Cin Fikirler Zamanı...

"'Tezgahı kuralım; memnuniyetsiz köfteler de gelir hem belki tezgaha…' demek istediler muhtemelen. Belki de bu bir fragman henüz. Belki de daha neler göreceğiz. CHP kurmaylarının meseleye bir de bu pencereden bakması şart."

Geride kalan ayın son günlerinde yeni bir siyasi parti daha tescillendi ancak bu parti siyasi gündemde önemli bir yer kaplamaya başladı hemen. Çünkü söz konusu parti, daha önce CHP 1992’de yeniden açılmadan önce Türkiye’de sosyal demokrasinin en büyük partisi olan Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) ile aynı ismi taşıyor!

HATIRLAYALIM…

Hatırlayalım… 12 Eylül Cuntasının kapattığı CHP’den sonra SODEP ve Halkçı Parti kurulmuş merkez sol cenahta ve Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) 1983’teki genel seçimlere alınmamış; İsmet İnönü’nün bir dönem özel kalem müdürlüğünü yapan Necdet Calp’in başında olduğu Halkçı Parti seçimlere katılarak yüzde 30 oy almıştı. -1983 genel seçimlerinde cuntanın E. Org. Turgut Sunalp’e kurdurduğu muvazaa partisi Milliyetçi Demokrasi Partisi değil, yine cunta döneminde başbakan yardımcısı olan Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi (ANAP) iktidar olmuştu-.

Daha sonra 3 Kasım 1985’teki kurultayında Halkçı Parti, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) olarak adını ve logosunu değiştirdi, Sosyal Demokrasi Partisi de (SODEP) aynı tarihte kendisini feshederek SHP’ye katıldı. Partinin amblemi de zeytin dalları ile çevreli Altı Ok oldu. Böylece, CHP’ye gönderme yapıldı. Aradan 10 yıl geçtikten sonra ise 1992’de CHP’nin yeniden açılması ile SHP ve CHP kurultaylarını toplayarak birleşme kararı aldı böylece 18 Şubat 1995’te SHP tarihe karıştı.

Ancak, CHP’nin ve DSP’nin sol cenahta yetersiz kaldığını düşünen kimi sosyal demokratlar Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin son genel başkanı Murat Karayalçın’ın öncülüğünde bu kez 24 Mayıs 2002’de Sosyal Demokrat Halk Partisi’ni (SHP) kurdular. 12 Eylül öncesinde ve sonradan SHP-CHP birleşmesi sonrasında CHP merkez yönetiminde bulunan kimi isimler de bu partinin yöneticileri arasında yer aldılar. Ancak, zamanında kurultayını yapmayan bu yeni parti 3 Kasım 2002 seçimlerine katılamadı. Partinin kurucu genel başkanı bilahare yeniden CHP’ye katıldı ve kitleselleşmeyen bu partinin genel başkanlığa sol-liberal eğilimli Hüseyin Ergün getirildi. İkinci SHP, 2010’da Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) ile birleşerek tüzel kişiliğini sona erdirdi.

DSP YETMEDİ, YANINA BİR DE SHP!

Hatırlamalardan sonra yeniden birinci SHP ile aynı adı taşıyan ve ‘cin’ fikirle yeni kurulan SHP’ye gelebiliriz. Evet, cin fikir var işin içinde kanımca… AK Parti, son genel milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde DSP’ye üç milletvekilliği vererek “sol görünümlü” ve Ecevit’in mirası olan bu partiyi tabiri caizse kucağa oturtmuştu! DSP’nin sonuca etki edecek bir oyu olmasa da maksat kafa karışıklığı yaratmaktı. Bu arada binde bir ya da iki oy da önemli olabilirdi tabii.. Şimdi de bana öyle geliyor ki yerel seçimlerden CHP’nin birinci parti çıkması; 31 Mart’tan bu yana da bütün anketlerin CHP’yi birinci parti göstermesi karşısında birileri durumdan vazife çıkardı! Bunun yanında CHP’de bir de yapay biçimde adeta ite kala oluşturulmaya çalışılan “memnuniyetsizler” ile 7. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun aktifliği de iktidar çevrelerinin bel bağladığı iklim olunca cin fikirler neden devreye girmesin? Girer elbette… AK Parti cenahının ve patronajının ustalaştığı bir iş siyasette, zor durumda kalıp oyu azaldığında rakiplerini dağıtmaya, içlerinde sorunlar çıkarmaya çalışmak. Kısacası bu SHP kuruluşunda bir yanık kokusu var. Cin fikirlerin devreye girmediğini bana kimse anlatamaz. Bu girişim “saf” bir girişim değil.

