Dünya’da gıda güvenliğinde ilk, gıda enflasyonunda son sıradayız
İşte o gün geldiğinde gıda güvenliğinde zirveyi, gıda enflasyonunda son sırayı konuşabiliriz.
Tarım ve Orman Bakanı Prof.Dr. Vahit Kirişçi enteresan bir siyaset yapıyor. Birkaç lafla saniyeler içerisinde gıda arzını artırıyor, etin fiyatını düşürüyor, gıda güvenliğinde zirveye çıkartıyor. Gıda enflasyonunu bile sıfırlar sanıyorum birkaç güne.
Keşke böyle olsaydı. Yurttaş istediği güvenilir gıdaya rahatça erişebilseydi. Yatağa aç girmek zorunda olan çocuğumuz kalmasaydı. Ben de bunun nasıl başarıldığını heyecanla anlatabilseydim.
Eldeki kaynaklar tükendi
Vahit Bey kendisini gıda üretimi ve gıda güvenliğiyle ilgili eleştirenlere meydanlarda yerel üreticimize laf ediyorlar diyerek bela okuyacak noktaya kadar taşıdı işi. Kendisinin ve partisinin gıda ve tarımla ilgili projelerini, sorunları nasıl çözeceklerini henüz anlatamadı. Arabayı, gemiyi, uçağı bile anlattı ama sıra kendi sorumlu olduğu alana gelemedi bir türlü.
Üretime devam edeceği garantisi verilerek özelleştirilen Şeker Fabrikaları üretim yapmıyor bugün. Şekerde dışa bağımlı hale geldik. Besicilerimiz emeğinin karşılığını alamayınca mecburen gözü gibi baktığı hayvanlarını kesime gönderdi. Göndermeden önce adeta yalvardılar bu sorun çözülsün diye ama olmadı. Kesime giden hayvan bitme noktasına geldi. Et azaldı, et fiyatları artışa geçti. Şimdi besicilerimiz aynı uyarıyı et için yapıyor. Buğday aynı, mercimek aynı, gübre aynı. Eldeki kaynaklar tükendi.
Kooperatifler ve gıda topluluklarının artması lazım
Yıllardır kooperatiflerin önündeki yasal engeller kaldırılmıyor. Birbiriyle uyumsuz, birbiriyle çelişen mevzuatlar karmaşası var kooperatiflerin önünde. Zorluklarla mücadele eden ya da bölgeye uzakta yaşayan yerel üreticiler dışlanıyor. Kooperatif yönetimleri ve oy hakları, yerel üretici ekonomiden, ticaretten anlamaz algısıyla bölgenin sermaye sahipleri tarafından ele geçiriliyor. Yerel üreticinin sorunları da olduğu gibi kalıyor.
Hem yerel üreticileri desteklemek hem de sağlıklı ve güvenilir gıdalara erişmek amacıyla genellikle mahalleliler tarafından gıda toplulukları kuruluyor. Gıda topluluklarının yapısını, faaliyetlerini destekleyen bir mevzuat yok. Gündemde bile değil. Hem kooperatiflerde hem de gıda topluluklarında gıda güvenliği çok büyük bir soru işareti. Bu sorunları çözüp kooperatif ve gıda topluluklarını artırmamız gerekiyor.
Kooperatif ve Kalkınma Bakanlığı kurmalıyız
Kooperatifler ve gıda toplulukları olmadan kalkınmamız pek mümkün değil. Sosyal demokrat yerel yönetimler ellerindeki imkanlar ölçüsünde kooperatiflere, yerel üreticilere sahip çıkıyor. Kutuplaşmayı körükleyen hükümet kendine yakın kooperatifleri ortaya çıkartıyor. Kooperatif yöneticilerini milletvekili yapıyor, üniversite kurdurtuyor. İthalat kartıyla yerel üreticiyle de restleşiyor, pazarı global gıda üreticilerine de teslim ediyor.
Türkiye bundan çok yoruldu. Yurttaş artık beslenemiyor. Bizim gıdada da huzura, uyuma, birlikteliğe ihtiyacımız var. Bütün bu sorunlar çözülüp kooperatifler ve gıda toplulukları geliştiğinde Kooperatif ve Kalkınma Bakanlığı kurarak buradaki işbirliğini büyütmemiz gerekiyor. İşte o gün geldiğinde gıda güvenliğinde zirveyi, gıda enflasyonunda son sırayı konuşabiliriz.