Tarım ve Orman Bakanlığı insanlık suçu işliyor

Türkiye’nin bir Gıda Güvenliği Kurumu’na ihtiyacı var. Gıda politikalarının yurttaş odaklı şekilde tasarlanması gerekiyor. Ama hükümet kendi menfaatlerine göre hareket ediyor, gıda hakkını ihlal ederek insanlık suçu işliyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üç asli görevi var. Ülkede gıda güvenliğini sağlamak, yurttaşın gıda hakkını korumak ve bunları gerçekleştirebilmek için gıda politikaları tasarlamak. Fakat her gün birbirinden trajik gıda zehirlenmesi vakasıyla karşılaşıyoruz.

GIDA İŞLETMELERİNE NASIL ONAY VERİLİYOR?

En ufağından en büyüğüne gıda üretilen, gıda satılan veya gıda depolanan yerlerin tamamı faaliyete geçmeden önce Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izin almak zorunda. Bakanlık’tan önce de belediye ruhsat için bir denetim gerçekleştiriyor. Bir gıda işletmesinin faaliyete geçmesi için devlet tarafından iki defa denetlenmesi ve bu denetimlerden geçmesi gerekiyor.

İzmir’de bir yurttaş pilavcı açmak istiyor. İşletmeyi kuracağı mekânı hazırlıyor, denetimlerden geçiyor, hammaddesini alıyor. Türkiye’nin en büyük üç kentinden birinde, denetimlerden geçmiş bir gıda işletmesinde ne olabilir ki? Pilav yiyen yurttaşlar zehirleniyor, 11 yurttaş hastanelere başvuruyor. Bakanlık nasıl denetliyor, nasıl onay veriyor?

İKİ GÜN BOYUNCA SİSTEMATİK GIDA ZEHİRLENMESİ NASIL GÖRÜLEBİLİYOR?

Dediğim gibi, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın asli görevlerinden biri gıda zehirlenmesi vakalarının görülmemesini sağlamak. Bakanlık bu görevi yanlış anlamış olacak ki, görülen vakaların üstünü kapatmaya çalışıyor. En iyi şekilde önlem alan bir ülkede bile gıda zehirlenmesi vakası görülebilir. Sıfırda tutmak mümkün değil zaten, Türkiye için de bu böyle. Böyle durumlarda vakaların bildirilmesi, önlem alınması ve tekrarlanmaması için düzenleyici faaliyetlerin gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Elazığ’da inşaat emekçileri şantiyede yemek molasına çıkıyor. Şantiyede yemeklerini yiyorlar, yedikleri yemekten zehirleniyorlar ve hastanelere başvuruyorlar. Ertesi gün, yemek molasına çıkıyorlar. Yedikleri yemekten yine zehirleniyorlar. İki günde 15 inşaat emekçisi gıda zehirlenmesi nedeniyle hastanelere başvuruyor. Tarım ve Orman Bakanlığı bildirilen vakalara karşı nasıl önlem alıyor?

GIDA GÜVENLİĞİ SİYASİ PR MALZEMESİ DEĞİL

Burada eğlenmiyoruz, şov yapmıyoruz, olmayan şeyleri anlatmıyoruz. Yurttaşın canı söz konusu. Tarım ve Orman Bakanlığı gıda güvenliğini ve gıda güvencesini ağzından düşürmüyor. Gıda mühendislerine atama sözleri veriyor. Gıda politikalarını nasıl geliştireceğini anlatıyor. Bunların hepsi sadece siyasi PR malzemesi. Bu sözlerin hiçbiri tutulmuyor, tutulsa dahi gıda güvenliğinin sağlanması mümkün değil.

Gıda denetim mekanizmasının Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinden ayrılması gerekiyor. Gıda güvenliğini sağlayacak kurum siyasi olarak tarafsız ve bilimsel olmalı. Türkiye’nin bir Gıda Güvenliği Kurumu’na ihtiyacı var. Gıda politikalarının yurttaş odaklı şekilde tasarlanması gerekiyor. Ama hükümet kendi menfaatlerine göre hareket ediyor, gıda hakkını ihlal ederek insanlık suçu işliyor.

Etiketler
Tarım Bakanlığı Türkiye