Romanların Müziği 9/8’lik, Peki Hayatları Nasıl?

"Romanlarla ilgili etkinlikler ‘folklorik’ kalmamalı."

Romanları ne kadar tanıyoruz? Türkiye’nin önemli bir rengi olan, fakat dezavantajlı grupların başında gelen Romanların gettolarının dışına da çıkıp toplumsal yapıya entegrasyonu için merkezi yönetim ve yerel yönetimler nezdinde, sivil toplum ve iş dünyası nezdinde ne yapıyoruz?

Bu satırların yazarı Romanları çocukluğunun ilk yaşlarında “ayı oynatıcısı” olarak tanıdı ilk olarak. İlk, orta, lise ve üniversite hayatımda hiç Roman çocuğu olmadı okulumuzda ama Şişli’deki hayatımın ilk dönemlerinde Şişli’nin Roman semti Kuştepe sayesinde Romanları yakından tanıma şansım oldu. Sonra futbol sayesinde de daha yakından tanıdım Romanları; güzel Roman takımları olurdu turnuvalarda. Dolapdere ve Kuştepe sahasındaki maçlar heyecanlı olurdu, taraftar çoktu. Roman çiçekçilerden çiçek aldık. Moda’daki çiçekçim Yavuz ve Leyla idi. Güzelyalı'da da Tuncay ve Sümbül. Roman arkadaşlarımız da oldu. Gün geldi, FB ve GS’de forma giyen “Çingene Arif”i ( O zamanlar daha Roman değil, Çingene deniliyordu) izledik statlarda… Ve BJK’lı Portekiz Romanı Queresma’ları…

Artık ayı da ayı oynatıcısı Romanlar da kalmadı sokaklarda. Köprülerin altından çok sular aktı 50-60 yılda. Roman milletvekilleri bile oldu TBMM’de. Hatta CHP’den bir Romanın milletvekilli olması için ciddi bir çalışma da yaptım ve oldu nitekim. CHP İzmir İl yönetiminde bir Roman var; Emin Karameşe. Belediye meclis üyeleri var, yerel yönetimlerde çalışanlar var.

Geçen yıl ise Şişli Semt Kitapları Dizisi içindeki “Masal Gibi Mahalle: Kuştepe” kitabını kaleme almak kısmet oldu. Böylece İstanbul’un Roman semti Kuştepe’nin kitabını semtin 70 yıllık tarihindeki ilk Roman muhtarla işbirliği içinde kaleme alırken zaten iyi tanıdığım Romanları çok daha ayrıntılı tanımış oldum.

İzmirli tanıdığım ilk Romanı ise 2012’deki CHP Kurultayında, Ankara’da tanıdım. Salonda yanıma gelen Abdullah Cıstır’dı o İzmirli Roman.

Cıstır, İzmir Romanlar Derneği Başkanı. Geçtiğimiz hafta, 25 Temmuz’da Rom Ajans’a dikkat çeken bir açıklamada bulundu. En çok sayıda Romanı bir arada barındıran İzmir’le ilgili bu açıklamayı; daha doğrusu kapsayıcı önerileri aslında Roman nüfus barındıran bütün illere, oraların yerel yönetimlerine tatbik etmek mümkün.

Cıstır, yaklaşımlarında CHP’nin iki yıl önceki Roman Eylem Planı’nı refere ediyor. Ve diyor ki özetle, her işin başı bütçe! Yani, Romanların topluma entegre olması da dezavantajlardan uzaklaşması da bütçeye bakıyor. Cıstır’ın Rom Ajans’taki “Romanların Belediyelerden Stratejik Plana Dair Bütçe Talebi Ve Gerekçeleri” başlıklı açıklamalarını 2 Ağustos Roman Soykırımı Anma Günü dolayısıyla ve yol gösterici olduğu için aşağıda olduğu gibi aktarıyorum (ara başlıkları okunma kolaylığı açısından bendeniz attım):

ROMANLAR DEZAVANTAJLI OLDUĞU KADAR KIRILGAN BİR GRUP

“İzmir ilimizde yaklaşık olarak 300 bin Roman nüfusumuz bulunmaktadır. Bilindiği üzere dünyada ve Avrupa Birliği’nde dezavantajlı gruplar tanımlanırken topluluk olarak Romanlar da bu kategoride yer almıştır. Romanlar ayrıca kırılgan gruplar arasında da yer almaktadır. Bu bağlamda bu kırılganlığı aşmak için özel yaklaşıma ihtiyaç vardır, bu özel yaklaşım ancak sosyolojik bir bakış açısıyla gerçekleşebilir.

