Mizah deyince!
Mizahi kılıçları kuşanırken dozunu iyi ayarlama mizah yapmanın şanındandır da! Da’sı şu; kantarın topuzunu biraz kaçırırsanız başınız belaya girdiğinden...
Mizahi kılıçları kuşanırken dozunu iyi ayarlama mizah yapmanın şanındandır da! Da’sı şu; kantarın topuzunu biraz kaçırırsanız başınız belaya girdiğinden dikkatli olmalısınız! Şimdi dikkatli adımlarla ilerleme zamanı!
Örneğin, eğitimdeki sorunları anlatmaya kalkın, ne zaman yeter ne sayfa…
Sağlıktaki sorunları sıralamaya kalkın, yazıp çizdiğiniz hiçbir şey olup biteni anlatmaya yetmez…
Ekonomide gelinen yeri, çizilen tabloyu paylaşmaya kalkın; ne sinir kalır, ne sınır…
O halde yapılacak tek şey, yönetimin esprilerine göz atmak!
Ulaştırma Bakanı tam bir devlet adamı ciddiyetiyle açıklama yapıyor; “Bizde onun bunun adamı olmaz. Hepimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adamlarıyız.”
Sanki kayınpederinin; “Adam sözümüzü dinlemiyordu, görevden aldık!” açıklamasını unutmuş görünerek; “Merkez Bankası FED kadar bağımsızdır” diyen! Ekonomi kapkara iken toz pembe gören ve gösteren damat Bakan; “Şunu unutmayın. Türkiye’ye inanan yatırımcı kazanır!” diyebiliyor.
Ve fakat resmi kayıtlar “sakın unutmayın!”; “2019'da her 10 saatte bir, toplamda 899 şirket konkordato ilan etti. Tamı tamına 114 bin 977 esnaf kepenk kapattı!” diyor. CB’ye göre, 'yeni bir şahlanış döneminin kapıları açılırken'; elektrik zamları, doğal gaz zamları, çarşı-pazar, köprü zamlarıyla boğuşan halk geçinebilmek için yoğun çaba harcıyor…
Hukuksuzluk, kural tanımazlık, benmerkezcilik devam ettikçe biz daha ne hikâyeler dinleyip, nelerle karşılaşacağız…
Şimdilik bazılarıyla yetinelim!
Okuma kitaplarında türbanlı türbansız, bıyıklı bıyıksız resimlerle 'sevgi ve nefret duygusu' genç beyinlere nakış gibi işleniyor.
Başında bulunduğu üniversiteyi aile şirketine çeviren rektörlere, kız, oğul, damat, gelin, yeğen, torun, akrabadan oluşan okullara hiç değinilmiyor. Yüksek hızlı trene yapılan yüksek hızlı zammın zerre kadar önemi yok dercesine açıklamaya bile gerek duyulmuyor.
Biz maskeli baloda eğlenmeyi sürdürürken! Uluslararası Şeffaflık Örgütü ülkemizi yolsuzlukta en kötü giden üç ülkeden biri olarak gördüğünü açıklıyor ve bizi sıralamada Arabistan ve Katar’ın altına yerleştiriyor.
Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel, “Fabrikasyon eğitimle işsiz yetiştiriyoruz!” diye açıklama yapıyor.
Dokunaklı iki örnekle yazıya noktayı koyalım!
“Babam: Karne notlarını hep 5 getir sana bisiklet alacağım!” derdi. “Ama ben hep 4 getirirdim çünkü babamın parası yoktu.”
Yaşlı adam telefon tamircisine gider, cep telefonum arızalı bakar mısınız der. Tamirci bakar, telefonda hiç bir sorun yok der. Yaşlı adamın cevabı; “O zaman çocuklarım beni niye aramıyor!”
Ülkemizden bir çocuk, bir yaşlı iki portre! Mesajları çok dokunaklı…