Halkın gündemi 3 sözcükten oluşuyor! “İYP” (İşsizlik, yoksulluk, pahalılık)
Ne demişti Gazi; “İstikbal göklerdedir!” Ne diyor CB; “İstikbal gökdelenlerdedir!” doğru ABD’ye 300 kişilik koruma ordusuyla resmen çıkarma yapanlar itibardan tasarruf ederlerse ele güne karşı, hele de bizi kıskanmaktan ölüp biten, ayılıp bayılan, bitap düşen batıya karşı ayıp olmaz mı?
Bu anlam yüklü girişten sonra anahtar soru ve saptamalara geçelim!
Bir dokunup bin ah işittiğimiz pazarcı esnafı! Raflar dolu, ama cepler boş diye
yakınan tüketici! “Maaşın yarısı kiraya, yarısı gıdaya gidiyor!” diyen emekli! CB’nin
yazar sorumluluğuyla kaleme aldığı, 2021 yılına damga vuracak kitap diye tanıtılan
ve onlarca dile çevrilen; “Daha Adil Bir Dünya Mümkün!” adlı kitabı için keşke
kitabının adını “Daha Adil Bir Türkiye Mümkün” diye koysaydı diyen emekçi! 4-6 yaş arası çocuklara “değerler eğitimi” adı altında verilecek dini eğitim için ülkeye ayağa kaldırması gerekirken ağzını bile açmayan; anlı şanlı eğitimci, akademisyen, çocuk gelişimi uzmanı, pedagog, psikolog, psikiyatrist, yazar, çizer, şair ordusu!
Gerçeklerin altını çizmeyi madde madde sürdürelim!
Konumu, mevkii, sorumluluğu dikkate alınırsa! Yemek kitabı yazarak;
“Porsiyonlarımızı küçültelim. Mangoyu kurutarak saklayalım!” diye yaşamsal
önerilerde bulunan Emine Hanım!
7’den 77’ye her yurttaşın pahalılıktan zamlara, ücretlerden emekli aylıklarına,
eğitimden istihdama, fırsat eşitsizliğinden adaletsizliğe her alanda yaşadığı hakça
düzen! Borcunu ödeyemediği için elektrik ve gazı kesilen 225 bin abone!
19 yıldır uygulanan yanlış tarım ve ekonomi politikaları nedeniyle; Vietnam’dan pirinç, Kanada’dan mercimek, Macaristan’dan mısır, Meksika’dan nohut ithal eden yerli ve milli hükümet! Borcu iki yüz milyonu bulan, traktörüne ve tarlasına haciz gelen, giderek toprağından kopan çiftçi! Okul yönetimine; “hangi bölüme kayıt yaptırırsam, yurtdışına daha kolay giderim?” diye soran üniversiteli!
Müşteri garantili havaalanı, köprü, hastane ve yollardan sonra şükürler olsun bir ilki
daha başararak “yolcu garantili teleferik” yapılması için ihale açan Afyonkarahisar
Belediyesi! Gündeminde sadece işsizlik, yoksulluk, pahalılık olan milyonlar!
Karadeniz’de sınır tanımadan yapılan HES’ler nedeniyle bir zamanlar coşkun
akarken şimdi kuruyan dereler! Plansız sulama nedeniyle kaybolan yeraltı suları! Çokdeğil 4 yıl önce yılda 3 kez ürün kaldırılırken artık yılda bir kez ürün veren Adana’nın verimli toprakları! Susuzluk nedeniyle sık sık toprak çökmeleri görülen Türkiye’nin buğday ambarı Konya! Suları çekilen Van Gölü! Yerinde yeller esen Nasrettin Hocanın yoğurt mayaladığı Akşehir Gölü! Taşıma suyla dönmeyen değirmen! Bayatlamış numaralarla, bayat tepkilerle ancak bu kadar yürüyen (yürütülen) işler!
Ülkenin boğucu gündeminden bir an için uzaklaşıp teee 1700’lü yıllara uzanınca!
“Her servetin altında bir suç yatar!” sözüyle de tarihe geçen ve iyi ki doğmuş
dediklerimizden ünlü Fransız romancı Balzac!
“CB “abartıyorsunuz!” diyor, biz “gidecek yerimiz yok sokaklarda yatıyoruz” diyoruz
şeklinde açıklama yapan gençler! Çocuklarını başka şehirlerdeki üniversitelere bin bir türlü fedakârlıkla gönderen aileler! Alıp başını giden genç işsizlik, yayılan umutsuzluk, iş bulamama korkusu, liyakatsiz ve keyfi atamalar, çift maaşlı bürokratlar, şatafatlı harcamalar, adrese teslim iş ilanları, yetişilemeyen ev kiraları, yetmeyen devlet yurtları, plansızlığın, programsızlığın yarattığı bedeller! İsraf artarken yayılan adaletsizlik!
Bu karamsar tablodan sonra içimizi açmak için bilimin cesur kadınlarını selamlayalım!
Yarattıkları coşku ve heyecan damarıyla cumhuriyete ses olan, bayrak olan, istiklal
ve istikbal, daha sonra da vatan olan kuşak; Sadece bilimsel katkılarıyla değil,
ödünsüz kimlikleri, hakkı savunurken sergiledikleri cesaret ve boyun eğmeyen
duruşlarıyla yüz akımız olan bilim dünyasının cesur kadınları! Cumhuriyete kol kanat geren vazife kuşağı! Cumhuriyetin ilkeli ve ödünsüz muhafızları! Kurucu kadronun kutup yıldızı gibi hep aydınlatan yol göstericileri sözümüz sizedir!
Yaşamın her alanında örnek oluşturdukları için, öncü oldukları için, emeklerini
savundukları ilkeler ve insanlık uğruna cömertçe sundukları için, dik ve onurlu
duruşlarından asla ödün vermedikleri için, onlara olan hayranlığımız, sevgimiz,
saygımız bin kat artmıyor mu? Cumhuriyet kuşağının yaşayan en önemli
temsilcilerinden olan ve Pusulası, rotası daima Atatürk olan 100 yaşındaki Nermin
Abadan Unat; “Tüm dileğim, Atatürk’ün izinde giden, laik ve demokratik bir Türkiye’ye veda edebilmektir. Atatürk’ün açtığı yollar kapanmaz!” diyorsa neden artmasın?
Son bir meselem daha doğrusu sorum var! Şimdi bunları neden anımsadım? Niye
anlatıyorum? Bilmem sorun çok, ilgi yok diye olmasın…