İZMİR BÜYÜKŞEHİR’DEN BEKLENTİ, STRATEJİK PLANA GİRMEK

İzmir Büyükşehir Belediyemizin seçimden sonraki ilk 6 aylık döneminde hazırlamış olduğu 5 yıllık belediye stratejik planına dezavantajlı gruplar başlığında toplumumuzu “Romanlar” olarak stratejik planına dahil etmesini ve bütçede yer vermesini bekliyoruz. 2020/22 döneminde Cumhuriyet Halk Partisi, Roman Eylem planı açıklamıştır. Sosyolojik bir bakış açısına yer vermiş, yerindelik ilkesi ile mahallelerde sosyal etkinlik merkezlerinin kurulması ile ilgili bir başlık oluşturmuştur. Aktif katılım süreçlerine yeterince dahil olamadığımızdan dolayı yerindelik ilkesi ile tamamlayıcı eğitimler şarttır.

GELECEK HAYALİ KURMA BECERİSİ OLUŞMASI İÇİN…

Çocuklar özelinde okula aidiyet azdır. Çocuklara Roman mahallerinde oluşturulabilecek sosyal etkinlik merkezlerinde her kategoride tamamlayıcı eğitim verilmesi gerekmektedir. Bu da bütçe ile gerçekleşebilir.

Toplumda geleceğe ortak olma adına hayal kurma becerisi yoktur, çünkü yeterli rol modeller yoktur. Rol modellerin başta çocuklar olmak üzere genç, kadın, kanaat önderi vb. unsurlarca desteklenmesi ve öne çıkarılması gerekmektedir.

Çocuklarımızın ve ebeveynlerinin mahallenin dışında da bir yaşamın var olduğunu ve sosyal hayata uyum sağlayacak entegrasyonun gelişebilmesi içinde başta ören yerleri olmak üzere kültür gezilerine ihtiyaç vardır böylelikle mahallenin dışında da bir yaşamın var olduğunu ve geleceğe yönelik toplumun hayal kurabilmesi için önemli bir parametredir. Buda bütçe ile gerçekleşebilir.

EĞİTİM İÇİN ÖZEL DESTEK ŞART

Eğitime kapalı bir toplumuz ama buna rağmen içimizde okuyan rol-model gençlerimiz de bulunmaktadır. Lise öğretiminden üniversite öğretimine geçiş ile ilgili başta ekonomik sebepler var olmakla birlikte yeterli rehberlik alamayan Roman genç bireylerin spesifik olarak desteklenmesi, burslar verilmesi, rehberlik hizmetlerinin sağlanması ve ayrıca belediyemizde spesifik olarak Roman gençlere staj imkanlarının sağlanmasını pozitif ayrımcılık temelinde ihtiyaca cevap verebilecek yaklaşımlar olarak görmekteyiz. Bu etkileşimin sosyal entegrasyonu da pekiştirebileceğini ifade edebiliriz. Bu da bütçe ile olur.

İSTİHDAM İÇİN ÖZEL SEKTÖR KURULUŞLARI DA ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI

İstihdamda yapılabilecekleri ise şöyle özetleyebiliriz: nitelikli insan kaynağımız az. Bu gerçekten hareketle insan kaynağımıza yatırım yapılmasını beklemekteyiz. Halihazırda mahallelerimizde iş garantili kurslar açılmamaktadır. Bu da toplumda kırılganlığı yeniden beslemektedir. Belediyemizden pozitif ayrımcılık anlamında istihdam kotaları beklerken şehrimizin tüm dinamiklerini eşgüdümlü olarak harekete geçirebiliriz. EBSO, İZTO başta olmak üzere sektör temsilcileri ile bir araya gelerek mevcut insan kaynağımızı şehrin her yerinde değerlendirme imkanı bulabiliriz. Bu da İzmir Büyükşehir Belediyemizin ev sahipliğinde ‘İş Kulübü’ gibi bir yapı oluşturarak Romanları aktif katılım sürecine dahil ederken iş dünyasına da sosyal sorumluluk anlamında Romanlara yönelik bir sorumluluk algısı kazandırabiliriz. Neticede bu ülkede birlikte yaşamaktayız. Bunun için de bütçe gerekmektedir.

