Ankara, İzmir’den yükselen haykırışı duymak zorunda
Geride kalan haftanın ilk günü, 14 Şubat’ta İzmir tarihinin en büyük toplu ulaşım yatırımının temeli atıldı. Hem de Cumhuriyet tarihinde yaşanan en ağır...
Geride kalan haftanın ilk günü, 14 Şubat’ta İzmir tarihinin en büyük toplu ulaşım yatırımının temeli atıldı. Hem de Cumhuriyet tarihinde yaşanan en ağır ekonomik krizlerden birisinin tam da içindeyken!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, temeli CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte atarken oradaydım. Buca’da son genel seçimlerden bu yana en görkemli mitinge de sahne olan, on binlerce İzmirlinin katıldığı temel atma törenine sel gibi akan kitleyi görünce dedim ki içimden, bu, gelmekte olanın alamet-i farikası.
BUCA METROSU: İZMİR TARİHİNİN EN BÜYÜK YATIRIMI
Buca Metrosu’ndan bahsedeyim… 4 yıl sonra hizmete girdiğinde her gün İzmir nüfusunun onda birini taşıyacak. Buca’nın en uzak noktası ile İzmir Körfezi arasındaki ulaşım süresi 15 dakikaya inecek. Metro, ulaşımın en yoğun olduğu saatlerde 90 saniyede bir hareket edecek. Hat üzerinde her biri altı vagondan oluşan tam 20 tren seti sürücüsüz olarak çalışacak. Üstelik bu devasa yatırım merkezi hükümetten tek kuruş destek almadan, tümüyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin olanaklarıyla gerçekleşecek.
Buca Metrosu İzmir için sadece bir ulaşım projesi değil. Aynı zamanda bir istihdam kaynağı. Projede 300’ü mühendis, 2 bin 500 personel çalışacak. Çiğli Tramvayı’nda olduğu gibi, Buca Metrosu yapımında da genç mühendis istihdamı yüklenici firmaya zorunlu kılındı. Bölgedeki esnaf, imalat ve hizmet sektörlerinin tamamı da bu yatırımdan faydalanacak. Buca Metrosu yatırımı bu zor dönemde İzmir ekonomisine can suyu olacak.
Türkiye’deki ilk sürücüsüz raylı sistemlerden biri olan Buca Metrosu 13.5 kilometre uzunluğu ve 11 istasyonu ile pandemiyle birlikte iyice tıkanan tüm İzmir trafiğine de büyük bir nefes aldıracak ve yüzde 70 rahatlama sağlayacak. Buca Metrosu’nun bir özelliği de İzmir sahilini iç kesimlere bağlayan ilk kesintisiz toplu ulaşım koridoru olması. Bu nedenle sadece büyüklüğü açısından değil, İzmir’in kentsel gelişimi açısından da tarihi bir proje. Buca Metrosu ile üç raylı hat birbirine bağlanıyor.
Bu başarı hikayesini adım adım Soyer’in temel atma törenindeki konuşmasından aktarıyorum:
“Doğru ve şeffaf finansal yönetimi nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uluslararası kredi notu 3A. Yani en yüksek düzeyde. Bu güçlü finansal yapı ve yüksek kredi notu sayesinde Buca Metrosu için 490 Milyon Euro’luk uluslararası yatırım kredisi temin ettik. Bu krediyi dört sene anapara geri ödemesiz olmak üzere 12 yılda ödeyeceğiz. Trenleriyle beraber 765 Milyon Euro’ya mal olacak Buca Metrosundan elde edilmesi beklenen yıllık işletme geliri ise yaklaşık 45 milyon Euro. Buca Metrosu dünyanın fizibilitesi en yüksek metro yatırımlarından biri. Dünya genelinde bir metronun kendi finansmanını karşılama süresi 30 yılken biz bunu yarı süresinde gerçekleştireceğiz. Ayrıca Buca Metrosu’nun taşıyacağı 400 bin yolcuyu şu anda otobüs ve minibüslerde taşıyoruz. Her bir yolcu için Belediye bütçesinden günde yaklaşık 5 lira ilave yapıyoruz. Raylı sistemdeki kişi başı ulaşım maliyeti çok daha düşük olduğu için bu desteğe Buca Metrosu’nda sonra artık ihtiyaç kalmayacak. Buca Metrosu ile bölgedeki otobüslerimiz 13.075 kilometre daha az yol ve 902 daha az sefer yapacak. Günlük en az sekiz bin litre yakıt tasarrufu sağlayacağız. Tüm bunların sonucunda Belediyemiz yılda 48 milyon Euro tasarruf edecek. Dahası soluduğumuz hava temizlenecek. Kısacası Buca Metrosu kendi maliyetini karşılayan, zekice yürüttüğümüz bir tasarruf projesidir.”
