AKP'nin Gıda Sistemi Hasta Ediyor! Her Şey İçin Çok Geç Olabilir

"AKP Hükümeti yeni bir sistem hazırlayabilecek, gıda politikaları üretebilecek donanımda değil. Meclis’te de böyle bir ses yükselmiyor. Gıda sistemi, sağlık sistemini ekonomik olarak artık taşınamaz duruma getirdiğinde her şey için çok geç olacak."

Mevcut gıda sistemi bir yandan anlık ve sürekli açlık yaşayan yurttaşlar yaratıyor. Aynı sistem tükettiği gıdalardan sadece kalori alan, tükettiği gıdalardan gerekli vitamin-mineral ve besin öğelerini alamayan ve bu sebeple obezite yaşayan yurttaşlar da yaratıyor.

Her iki durumda da yurttaşlar uzun vadede ya gelişim bozukluğu, öğrenim güçlüğü yaşıyor ya da uzun vadede ciddi organ hasarlarına bağlı organ yetmezliği, kalp-damar hastalığı ve kanser tedavisi görüyor. Tüm bunlar da sağlık sistemi içerisinde gıdalarla bağdaştırılmıyor. Gıda politikaları, gıda sisteminin açıklarını kapatmak üzerine kurulu.

SAĞLIK SİSTEMİ ÜZERİNDEKİ EKONOMİK YÜK BÜYÜYOR

Sosyal bir hukuk devletinin kendi yurttaşının gıda hakkını koruması beklenir. Türkiye’de mevcut gıda politikaları nedeniyle yurttaşın gıda hakkı korunmuyor. Gıda güvencesi de eksik bir şekilde sağlanıyor. Yeterli miktarda gıdaya fiziksel ve ekonomik olarak erişilmesi hedefleniyor. Dengeli, besleyici, güvenilir ve yeterli miktarda gıdaya fiziksel ve ekonomik olarak erişim göz ardı ediliyor. Bu durum yurttaşın gıda hakkını ihlal etmekle beraber sağlık sistemi üzerinde de çok ciddi ekonomik bir yük getiriyor.

TÜİK istatistiklerine göre 2023 yılında iyi ve kötü huylu tümör nedeniyle 79 bin 76, kalp-damar hastalıkları nedeniyle 175 bin 509, organ hastalıkları nedeniyle bin 151 yurttaş hayatını kaybetmiş. Bu veriler içerisinde kaç yurttaşın bu hastalıkları yaşamasının temel nedeni gıdalardan kaynaklanıyor bu bilinmiyor. Yüz binlerce yurttaş da bu hastalıklar nedeniyle ciddi tedaviler görüyor.

Bunun temel nedeni gıdaları ucuzlatmak ve raf ömrünü çok daha uzun sürelere çıkartabilmek için aslında kullanmaya gerek olmayan katkı maddelerinin hem kullanılması hem de belirlenen yasal limitlerin üzerinde kullanılması da yatıyor. Gıdalarda taklit-tağşiş yapılması, merdiven altı üretim, gıda güvenliği zafiyetleri bu durumu körüklüyor. Bu hastalıklarla gıdalar arasındaki bilimsel bağın ortaya çıkartılması için de ne Sağlık Bakanlığı tarafında ne de Tarım ve Orman Bakanlığı tarafında bir çalışma yürütülmüyor.

TÜRKİYE KENDİ GIDA SİSTEMİNİ YARATMALI

Bu bağın araştırılabilmesi için yurttaşlar hastanelere başvurduğunda ve kan testi yapıldığında Sağlık Bakanlığı tarafından vitamin-mineral değerlerine, hastalık indikatörlerine de bakılarak verilerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafına aktarması, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da üretim planlamasını, gıda denetimlerini bu verilere göre şekillendirmesi gerekiyor.

Bu veriler yıllardır toplanmadığı gibi en basit gıda zehirlenmesiyle gıdalar arasında bağı kuracak çalışmalar bile çok büyük toplu gıda zehirlenmeleri gerçekleştiğinde yapılıyor. Bütün bu verilere ihtiyacımız var. Virüslerle gıdalar arasındaki bağı da atlıyoruz. Bu da çok uzun yıllarda gelişim sorunları yaşayan, sağlıksız beslenen, hasta bir toplum olarak geri dönüyor. Sağlık sisteminin üzerindeki yükü de katlayarak artırıyor.

Mevcut sistemin çöktüğünü birbirinden farklı durumlar her defasında gösteriyor. Sadece gün kurtarılıyor gıda alanında. AKP Hükümeti yeni bir sistem hazırlayabilecek, gıda politikaları üretebilecek donanımda değil. Meclis’te de böyle bir ses yükselmiyor. Gıda sistemi, sağlık sistemini ekonomik olarak artık taşınamaz duruma getirdiğinde her şey için çok geç olacak.