CHP ROMAN EYLEM PLANI’NDA BARINMA KONUSU

Barınma konusuna gelince… CHP Roman Eylem Planı’nda 3 başlıkta ele alınmıştır. Kentsel dönüşüm, yeni konut üretme ve tamir ve tadilat başlığıdır. Kentsel dönüşüm uzun süreçli bir iş olduğu gerçeğinden hareketle (Ege Mahallesi örneğinde olduğu gibi) tamir ve tadilat başlığında çöküntü alanı olarak ifade edilen mahallelerimizde çatı, kapı, pencere, küçük sıva, boya gibi iyileştirmeler vb. konularında daha insanca bir barınmaya yönelik adımlar atlabilir. Bunun için de bütçe gerekmektedir.

SAĞLIK VE SOSYAL YARDIMDA POZİTİF AYRIM

Sağlık başlığına gelince… Vatandaşlarımız sağlık ocaklarına gidebilmekte fakat ilaç alamamaktadır. Yine yerindelik ilkesi ile Eşrefpaşa Hastanemizin çeşitlilik içeren hizmetlerinden daha yoğun faydalanabilmek ve ilaç alabilmek için Sosyal Yardım Daire Başkanlığımızla ilişkili bir süreç yürütülebilir, vatandaşımız ilaca ulaşabilir. Bunun için de bütçe gerekmektedir.

Eğitimsizlik cehaleti beslediği için bilgiye kapalı bir döngümüz vardır. Bu da mahallelerden çıkıp sosyal hayata katılıma dair bir talebi yeterince olgunlaştıramamaktadır. Bunun için çeşitlilik içeren bir sosyal politika gerekmektedir. Halihazırda sadece sosyal yardıma indirgenen bir politika uygulanmaktadır. Sosyal yardım bir haktır ama sosyal politikanın sadece bir ayağıdır. Toplumumuza alan temelli, sektör temelli ve kalkınma temelli yaklaşımlar gerekmektedir. Bunun için tüm birimlerinizle uygulanabilir bir sosyal politikaya ihtiyaç vardır. Bunun için de bütçe gerekmektedir.

ROMANLARA SPOR OLANAĞI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Şimdilik Konak ilçemizde 6 Roman futbol kulübü, 254 lisanslı sporcusu ile halen faaliyet göstermektedir. 2. Amatör ve 1. Amatör’de yer alan kulüplerimizin spesifik olarak desteklenmesi gerekmektedir. Çünkü eğitimli disiplinlerin mahallelerinde işleyen ebeveynin kulübe yatırdığı aidat sistemi bizim mahallelerde çalışmamaktadır. Çünkü yoksulluk ve yoksunluk içerisindeki aile kulübe herhangi bir aidat yatıramamaktadır. Belediyelerimiz, dönemsel olarak kulüplerimize destek verse bile bu yetmemektedir. Uyuşturucuyu önlemek için en önemli eğitsel faaliyet spordur. Var olanları daha fazla katma değerle desteklemek, branşları geliştirmek, ilçelerde var olan emsalleri artırmak Roman mahallelerindeki spora olan özenmeyi artıracaktır. Metropol bir ilçede yaşamanın vermiş olduğu bir dezavantaj da spor faaliyetlerini yürütecek alanların azlığı ve yetersizliğidir.Dolayısyla spor yapılacak alanlara ihtiyaç vardır. Buradan oluşan problemle zaten teşviki olmayan bu çalışmayı gerçekleştirmek daha zora sokmakta bunun beraberinde sadece bu başlıkta bile toplum önüne yeni hedefler koyacaktır ve bunun için de bütçe gerekmektedir.

ROMANLAR VE MÜZİK

Müzik başlığında ise müzisyenler en önemli kültürel elçilerimizdir. İzmir’de park konserleri başta olmak üzere yaşlı ve genç müzisyenlerimize özel destek verilmelidir. İzmir’de yapılan büyük konserler öncesi alt kadroda müzisyenlerimize sahne verilmesi bir ölçüde destek olacaktır. Mahallelerde ‘Roman Akademi’ kurulabilir. Çocukların bu akademiye katılması sokaktan kurtulmaları demektir, geleceğe yönelik hayal kurduracaktır ancak bu akademiye girmenin ön şartı olmalıdır. Bunun için de okula devamlılık ön şart olmalıdır. Yine drama eğitimleri, tiyatro eğitimleri görünürlüğü yüksek olan kültürel çalışmalardır. Kendimizi en iyi ifade edebileceğimiz alanlardır. Kültür merkezlerimize bu başlıkta da kendimizi ifade edebileceğimiz alanlar açılmalı ve mevcutlar desteklenmelidir. Bunun için de bütçe gerekmektedir.