Soyer’in ortaya koyduğu yalın hesap, bir yerde Buca Metrosu’nu yıllardır büyük bir gereksinim olduğu halde getiremeyen ya da getirmeyen AK Parti hükümetlerine güçlü bir yanıt oldu.
İZMİR BU ÜLKEDE DEĞİL Mİ?
Fakat İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in on binlerce İzmirlinin karşısında törende yaptığı konuşmada bir bölüm vardı ki kuyruklu yıldız gibi iz bıraktı. Soyer, adeta kükredi kürsüde; İzmir’in, İzmirlinin hakkının yendiğini gür bir sesle şöyle haykırdı:
“Türkiye 81 ilden oluşan bölünmez bir bütündür. İzmir bu bütünün ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye ve Ege ekonomisinin kalbinin attığı yerdir. Dört buçuk milyonun yaşadığı şehir, Cumhuriyetimizin kalesidir. Ankara! Buradan Ankara’ya seslenmek istiyorum. İzmir bu ülkede değil mi? İzmirliler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Biz İzmir’i demir ağlarla örüyoruz. Narlıdere Metrosu’nu ve Çiğli Tramvayı’nı bitirmek üzereyiz. Buca Metrosu’nun temelini atıyoruz. Eş zamanlı yürüttüğümüz altı raylı sistem projesi toplam 93 kilometre uzunluğunda.
Peki ya Ankara? Üzerinize aldığınız dört buçuk kilometrelik Halkapınar Otogar Metrosu nerede? Neden başlamıyorsunuz? Yedi senedir yatırım planında olmasına rağmen neden şimdiye kadar tek bir adım atmadınız? Depremzedeler için bulduğumuz krediyi, kıyı planlarını ve tek bir imzayı bekleyen onlarca projemizi ne zaman onaylayacaksınız? İzmir 2021’de 133 milyar lira vergi ödemesine rağmen merkezi yönetim bütçesinden sadece 3,5 milyar liralık yatırım aldı. Yani kırk verdi, bir aldı. Kırkta birlik bu oran asla kabul edilemez.
Tüm İzmirlilerin şunu bilmesini istiyorum. İçinde bulunduğumuz bu durum, bizi asla yıldırmadı. Aksine yeni yatırımlar için kararlılığımızı daha da arttırdı. Sadece 3 yılda, 2019 yılından bu yana, İzmir’de yaptığımız yatırım tutarı 11 milyarı aştı. Ülke ekonomisinin en büyük darboğazını yaşadığı şu günlerde, İzmir tarihinin en büyük yatırımını başlatmamız işte bu kararlı duruşumuzun sonucudur. Koşullar her ne olursa olsun, İzmir’in refahını büyütmeye ve bunun adil dağılımını sağlamaya devam edeceğiz. İzmir buna muktedirdir. Daima da muktedir olacaktır.”
XXX
Ankara, İzmir’den yükselen haklı çığlığı duymak zorunda. Yok öyle kırk alıp bir vermek. Bunun hiçbir şekilde izahı yoktur. Türkiye’nin üçüncü büyük kentine merkezi hükümetin pranga vurması asla kabul edilemez. İzmirli bu pranganın hesabını yerel seçimlerde hep sordu, yanıtı sert oldu. Bu kez genel seçimlerde de görülmedik sert bir yanıt bekliyorum İzmir’den.