Tekelleşmeye Karşı Satın Almama Özgürlüğü

Yumuşamayalım, gevşemeyelim, “beklediğimiz kadar kötü bir sonuç çıkmadı” demeyelim. Bizden kazandıkları parayı hepimize karşı kullandılar. Türkiye’yi kutuplaştırmaya çalıştılar. Haklının sesini baskıladılar. Neler olduğunu çevremizdekilere göstermediler.

BİZDEN KAZANAN AÇGÖZLÜLÜĞÜ BİTİRELİM

Bizden kazandıkları parayla bize karşı algı yapanları, taraflı davrananları, haksızlığa karşı sesini çıkartmaya korkanları dize getirecek en etkili yöntem boykottur. Bu pişkinliğe, bu açgözlülüğe karşı en büyük kozumuz, satın almama özgürlüğümüzü en kararlı ve tavizsiz biçimde kullanmak olmalı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın ocak ayında yaptığı çağrıyı karşılıksız bırakmamalıyız.

Söz hakkımızı engelleyen, haksızlığı görmeyen, kesip biçip algı videoları ortaya çıkaran yayın grubu sahiplerinin gıda işletmeleri var. Otelleri, tur şirketleri, AVM’leri var. Gördüğümüz, bildiğimiz markaların altından hep aynı gruplar çıkıyor. Aynı gruplar, kurumsal olarak kamu kurumlarına hizmet veriyor. Ödemesini vergilerimizle biz yapıyoruz.

Gıda alanında büyük bir tekelleşme var. Bu tekelleşme çiftçimizi, besicimizi, hepimizi eziyor. Bizden kazandıklarını bize karşı kullanıp yerlerini sağlama alıyorlar.

SADECE TEMEL GIDA ALIŞVERİŞİ YAPALIM

Gıda satın alırken bu tekelleşmeyi kıralım. Marketler yerine bakkalımızdan alışveriş yapalım. Gıda üreticilerinin pazarlarına gidelim. Mağazalar zinciri olmayan kooperatif ürünlerine ulaşalım. Bakkalımızdan aldığımız ürünün asıl sahiplerini sorgulayalım. Yalnızca temel gıda alışverişimizi yapalım. Yanımızdaki herkesle dayanışalım.

Geçtiğimiz çarşambadan cumartesiye kadar, çocuklarımıza yedi yıl boyunca okullarda bir öğün ücretsiz yemek sağlayabilecek kadar büyük bir rezervi, bu açgözlülük bitmesin diye yaktılar. Bunu unutmayın. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Sayın Özgür Özel’in, üniversite öğrencilerimizin çağrısına kulak verelim. Dayanışma yaşatır.