YÜZLEŞME ŞART

Tüm bu başlıkların içeriğinde ayrımcılığı önleyecek temalar işlenmelidir. Bu en önemli ve en kapsamlı başlığımızdır. Yüzleşme atölyeleri kurulmalıdır. Toplumun farklı disiplinleriyle çoklu entegrasyonu tamamlayacak faaliyetler yürütmemiz gerekmektedir. Bu da ayrımcılığı bir nebze de olsa asgariye yaklaştırır. Bunun için de bütçe gerekmektedir.

Bütçe takdiri beklemekteyiz ancak bu bütçeyi yaparken de Roman mahallelerimizin ve insan kaynağımızın geri kalmışlığı dikkate alınarak demografik yapımızın yaklaşık 300 bin insan sayısına göre yapılması, eşitliği ve eşdeğer yaklaşımı sağlayacaktır."

XXX

ROMANLARIN SORUNLARI TBMM’DEYDİ

Geçenlerde CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç da TBMM genel kurulu kürsüsünde Romanların yaşadığı sorunları ve fırsat eşitsizliklerini anlattı. Konuşmanın öne çıkan satırbaşları şöyleydi:

-Romanlar Türkiye geneline göre altı yıl daha kısa yaşıyor.

-Romanlar arasında bebek ölüm hızı Türkiye genelinden 2,2 kat daha yüksek.

-Beş yaş altı Roman çocuklar arasında bodurluk oranı Türkiye genelinden iki kat daha yaygın.

-Roman kadınların yüzde 52’si eğitimsiz ya da ilkokul terk.

-Roman kadınların yüzde 48’i çocuk yaşta evlenmektedir.

2 AĞUSTOS’TA İZMİR’DE…

Dün 2 Ağustos’tu. Dünya Roman Soykırımı Anma günü. Nazilerin fırınlarda, gaz odalarında hayatlarını elinden aldığı Romanların, yaklaşık 500 bin insanın anısına bu anma günü. İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın ve Konak Belediye Başkanı N. Ç. Mutlu’nun katıldığı sabah erken saatlerdeki Cumhuriyet Meydanı’ndaki törenin yanında öğleden sonra başlayıp akşam saatlerinde devam eden İzmir Sanat Merkezi’nde bir dizi etkinlik gerçekleştirildi. “Çingene Boksör” adlı dijital tiyatro gösterisi, fotoğraf sergisi, müzik dinletisi ve canlı heykel performansı yapıldı. Roman Soykırımını Anma Söyleşisi’ni Mert Kaya modere etti. Konuşmacılar ise Tuba Akın (Nefret Söylemi ve Ayrımcılık), Sinan Şanlıer (Çingene mi Roman mı? ‘Ötekileştirmenin Bir Unsuru Olarak İsimlendirme’) ve Elmas Köçkün’dü (Kölelikten Nihai Çözüme).

Tabii Romanlar 8 Nisan’larda ya da 2 Ağustos’ta değil sürekli hatırlansa; Romanlarla ilgili çalıştaylar, sempozyumlar, paneller, konferanslar düzenlese merkezi yönetim ve yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri… Roman sivil toplum örgütleri, dernekleri, spor kulüpleri de hissettirse alabildiğine oralarda kendilerini… Süreklilik önemli, Romanlarla ilgili etkinlikler ‘folklorik’ kalmamalı.

SON SÖZ

Romanlara eşit haklar, entegrasyon için sağlık, eğitim ve istihdam desteğinde vites yükseltmek şart. Bunun için merkezi yönetimin de yerel yönetimlerinde bütçe ayırması şart. İşveren kuruluşlarının elini taşın altına koyması şart. Çıkarın yasa mı çıkaracaksınız, yönetmelik mi; üniversitelere, iyi liselere Roman çocukları için sınavsız kontenjan koyun. Kim tutuyor elinizi? O çocukların dünya para verip kurslara gitme olanağı yok. Onların ana-babaları gündelik kazanıp gündelik yaşıyor büyük çoğunlukla. Kurslara da kontenjan zorunluluğu koyun. Kimin üzerine ne düşüyorsa herkes elini taşın altına koyacak ki mesele bir yere gelsin. İzmir Milletvekili Kılıç’ın dediği gibi, müziği 9/8’lik olan Romanların hayatı da 9/8’lik olsun te be!