Et İthalatında Gıda Sahtekarlığı Tehlikesi: Kimin Menfaatine?

"İthal edilen etlerin durumu bilinmiyor. Ne kadar firesi var? Yağ miktarı nedir? Et kalitesi nasıl? Bilinmiyor. Canlı hayvan ithalatında bunların tespit edilmesi imkansız."

“Vatandaş kırmızı ete beklediği fiyatlarla ulaşabilsin diye ‘gerekirse süratle Uruguay’dan Brezilya’dan bu büyükbaş hayvan ithalini yapalım’ talimatını verdim.” Ortada bir gıda politikası yok. Sorunun kök nedeni yok. Bir strateji yok. Tek bir kişinin, kafasına göre, sermaye sahipleri lehine verdiği bir karar var.

ET İTHALATI GIDA SAHTEKARLIĞININ ÖNÜNÜ AÇIYOR

Et ithalatı, Et ve Süt Kurumu’na yaptırılıyor. Et ve Süt Kurumu’nun içi boşaltıldı. Bunu yapabilecek operasyonel bir kabiliyeti yok. Zaten AKP hükümetinin de istediği bu. Et ve Süt Kurumu, ithalat ihalesi açıyor. Yıllardır ihaleye girebilecek kapasiteye sahip sermaye sahipleri belli. Yandaş sermaye, zenginliğine zenginlik katıyor.

İthal canlı hayvanın takibi oldukça zor. Tarım ve Orman Bakanlığı, ülke genelinde gıda işletmelerini nitelikli olarak denetleyemiyor, gıda güvenliği kültürü oluşturamıyor, çiftçileri Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kaydettiremiyor, gıdayı planlayamıyor. Daha nicesi de var. Birkaç ay önce ithal etlerde "Salmonella" tespit edildiği, bu etlerin yurt içine girebildiği de unutulmasın.

İthal edilen etlerin durumu bilinmiyor. Ne kadar firesi var? Yağ miktarı nedir? Et kalitesi nasıl? Bilinmiyor. Canlı hayvan ithalatında bunların tespit edilmesi imkansız. Bu kadar bilinmezlik gıda sahteciliğine giden yolu açıyor. Et ithal eden sermaye sahipleri gerçek fire miktarını Tarım ve Orman Bakanlığı’na vermiyor. Fire miktarının taklit-tağşişle kapatılma ihtimali olası. Sınırdan geçen et miktarıyla satışa sunulan ithal et miktarı arasındaki tutarsızlık takip edilmiyor.

SINIR KONTROLLERİ VE KİMLİKLENDİRME SAĞLANAMIYOR

AKP hükümeti, yıllardır üyelik sürecini yürütmesine rağmen gıda alanında Avrupa Birliği mevzuatlarına uymak istemiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, sürü kimliklendirmesini yapamıyor. Büyükbaş, küçükbaş, evcil hayvan ve tek tırnaklı hayvan kimliklendirmesinde zorluklar yaşıyor. Kara ve deniz sınırlarındaki ve Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki bitki sağlığı, veterinerlik ve gıda güvenliğine yönelik sınır kontrol noktalarını tam olarak işlevsel hale getirmiyor.

Hayvan refahı konusunda hiç adım atmıyor. Domuzlarda dahil olmak üzere diğer hayvan türlerinin tanımlamasını ve kimliklendirmesini gerçekleştirmiyor, sürüleri takip etmiyor. Kesimhaneler ve uzun yolculuklarda hayvan sağlığı korumuyor. Avrupa Birliği her yıl aynı sorunları tekrar tekrar işaret ediyor.

14 yılda et ithalatına 12 milyar dolar para harcandı. Bu çocuklarımızın yıllarca okullarda bir öğün ücretsiz yemek yiyebileceği bir bütçe. Et ithalatına rağmen yurttaş 14 yılda ucuz et de yiyemedi. Üstelik gıda güvenliğine dair birçok soru işareti, güvensizlik ve skandal da yarattı. Dert yurttaşın ucuz et yemesi değil.