Ankara-Şam Hattında Kuşkusuz Moskova da Var: Erdoğan'la Esad Görüşecek Mi?

'Esad sizin davetinizle Ankara’ya gelmez.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’le bir araya geldikten sonra Suriye Devlet Başkanı Esad ile diyalog ve görüşme konusunda daha güçlü mesajlar verdi. AK Parti sözcüsü Ömer Çelik ise 'henüz bir davet gitmediğini' belirtti. Peşinen not edeyim; istediğiniz kadar davet edin, ayağına kırmızı halılar da serseniz, 21 pare top atacağınızı da söyleseniz Esad sizin davetinizle Ankara’ya gelmez. Erdoğan yeni değil, geçende de yazdığım gibi sıkıştığı alandan çıkmak için neredeyse iki yıldır Esad’la diyalog için zemin oluşturmaya çalışıyor ancak Esad pek yüz vermiyor. Klasik 'toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine saygıyı' ve 'topraklarındaki direkt ve dolaylı güçlerini çekmesini' istiyor.

Erdoğan-Putin görüşmesi sonrasında Suriye tarafından sanki daha yumuşatılmış bir görüşme çerçevesi çizildi. Bunda Rusya’nın rolü olabilir. Zaten Rusya nezle olsa, Suriye hapşıracak bir ilişki söz konusu iki devlet arasında. Rusyasız Suriye ayakta kalamazdı, bundan sonra da zor kalır. Demek istediğim, Türkiye-Suriye arasındaki barışın tesisi Rusya olmaksızın olanaksız. Bu gerçeği orta yere koymadan kimse barış planı yapmaya kalkmasın.

ESAD, GÖRECE DAHA RAHAT

Esad, şimdi görece daha rahat. BM önünde Suriye bayrağı dalgalanıyor ve uluslararası toplum da Araplar da Esad’ı muhatap olarak görüyor. S. Arabistan’a bile gitti Esad. Yani içeride düştüğü durumdan dolayı, Suriye meselesinin bumerang haline gelmesinden dolayı derde düşen ise Erdoğan!

O yüzden barışı istiyor ve mümkünse hemen istiyor. Esad ise ağırdan alıyor. Açıkça belirteyim; Putin-Erdoğan zemini ister istemez Esad-Erdoğan zeminini yeniden oluşturabilir. Erdoğan’ın yerinde kalmasını Putin istiyorsa Esad da bu pencereden bakacaktır haliyle. Ancak bana öyle geliyor ki Esad 'yerinde kalan ve Erdoğan’ın siyasi olarak mevta olmasına neden olan' figür olmak istiyor! 1998 Mutabakatı ve 2000’deki anlaşmalar zeminine dönmek için Türkiye’deki muhatabının değişmesini bekliyor. O yüzden ağırdan almak istiyor.

KISA ZAMANDA ERDOĞAN-ESAD GÖRÜŞMESİ HAYAL; ÖNCE BÜYÜKELÇİ TEATİSİ

Televizyonlarda izlediğim yorumların birçoğuna hayret ediyorum! Diplomasinin 'd'sinden haberiz yorumlara rastlıyorum. Herkes şunu bir not alsın: Erdoğan ve Esad doğrudan ve kısa zamanda bir araya gelmeyecek! Ancak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bizzat açıkladığı üzere bu ay içinde muhtemelen Esad, Özel’i Şam’da kabul edecek. Bu da bir mesaj Suriye rejimi açısından kuşkusuz.

