Ey tecrübe! Yetiş imdada…
Gündemde; salgın hastalıktan ekonomiye, belediyelere ait yeni düzenlemelerden parti değiştirmenin zorlaştırılmasına, dış politikadan demokrasiye...
Gündemde; salgın hastalıktan ekonomiye, belediyelere ait yeni düzenlemelerden parti değiştirmenin zorlaştırılmasına, dış politikadan demokrasiye, özgürlüklerden 65 yaşın sokağa çıkma iznine, vekil dokunulmazlıklarının kaldırılmasından okulların açılmasına kadar onlarca sorun varken tuhaf bir başlık olduğunu biliyor ve baştan kabul ediyorum. Ancak aylardır eve kapanınca, önümüz arkamız, sağımız solumuz, ekranlarımız, gazetelerimiz, dostlarımız, komşularımızla tek konu Korona olunca! Artık hepimizin çok sıkıldığını, taşma raddelerine geldiğini, daral getirdiğini, zihnen gerilediğini, yaratıcılığımızı yitirdiğimizi de biliyoruz. Ondan ötürü…
Doğrusu! Önceleri “bu da geçer ağlama!” diyerek evde kalma dönemini verimli zamana dönüştürmek istedik ama süre uzayınca sıkılıp bıraktık. Ellerimiz su- sabun ikilisiyle haşır neşirken, evlerimizi kolonya, maske, dezenfektanlarla doldurduk.
Daha sonra açıklamalar başladı. Teknede tatil, temassız turizm, 36 ay ödemeli 1 hafta tatil, uzaktan eğitim, kodla seyahat izni, takip sistemi, şifresiz ödeme vb. Kim suçlu kim güçlü, kim uyacak, kim yan çizecek bekleyip göreceğiz.
Kontrollü sosyal hayat, birlikte tedbir maskeli balo(!)derken; AVM’ler açık, parklar kapalı. Köprüler bedava, insanlar yasaklı. Ülkenin bunca sorunu varken siz yönetimin öneri paketini duydunuz mu? Ya da bulunan kredi ağırlıklı çarelere bakar mısınız?
Gelelim önemli gelişmelere…
Turizmci; Pandemi döneminde hükümetten yeterli destek gelmediğini, yalnız bırakıldığını ve önünü göremediğini söylüyor.
Gelmiş geçmiş en başarılı maliye bakanı olduğunu iddia eden damat; Tatil itibarından tasarruf etmeyin, turizm sektörünü canlandırın, 36 ay ödemeli kredi çekin, 1 hafta tatil yapın demeye getirerek; “Ekonomi ve sağlık alanlarında tarih yazmaya devam ediyoruz” diye ilave ediyor. Ancak damada göre yüzde 8, halka göre yüzde 30, TÜİK’e göre yüzde 11.39 olan enflasyon ülkenin ciddi sorunu olmayı sürdürüyor.
Cansiperane çalışan sağlıkçılar; “bizi korona değil, geçim sıkıntısı korkutuyor” diyor.
Sağlık Bakanlığı 2020 yılının ilk 4 ayında; Nijerya, Somali, Sudan, Bangladeş’teki hastane projelerine toplamda 20 milyon 868 bin TL harcadığını söylüyor. (bu arada benim gözlerim gurur gözyaşlarıyla doluyor)
Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Savaş Akcan (TÜRKTOB); “Vaat var, sonuç yok, işsizler ordusuna katılacak yeni 100 bin işsiz tehlikesiyle karşı karşıyayız!” Diyor.
İBB’nin araştırmasına göre; İstanbul’daki hanelerin yüzde 47.3’ünün düzenli bir gelirinin olmadığı, yüzde 70.6’sının bankalara borçlu olduğu, yüzde 92’sinin et yiyemediği ortaya çıkıyor.
Aynı zamanda partisinin genel başkanı da olan CB, İstanbul il teşkilatına yaptığı konuşmada; “Suçu millete yıkmayacaksınız, faturayı başkalarına kesmeyeceksiniz, kendinizi sorgulayacaksanız! Milletin hizmetkârı olduğunuzu unutmayacaksınız, tepeden bakanların, azarlamaya çalışanların bu çatının altında yeri yoktur!” diyerek, artık basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, ama ille de halkın haber alma özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kalkmış olduğunu müjdeliyor.
Soru notu: Bana sorarsanız! Sormayın daha iyi! Derim ki! Covid-19 keşke ve hızla mazi olsa, U dönüş yapmadan çekip gitse, bir daha gelmese ve bizi deli etmese…
Övünme notu! Çalışkan, araştırmacı, soruşturmacı(!) yazarın hali de bir başka oluyor doğrusu!