Atatürk derken…
Okula başladığında 6-7 yaşında ya var ya yok!
Kitaplarla tanıştığında 10 yaşında!
Babasını kaybettiğinde 16 yaşında!
Hayatı ve ülkeyi anlamaya başladığında 17 yaşında!
Göçüp gittiğinde 57 yaşında!
Olan bir önderi anlatmak kolay değil…
Kurtuluş Savaşı’nın Kolağası Kemal’ini!
Savaş meydanlarının Miralay Mustafa’sını!
Büyük zaferin yiğit Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal’i!
Mazlum milletlerin esin kaynağı Atatürk’ü!
Ülkemizin yoktan varoluş destanını 15 yıla sığdıran bir lideri!
Yazmak kolay değil!
Yemen türküsüyle ağlayan!
Zeybekle diz vuran!
Ata Barıyla halay çeken!
Tuna Dalgalarıyla vals yapan!
Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa türküsüne alkışla eşlik eden!
Bir gönül ve duygu adamını anlatmak kolay değil…
Her 10 Kasım sabahı saat 9’u 5 geçe!
Anıtkabir’e akan yüzbinler!
9 aylık bebekten 90’lık dedeye- nineye kadar birbirine dayanarak, tutunarak gelenler!
Seyir halindeki araçlar!
Mahkemedeki mübaşir!
Karakoldaki çavuş!
Okuldaki öğretmen!
Sınıftaki öğrenci!
Dağdaki çoban!
Denizin dibinde inip Atatürk resmi açan dalgıç!
Deniz dibine tüpsüz dalış gerçekleştirip, 100 kiloluk kağnıyı çeken milli dalgıç Derya Can!
“Emanetin baş tacımızdır” diyerek sahaya çıkan futbolcu!
Mahalledeki esnaf!
Mutfağındaki kadın!
Fabrikadaki emekçi!
Gözyaşlarını sessizce akıtarak ayağa kalkıyorsa bu maya tutmuş ve kök salmış demektir…
O halde yarım bıraktığımız başlığı tamamlarsak! 16 bakanlıktan 8’inden daha fazla bütçe ayrılan, gelecek yıl 11.5 milyar bütçe kullanacak olan DİB Atatürk’ü anmıyormuş. Bursa’da Atatürk Koşuları valilik emriyle yasaklanıyormuş geçiniz! Atatürk derken; selam durmak, minnet duymak, ayağa kalkmak yetmez. Doğru zamanda doğru yerde bulunan, doğru hamleyi yapan, asker, devrimci ve devlet adamı olmanın dışında öngörüsüyle bir zamanlama dehası olan, hele de bizi laik, bilimsel, halkçı, karma eğitimle buluşturan bu büyük lidere dört elle sarılmak gerekir.
Yetmez! Özetle bilimin ışığı daha güçlü yansın istiyorsak, ülkede ve bölgede barış havasının sürmesini istiyorsak, hayatımızın her anına ve her alanına sinmiş tek formülün talihin bize bahşettiği ve tarihin haklı çıkardığı büyük Atatürk olduğunu unutmamak gerekir.
Kutlama Notu: 10 Kasım nedeniyle çıkan ilanlarda İstanbul Eczacı Odası; “En güzel ilacımız sen oldun!” demiş. Mektebim Koleji de; “Herkesin biri duruşu vardır. Bizim duruşumuz saygı duruşu!” diye noktayı koymuş. Tebrikler…