Sınav soruları!
Finaller yaklaştıkça ders verdiğim okullardaki öğrencilerimin yüzünde bir telaş, bir panik havası, bir hop oturup hop kalkma! Sormayın gitsin. Ne soracak...
Finaller yaklaştıkça ders verdiğim okullardaki öğrencilerimin yüzünde bir telaş, bir panik havası, bir hop oturup hop kalkma! Sormayın gitsin. Ne soracak mışım, sorular zor mu olacakmış, test usulü mü, çoktan seçmeli mi, uzun cevaplı mı, kısa yanıtlı mı, süre uzun mu, kısa mı vb. Bu arada zaten zor(!) sorduğuma dair neler neler, ne komplo teorileri! Onlar duymasın, zaten köşe yazısı falan okudukları yok! Bugün içerik olarak değil, yöntem olarak sınava dair bazı ipuçlarını soru ve cevap anahtarı(!) şeklinde vereceğim! Nasılsa ailelerinden, yakınlarından bir okuyan çıkar, onları da uyarır babından…
Soru? “İmkanınız olsa, çocuğunuzu yurtdışında okutmak istermisiniz?” sorusuna halkın yüzde 70’i evet demiş. Katılıyormusunuz, yoksa bu oranı az mı buluyorsunuz?
Yanıt: Ülkenin bugünkü koşullarına bakınca az buluyorum.
Soru? Memur- sen kıyafet yönetmeliğini çağdışı bulduğunu söyleyerek itiraz etmiş, herkes kendi inancı gereği giyinsin demiş. Erkekler ve kadınlar için temiz, koyu renk, uyumlu, bir kamu görevlisine yakışır ölçülerdeki bu yönetmeliğinin neresi çağdışı?
Yanıt: İnsan isterse ve önüne engeller çıkarılmazsa her şeye bir kulp bulur.
Soru? Her sınavdan üstün başarı belgesiyle geçenleri, eğitimi ne olursa olsun kendisine her kademede iş bulunanları gördükçe, hele de yıllarını en zorlu koşullarda eğitim için harcayan, umutlarını, hayallerini, hedeflerini diplomasına bağlayıp iş bulamayanların sayısının çığ gibi arttığına tanık oldukça ne düşünüyorsunuz?
Yanıt! 15 kişilik bir iş için bin kişinin müracaat ettiği İŞKUR kuyruklarını, Adana’da 38 kişinin alınacağı işe 10 bin kişinin başvurduğunu, Zonguldak’ta 1 kişinin alınacağı işe 940 kişinin başvurduğunu duyunca, “hayatın bir maliyeti vardır” deyip, sırtımı dayayacak bir partili ya da il başkanı arıyorum.
Soru? Her 4 gençten birinin, her üç genç kadından birinin işsiz olduğu, elektrik faturasının yüzde 45, doğalgaz faturasının yüzde 31 arttığı, benzine ve motorine yapılan artışın hızına artık yetişilemediği, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 2.029, yoksulluk sınırının 6.543 lirayı bulduğu ülkemizin günü ve geleceği adına düşünceleriniz?
Yanıt! Onu ben bilmem büyüklerim bilir…
Soru? Kağıttan kuleler gibi yıkılıp giden binalar için, sık sık çıkarılan imar barışının, 190 kez değiştirilen kamu ihale yasasının etkisi olabilir mi?
Yanıt! Bu sorunun yanıtını 31 Mart seçimine “beka”, ölenlere “şehit” diyenler vermeli!
Soru? Akaryakıt istasyonları bir bir kapatılırken, 46 bayi konkordatoyo gitmişken, CB, bir süredir diline doladığı, durup oturup gündeme taşıdığı İş Bankası hisselerini şimdilik rafa kaldırmış görünüyor. Bu konu seçimlerden sonra yine ve yeniden gündeme gelir mi?
Yanıt! Bu soruyu bu satırların yazarının duygularıyla yanıtlayalım! “Hala rahmetli annemin bana aldığı demir İş Bankası kumbaram kitaplığımın raflarından bana bakıp gülümser. Çocuk aklımla biriktirdiğim paralarımı doğum günlerinde aile büyüklerime nasıl da övünerek verdiğim o tasasız günleri hatırlatır. Çocukluk dünyamın değerlerine kıymayın! Bunca kurum ve kuruluş yetmedi mi? İş Bankası çocukluğumuzun güvenli yoludur. Sinan Meydan’ın tanımıyla; “İş Bankası Atatürk’ün milli ve yerli ekonomi savaşının karargahıdır. Kıymayın! İş Bankası, Cumhuriyetimizin temel taşlarından ve kalelerinden biridir. Kıymayın! İş Bankası Cumhuriyetin ekonomi belleğidir. Yapmayın, kıymayın, dokunmayın.”
Soru? Gökten aylardır kapanan fabrikaların, iflas eden işyerlerinin, konkordato ilan eden kurumların, işten çıkarılanların haberleri yağıyorken, damat bakan; “Türkiye ekonomide yeni bir hikaye yazmaya başlıyor, bu bir devrimdir. 2019 yılında 2.5 milyon yeni istihdamı hayata geçireceğiz” dediğine göre bu “sıfır” işsizlik mi demektir?
Yanıt: Harika, muhteşem! Buna göre; Şu anda resmen ve kayıtlı iş arayan 3 milyon 400 bin kişi artık üzülmesin! Damat bakan 2.5 milyon kişi için, Binali bey 500 bin kişi için istihdam sözü verdi. Geriye kalan 400 bin kişiye de nasılsa bir yer bulunur…
Soru? Kartopu gibi büyüyen sorunları halı altına süpürmek nereye kadar sürer? Temelsiz, tabansız, havada konuşmalar ve önlemlerle nereye kadar idare edilir?
Yanıt: Konsolidasyon, deklarasyon manipülasyon, manifesto gibi yabancı sözcükleri çok seven ve sıklıkla kullanan CB buna da yabancı bir sıfat bulmakta gecikmez!
Soru? Bi yanda meydanlarda çay paketlerini halka atan bir CB, diğer yanda Ankara adayı Mehmet beyin; “Çay dağıtmak halkı kandırmaktır” sözleri! Bu eylem ve söylem için ne dersiniz?
Yanıt: Mehmet beye konuşurken dikkatli olması gerektiğini söylemek isterim.
Soru? Komşu İran’ın soyadının hakkını veren, diplomasiyi ve diplomatik üslubu çok iyi bilen dışişleri bakanı Cevad Zarif geçenlerde istifa etti, fakat istifası İran cumhurbaşkanı Ruhani tarafından kabul edilmedi. Cevad Zarif istifasında; “Görev süresince yerine getirmediğim hizmetlerden ve eksikliklerimden dolayı samimiyetle özür dilerim. Esen kalın” dedi. İstifası Ruhani tarafından kabul edilmeyince, cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada; “Ruhani’ye göre, İran’ın tek bir dış politikası, ve tek bir dışişleri bakanı var” denildi. Bu açıklamalar devlet ciddiyeti, diplomatik üslup olarak ilginç ve öğretici midir sizce?
Yanıt: İran’ın köklü bir devlet geleneğine sahip olduğunu bilirdim de bu kadar mı olur diye düşünmemiştim…
Not: Soru ve yanıtlar üzerinde düşünebilir, tartışabilir, ilaveler yapabilirsiniz…