CAST’TA BEŞ ÇELİK, İKİ AKDENİZ, İKİ KORKMAZ!

28 Haziran’da kuruluşu tescillenen partinin başında 29 yaşında sinema, film, tanıtım sektöründe çok işler yaptığı söylenen Burak Çelik var. Adını hiç ama hiç duymadığım birisi… Güya CHP’li birçok belediye başkanının ve milletvekilinin reklam ve tanıtım işlerini yapıyormuş çok uzun yıllardır. Herhalde ortaokulda başlamış bu danışmanlık işlerine çünkü daha çok genç! Kurucu listesindekilerin bir tanesinin bile adını duymuşluğum yok zaten. Burak Çelik’ten başka 32 kurucu içinde dört “Çelik” daha var maşallah! İki “Akdeniz”, iki “Korkmaz” da var! Genelde sinema, filmcilik ortamından olduğu söyleniyor kurucuların. İsim benzerliği değilse Osman Ali Cavcı’yı (Osman Cavcı olarak biliyorum) sadece bildiğimi not ederek kendimi düzelteyim, sinemada ufak tefek yan rolleri olan yaşı 60’ı aşkın bir oyuncudur. Sosyal medyasına baktım, parti ile ilgili bir dokunuş göremedim. Herhalde şu sıralar sinema-filmcilik alanında boş kalan Burak Çelik’e birileri akıldanelik yaparak sufle verdi ve o da cast’ını oluşturup yapımcılığa soyundu zahar!

Neymiş? Güya bu parti beş aylık çalışmalar sonucunda SHP, DSP ve CHP’de geçmişte siyaset yapan isimlerden oluşan Yüksek İstişare Kurulu’nun “ortak bir noktada buluşmasıyla” kurulmuş! Kurucular Kurulu da beş Çelik’ten Burak’ı genel başkan seçmiş! Ofis, şimdilik sanal. Genel merkez binası bu ay içinde hizmete açılacakmış… Çok sayıda sinemacı, eski ve yeni belediye başkanı, mevcut belediye meclis üyeleri, bürokratlar vb. partiye katılmak istiyormuş… Güya eylüle kadar 60 ilde örgütlenip kongre yapacaklarmış… Peki bu yedi YİK üyesi neden kurucu olmamış?

Bu SHP’den yapılan açıklamanın ilk cümlesi zaten ne için kurdurulduğunun da bir ifşası gibi: “Hiçbir siyasi partiyi bölmek, desteklemek ya da kaybettirmek gibi bir gayemiz yoktur.”

BELKİ DE BU HENÜZ SADECE BİR FRAGMAN

Arkama yaslanıp düşündüm bir daha yazıya son noktayı koymadan ve şu kanıya vardım; CHP’nin 2002’den beri ilk defa bir seçimden birinci çıkması ve yapılan anketlerde birincilikteki yerini koruması; iktidar partisinin oyunun 22 yılda yüzde 40-49 arasındaki oyunun yüzde 30 bandına düşmesi ve daha da düşme eğilimi göstermesi iktidar mahfillerini bayağı panikletmiş ve cin fikirlere yönetmeye başlamış. “Tezgahı kuralım; memnuniyetsiz köfteler de gelir hem belki tezgaha…” demek istediler muhtemelen. Belki de bu bir fragman henüz. Belki de daha neler göreceğiz. CHP kurmaylarının meseleye bir de bu pencereden bakması şart.