Muğla’dan Bir Kitap Geldi: Unutulmaz Anılar Demeti

Gazetecilerin unutulmaz anıları, 'Haberin Var Mı?'da...

Geçen yıl üyesi olduğum Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Süleyman Akbulut aramış ve cemiyetin yayınlayacağı bir kitap için özgeçmiş ile hayatımın basın sayfalarından anı niteliğinde anekdot istemişti. 'Haberin Var Mı?', 'Muğla Gazeteciler Cemiyeti üyesi meslek büyüklerimiz yazdı…' üst başlığıyla çıktı, geldi.

Birçok okur şaşıracaktır belki, hatta Gerçek Gündemciler de… Neden 57 yıl yaşadığım İstanbul ya da son 8 yıldır yaşadığım İzmir’de değil de Muğla’da cemiyet üyesiyim? Bu sorunun yanıtı da kitaptaki anekdotlar arasında… Şu kadarını not edeyim; İstanbul’da Cumhuriyet’te iken İGC Başkanı da köşe yazarımız Orhan Erinç’ti. Birkaç defa dokunmasına karşın o zaman bile gidip üye olmadım. Biraz eringenlik biraz da çok gerekli olup olmadığı konusunda emin olmamaktı herhalde. İzmir’e yerleşince kendim İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne gidip üye olmak istedim ama bir istihbarat kuruluşuna girmekten daha zor, hatta olanaksız olduğunu anladım! Muğla Gazeteciler Cemiyeti’ne ise ısrarlı nazik davetleri üzerine üye olmaya karar verdim birkaç yıl önce.

'HABERİN VAR MI?'DA KİMLER YOK Kİ...

Muğla Gazeteciler Cemiyeti’nin bir kültür yayını olarak basılan 104 sayfalık kitapta Muğla’da meslek yaşamını sürdüren gazeteciler gibi uzun yıllar İstanbul ve Ankara’da mesleğini sürdürüp emekliliğinde Muğla’ya ve Fethiye, Bodrum, Marmaris, Datça gibi ilçelerine yerleşen ve her biri TRT’de ve özel televizyonlarda, ulusal gazetelerde mesleğe önemli katkılar sunmuş isimler de alfabetik bir sırayla yer alıyor. Toplam 61 ismin yer aldığı kitaptan bazı simaları da belirteyim: TRT’nin de bir zamanlar önemli ekran yüzü olan Şengül Kılıç (Karaca), Can Pulak, Rahmi Turan, uzun yıllar İtalya’dan haberler geçen Reha Erus, eski TRT Genel Müdürlerinden Yücel Yener, Olay Tan, Cumhuriyet’in eski Bursa Büro Şefi Levent Gencelli, Cumhuriyet’in eski müessese müdürü Erol Erkut, Azer Bortaçina, Ali Faik Gürses, Esra Tüzün, S. Cihan Şenoğuz. Güler Kabadayı, Bülent Hiçyılmaz.

Muğla’dan Bir Kitap Geldi: Unutulmaz Anılar Demeti - Resim : 1

UNUTULMAZ ANILAR DEMETİ

Kitap fikrini ve öyküsünü ise MGC Başkanı Süleyman Akbulut’un satırlarından, kitap için kaleme aldığı Önsöz'den okuyalım:

“(…) Cemiyet çalışmalarımız kapsamında meslek kuruluşumuza ait bir kültür yayını oluşturmak fikrimiz vardı. Bu yayını oluşturmak için gerekli kalem ve bilgi hazinesi bünyemizde fazlasıyla var ve yeterliydi. Bu fikri hayata geçirirken, her biri bilgi birikimleriyle sayısız meslek çalışmasına imza atmış meslek büyüklerimiz bizim için büyük bir zenginlikti. İşte o zenginlik, bu kitabımızın ana temasını oluşturdu. Kendilerini tek tek arayarak, fikrimizi paylaşıp, kendilerinden yazı talep ettiğim meslek büyüklerim, hem bu çalışmadan duydukları memnuniyeti dile getirdiler hem de bu talebimize olumlu yaklaşım sergilediler.

Bu müzakerelerden sonra kolları sıvayıp işe koyulduk. Yazmak isteyen ve bunun için vakit ayıran değerli büyüklerimiz meslek hayatlarında hiç unutamadıkları anılarını kaleme alıp bizlerle paylaşarak o günleri adeta tekrar yaşadılar ve bu kitabın ortaya çıkmasına önemli bir katkı koyarak, isimlerini meslek yaşamlarından sonra bu kitap vesilesiyle bir kez daha ölümsüzleştirdiler.”

RAHMİ TURAN’A GELEN TETİKÇİ!

Haberin Var Mı?'da Rahmi Turan’ın mafya babası Dündar Kılıç’ın gönderdiği tetikçiyle imtihanını ve vurulan arkadaşlarını, Reha Erus’un Papa John Paul ile boks bağlamındaki şakalaşmasını vb. daha pek çok anıyı bazen şaşırıp bazen gülümseyerek okudum. Bendeniz de iki isimli olmanın Güneş’te Işık Yurtçu ve Halk TV’deki Medya Mahallesi’nde Ayşenur Arslan ile yaşadığım ilginçliğini anlattım.

Kitaptaki 61 gazeteciden çok azı ile tanıştım. Birçoğu TRT kökenli ve Ankara’dan, ondan herhalde… Üstat Rahmi Turan ile Muğla’da bir ödül töreni ve ardından gelen süreçte tanıştık altı yıl önce. Yine Şengül Kılıç (Karaca) ile de o zamanlar İzmir’deki ortak bir dostumuzun, Yaşar Seyman’ın bir etkinliğinde tanıştık. Birleştirici kişiliğiyle Seyman özellikle tanıştırdı bizi ve ekranlarda olanca lezzeti ile izlediğim Şengül Hanım’la tanışma ayrıcalığını yaşadım. Cihan Şenoğuz’u ise 1980’lerin ortalarından biliyorum ama sonra diyalog koptu. Kitaptaki bütün isimlerle birlikte olmak onur ve keyif.

Madem gazetecilerle ilgili bir kitaptan söz ettik bu yazıda; o zaman şöyle bitirelim: Kitaptaki simalardan birisi halen oğluyla birlikte aynı ulusal gazetede köşe yazıyor. Aynı gazetede eş zamanlı olarak ebeveyn-çocuk olarak köşe yazan olmuş muydu başka hiç, bendeniz bilmiyorum.

Matbuat, basın ve nihayet medya… Bütün bu süreçte gazeteciliğe yazılı ve internetteki gazetelerde, ekranda, mikrofonda emek verenlere; gelişmeleri, olayları kamuoyuna fotoğrafları ve kalemiyle yansıtan ve yorumlayanlara; onlara editoryal ve teknik olarak destek olanlara selam olsun…