senesinde madendeki havalandırmaların tersine çalışmaya uygun olmadığını, 2019 senesinde madenin derinliğinin artmasının patlamalara neden olacağını belirtilerek uyarıda bulunmuştu: "Bu derinleşme ani gaz degajı ve grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerinin artmasına neden olmaktadır" demişti. Ama Kader Planı değiştirilmedi.
DEPREM KADER PLANINA DAHİL Mİ?
Dedik ya coğrafya kader, deprem de Türkiye coğrafyasının gerçeği. Onunla yaşamak olsa gerek bizim Kader Planımız. O planda yönetmeliklere uymak, depremi baz alarak şehirleşmeyi, kentsel dönüşümü yapmak, denetimi düzgün yapmak olmalı.
İnsanlar yerlerinden yurtlarından göçe zorlanarak ve yoksullaştırılarak yoksullaştırılarak, müteahhitler denetimsizleştirilerek, denetimler özelleştirilerek, meslek odaları devreden çıkarılarak, salt ranta dayalı bir konut ve inşaat sektörü besleyerek yapılan Kader Planı vatandaşın planı olamaz. Bu ancak vatandaşın kaderi üzerinde sizin kirli planlarınız olabilir.