Küçükkumla, Gemlik zeytini ve Palmiye dondurması
Yerel üretici de zeytinini seyyar arabaya dökmüş, sahil şeridinde, güneşin altında açık bir şekilde satarak ekmek parasını kazanmaya çalışıyor. Elektrikli bisikletlerin, motorların, scooterların tozu toprağı arasında. Yerel üreticinin kazancı dükkân kiralamaya yetmiyor.
Gemlik, Küçükkumla. Bana yerel üretimi, dayanışmayı ve emeği öğreten yer burası. Gemlik’in zeytin bahçeleri Küçükkumla-Büyükkumla’ya doğru uzanır. Küçükkumla’nın sahil kesiminin ardından köye kadar, Haydariye köyü çevresi zeytin bahçeleriyle bezeli burada. Yerel üretici hasadını toplar, doğrudan kendisi satar. Bir de 7. Durak’ta efsane bir dondurmacısı vardır buranın. Vardı hatta. Küçükkumla, gıda politikalarının da nereye gittiğini net bir şekilde gösteriyor.
AKP’NİN KÜÇÜKKUMLA’YA ETKİSİ
Zeytinin anavatanını anlatayım önce. Küçükkumla, Bursa’da ön plana çıkmış, özgür ve farklı bir tarzı olan bir beldeydi. Hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı, kendine özgü taşlı yolları olan, geceleri hareketli ve cıvıl cıvıl sahili olan bir belde. Kendi festivalini yapabilen bir belde. Bugün sahneyle seyirci arasında bir kilometre fark bulunan, sanatçının üç kat yukarıda şarkı söylediği binlerce liralık konserleri ücretsiz bir şekilde kent meydanında yapabilirdi. Sanatçı halkla iç içe şarkılarını söylerdi burada.
AKP hükümeti Küçükkumla Belde Belediyesi’ni hiçbir zaman kazanamadı. Her kaybettiği seçimden sonra kazandığı Gemlik Belediyesi’yle Küçükkumla üzerinde bir baskı kurdu yıllarca. Büyükşehir yasasıyla Küçükkumla’yı turizm bölgesi ilan ederek Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne bağladı. Çünkü Gemlik Belediyesi’ni de kaybedeceğinin farkındaydı öyle de oldu. Küçükkumla’nın da festivali bitti, gece pazarı kapandı, yerel üreticisi de öylece ortada kaldı.
KÜÇÜKKUMLA’NIN YEREL ÜRETİM VE KOOPERATİFLEŞME HİKAYESİ
Küçükkumla beldeyken yerel üreticisine elindeki imkanlar çerçevesinde destek verirdi. Öyle ki sahil şeridinde zeytin üreten yerel üretici için birkaç metrekarelik ufak bir yapı inşa etmişti. Burada yerel üreticiler gıda güvenliğine uygun bir şekilde zeytinlerini muhafaza ederek kooperatif olarak satış yapıyordu. Küçükkumla’ya tatile gelenler oradan zeytin, zeytinyağı almadan gitmezdi. Geçen gün önünden geçtim, o yapı kooperatif çay ocağı olmuş. Çay, meşrubat ve dondurma satıyor halka artık.
Yerel üretici de zeytinini seyyar arabaya dökmüş, sahil şeridinde, güneşin altında açık bir şekilde satarak ekmek parasını kazanmaya çalışıyor. Elektrikli bisikletlerin, motorların, scooterların tozu toprağı arasında. Yerel üreticinin kazancı dükkân kiralamaya yetmiyor. Düzgün satış yapabileceği yeri de kaybetmiş.
KÜÇÜKKUMLA’NIN DONDURMASI DA AYNI KADERİ PAYLAŞIYOR
7. Durak’ta çok meşhur bir dondurmacısı vardı buranın. Önünde uzun kuyruklar olurdu. Yerel bir üreticinin kendi emeğiyle ürettiği, yurttaşa üretim tesisini gezdirdiği bir dondurmacı. Müdavimi çoktu. Süt fiyatları fırladı, temiz etiketli dondurmanın fiyatı da uçuşa geçti. Küçükkumla bir yerel üretimini daha koruyamadı. Mülkü kendisine ait olmasına rağmen üstelik. Şimdi yerinde zincir bir dönerci var. Küçükkumla’da zincir markalar bulmak zordu. Yerel üreticilerle doluydu bütün her yeri. O da değişmiş artık.
Eşref Kolçak’la yazları sitesinin önünde sohbet ettiğim, Tankut Öktem hocanın atölyesine gidip çalışmalarını izlediğim yer yabancılaşmış, başka bir şeye dönüşmüş. Kültürü, yerel üreticisi, kendi markalarının durumu gıda politikalarında nereden nereye geldiğimizi özetliyor adeta.