Gıda Güvensizliğinin Kamuya Maliyeti En Az 7.8 Milyar Lira
"Tamamen önlenebilir bir durum olan gıda güvensizliğinin kamuya toplam maliyeti en az 7 milyar 881 milyon 412 bin lira."
Gıda güvensizliğinin yarattığı bir kısır döngü var. Gıda güvensizliğine neden olan unsurlar, sağlık sisteminin üzerine binen yük, ekonomik yetersizlik arasında sıkışıp kaldık. Bu duruma neden olanlar maddi olarak ciddi kazanıyor. Zararını kamu ödüyor. AKP’nin yarattığı bir gıda politikası bu.
KRONİK HASTALIKLARIN NEDENLERİNDEN
Gıda sahtekarlığı, yasaklı veya yasal limitlerin üzerinde pestisit kullanımı, gıda katkı maddesinin yasak olduğu gıdalarda kullanımı veya yasal limitlerin üzerinde gıda katkı maddesi kullanımı, toksin ve mikrobiyolojik yükü yasal limitlerin üzerinde bulunan gıdalar uzun vadede metabolik bozukluklar, kanser riskinde artış ve kalp-damar hastalıkları gibi sağlık sorunları yaratıyor.
Pestisitler, toksinler, mikrobiyolojik yüklerin kanserle bağlantısı doğrudan sağlanmış durumda. Fakat AKP iktidarı, metabolik bozukluklar, kanser, kalp-damar hastalıklarının kökeninde gıdanın bulunduğunu ihmal ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı da bunların tamamıyla ilgili önleyici faaliyetleri genellikle sağlamıyor, sağlasa bile eksik sağlıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne Bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından kurulan Küresel Kanser Gözlemevi, ülkelerdeki kanser vakalarıyla ilgili istatistik üretiyor. Türkiye’de 2022 yılında 240.013 yurttaşa kanser teşhisi konulmuş. 129.672 yurttaş da o yıl içerisinde kanser nedeniyle hayatını kaybetmiş. 2017-2022 yılları arasında da 679.335 yurttaş kanser tedavisi görmüş.
Kanser vakalarının ortalama yüzde 35’i gıda kaynaklı nedenlerden oluşuyor. Bu da yeni teşhis alan 71.404 yurttaşın gıda kaynaklı nedenlerden dolayı kanser tedavisi gördüğü anlamına geliyor. Erken teşhis ve teşhisin ardından basit cerrahi operasyon ve minimal ek tedavi gerektiren ilk evre kanser tedavisinin kamuya maliyeti 30 bin lira. En basit durumun maliyeti bu. 2 milyar 142 milyon lira. Psikiyatrik destek hariç.
Kalp-damar hastalıkları Türkiye’de yüzde 40’la ölüm nedenleri arasında ilk sırada. Nüfusun üçte biri, yaklaşık 28 milyon yurttaş hipertansiyon hastası. Her yıl ortalama 300 bin yurttaş kalp krizi nedeniyle tedavi görüyor. Kalp krizinde acil müdahale, anjiyo ve stent tedavisinin kamuya maliyeti 40 bin lira. Yine en basit müdahale. Bunun yaklaşık yüzde 40’ının altında gıda kaynaklı nedenler yatıyor. 4 milyar 800 milyon lira.
ANİ ŞOKLAR YARATIYOR
En iyi ihtimalle gıda güvensizliği zehirliyor. 2015-2020 arasında ait gıda zehirlenmeleri vakalarıyla ilgili verileri net olarak biliyoruz. 11,3 milyon yurttaş kamu hastanelerine başvurmuş. 18,3 milyon gıda zehirlenmesi tedavisi gerçekleştirilmiş. 1719 yurttaş da gıda kaynaklı mikrobiyolojik hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmiş. TÜİK’in ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerinden ortaya çıkan tabloya göre gıda zehirlenmeleri hız kesmeden devam ediyor.
Yılda ortalama 2,2 milyon yurttaş gıda zehirlenmesi geçiriyor, ortalama 6 milyon gıda zehirlenmesi tedavisi uygulanıyor. Gıda zehirlenmesi nedeniyle ağır gıda zehirlenmesi tedavisi gören yurttaşların yaklaşık yüzde 5’i hayatını kaybediyor. Bu da 34.380 yurttaşın ağır şekilde etkilendiği anlamına geliyor.
Basit gıda zehirlenmesinin kamuya maliyeti 400 lira. Ağır gıda zehirlenmesinin kamuya maliyetiyse 2100 lira. Bu da en az 73 milyon 164 bin liranın ağır seyreden gıda zehirlenmeleri için, 866 milyon 248 bin liranın da hafif gıda zehirlenmeleri için kamu tarafından harcandığı anlamına geliyor. Bunun içerisinde acil servislerin üzerinde anlık oluşan yükler, ambulansların gıda zehirlenmeleri nedeniyle vakaya yetişme sürelerinin uzaması, gıda zehirlenmelerinin gerektirdiği psikiyatrik tedavilerin, işgücü kayıplarının maliyeti yok.
Tamamen önlenebilir bir durum olan gıda güvensizliğinin kamuya toplam maliyeti en az 7 milyar 881 milyon 412 bin lira.