Peki, Esad-Erdoğan görüşmesi ilk etapta doğrudan ve çabuk neden gerçekleşmeyecek? Şunun için:

Öncelikle iki ülkenin askerleri, istihbarat unsurları ve mülki amirleri pratik konular-durumlar için bir araya gelir. Bununla birlikte iki ülkenin diplomatları alt düzeyde diyalog başlatır. Bu görüşmeler önce bakan yardımcısı düzeyine yükselir. Bu aşamada her şey olumlu giderse büyükelçi teatisi gerçekleşir ve iki ülkenin büyükelçilikleri aktive olur. Bu sürecin sonunda muhtemelen iki ülke Dışişleri Bakanları temas kurar. Bu süreçte meselenin askeri tarafı da olduğu için Milli Savunma Bakanları da temas eder. Bu süreçte karşılıklı iyi niyet adımları atılır. Örneğin Türkiye, güney sınırlarının kontrolü konusunda Suriye ve Rusya’dan teminat isteyebilir. Suriye de ÖSO’nun dağıtılmasını isteyebilir. Tabii bu tip talepler PYD-YPG-PKK ve ÖSO ile Türkiye ve Suriye arasında gerilime yol açabilir. İşin içinde birde ABD var. ABD, YPG-PYD-PKK’yı 'kara gücü' olarak görüyor. Bu ne demek? 'Burada asıl patron benim, ona göre' demek. O yüzden Suriye’nin kuzeyinde Türkiye için tehdit oluşturan aparatların arkasında ABD durduğu sürece –eğer Suriye ve Rusya aparatların olduğu bölgeleri gözden çıkarmazsa- gerçek bir barış zor. Belki, Putin ve Esad, Erdoğan’a diyebilir ki 'Şu an için ABD’nin desteğindeki grupların bölgedeki egemenliğini görmezden gelelim, ileride zaman içinde onları bertaraf edip yeniden Suriye’nin toprak bütünlüğünü de sağlarız, Türkiye’nin güney sınırlarını da güven altına alırız.' Ankara buna ne der, kestirmek zor ama mesele oraya gelirse ve diğer konularda anlaşma olursa şimdilik 'peki' demekten başka çaresi yok.

ERDOĞAN ‘SİYASET’ YAPIYOR!

Kısacası, Ankara-Şam barışının yolu uzun. Erdoğan ‘siyaset’ yapıyor. Öyle kısa zamanda Esad’la doğrudan görüşme vb. olmayacak. Erdoğan’ın ‘siyaset’ yapmasının nedeni ise çok açık değil mi?

1) Türkiye’deki 6-7 milyon kontrolsüz Suriyeli bütçeye büyük yük ve ayrıca demografik-toplumsal psikolojik gerilime yol açıyor. Son Kayseri olayları bunu ortaya koydu.

2) 2011’den bu yana Suriye’ye yerleşen ilkokul çağının altındaki kız çocuklarının tamamı ülkemizde anne olmuş durumda, her birinin 3-4 çocuğu var. Bu çocuklar ülkemiz eğitim sisteminin içinde. Bu tablo özellikle güney sınırımızdaki illerde; Hatay, Gaziantep, Kilis, Urfa ve yakın illerdeki yerleşim merkezlerinde ve ülke genelinde ciddi demografik değişime yol açmaktadır.

3) Suriye’nin kuzeyindeki aparatların bir araya gelmemesi için yapılan üç büyük askeri harekat ve ordunun oralardaki sürekli varlığı, silah-mühimmat ve beslenen ÖSO’nun varlığı, oralardaki idari yapılanma ve nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması da bütçeye çok büyük yük ve tüm bunlar ülkemizdeki hiperenflasyonda önemli etkenlerden biri.

ERDOĞAN KISKANACAK AMA...

Özetle, çok muhtemeldir ki akıldanelerinin Şam’da namaz kılma perspektifi Erdoğan’ın iktidarının sonunu getiren başlıca yanılgısıdır. Umuyor ve diliyorum ki Cumhurbaşkanı Demirel ve Cumhurbaşkanı Sezer dönemindeki Türkiye-Suriye ilişki zemininin kapısı –keşke hemen olsa, olabilse- en azından yeni bir iktidarla açılma yoluna gidecektir.

Özel’in Şam ziyareti bu bağlamda önemli bir gelişme olacaktır. Oradan gelecek Esad-Özel karesini gerçi Erdoğan çok kıskanacaktır ama yapacağı bir şey yok. Orada ne konuşulduğunu ise CHP’nin Dışişleri Bakanlığı’na vereceği görüşme notlarından öğrenebilecektir.

Etiketler
Suriye Beşar Esad