Konumuz Ukrayna! Merak edilenleri masaya yatıralım!

Kaygı, endişe, gerginlik ve öfke bulutlarının göğümüzden ve günümüzden hiç eksik olmadığı, pozitif yakıt bidonlarının giderek boşaldığı, her gidenle, her yaşanan olayla biraz daha yoksullaşıp yalnızlaştığımız günümüzde haftanın ilk yazısına nasıl başlanır? Hele de gündem savaşsa…

Bireysel kaygılardan toplumsal kaygılara savrulup gittiğimiz, çok az gülümseyip, daha çok hüzünlenip, öfkelendiğimiz, “ne olacak memleketin ve dünyanın hali!” diye hop oturup hop kalktığımız bugünlerde yazıya neresinden başlanır?

Yeni bir dünya savaşının eşiğinde ve savaş ortamında; darmadağın olan ailelere, öldürülen sivillere, kaybolan hayatlara, terk edilen topraklara, yola, sokağa, çarşıya, eve, işyerine yansıyan kaygıya ait, korkuya dair ne anlatılır?

Daha doğrusu savaşın çıktığı, hayatın gri olduğu bir gündemde ne yazılır? Diken üstünde bir dünyada, panik havasının hâkim olduğu bir ortamda nelerden söz edilir? Çok kutuplu dünyanın ezeli dostlukları ebedi düşmanlığa çevirdiği günümüzde, hele de savaş ekonomisinin neden olacağı sorunlar anlatılmaz da ne anlatılır?

Söz buraya getirmişken baştan ve peşinen söyleyeyim. Özel bilgi isteyen bu konuda ahkâm kestiğim için işin uzmanları beni bağışlasın. Hatam varsa düzeltsin. Zaten işin tarihi, siyasi, iktisadi, coğrafi, askeri, diplomatik, stratejik, jeopolitik yönlerini anlatmak onların işi! Ben dilimin döndüğünce, bilgimin yettiğince gidişata dair gözlemlerimi paylaşmaya çalışacağım…

Yine yeri gelmişken not düşelim. Ukrayna için basında iri puntolarla yer alan başlıklara göre; “Gözyaşı treni!” “Kadınların göçü!” “TIR kasalarında kaçış!” “Hayalet şehir Kiev!” “Siren sesleri altında korkulu bekleyiş!” “Sığınaklarda doğan bebekler!” “Saldıran Rusya, direnen Kiev, kaçmaya çalışan masum insanlar!”, “Çoğu üniversite öğrencisi 20 bin yurttaşımızın kaygılı bekleyişi!” gibi benzetmelerin arka planı çok daha derin ve önemli. Sorularla ilerlersek;

1-Böylesi bir ortamda çanlar kimin için çalıyor? Herkes için, hepimiz için.

2-Sonuç ne olur? Koca bir hiç. (ölen öldüğüyle kalır)

3-Savaş büyür mü? Siyaset arenasında pek bulunmayan sağduyulu liderlere bağlı…

4-Hatalardan ders çıkarılır mı? Görünen köy…

5-Krizler bilerek tırmandırılmıyor mu? Örnekleri ortada…

6-Savaşlar kime yarar? Dünya yoksullaşırken, zengin ülkeler varsıllaşır.

7-Olayları vaktinde kavrayamayan, olası sorunları önceden tahmin edemeyen, konuların alt metinini okuyamayanlar yüzünden kimin başı ağrır? Ülkelerin.

8-Sonuç olarak sadece savaşın yaşandığı ülkeler değil, dünya ekonomisi de zarar görür mü? Gelmekte olan savaş zamlarına hazır olmak gerekir mi? Hem de nasıl…

İştahı kabartan etmenlere gelince…

Putin Rusya’sının iştahını kabartan, ağzını sulandıran, biraz da Ukrayna’nın yeraltı zenginlikleri olmasın! Uranyumdan titanyuma, manganez ve demir yataklarından, Merkür yataklarına, kaya gazından, kömür yataklarına sahip olduğu toprak altı zenginlikleri olmasın!

Tam bir tarım ülkesi olan Ukrayna’nın 600 milyon kişiyi besleyecek tarım kapasitesinin oluşu, arpa, mısır, patates, çavdar, buğday, yumurta, peynir üretiminde yakaladığı başarı ve ihracatta geldiği üst seviye olmasın!

Ayçiçeği yağında dünyanın birinci büyük satıcısı, balmumu, polen, propolis, arı zehrinde 75 bin tonla yakaladığı dış satım gücü olmasın! Dünyanın sayılı demir, metal, kil satıcısı, amonyak, roketatar ve çelik üreticisi olması, nükleer gücünden, demiryolu ağına kadar çok ve çeşitli doğal kaynaklarıyla Avrupa’nın sayılı ülkelerinden biri olarak, dış satımda ve ihracatta ki kapasitesi olmasın!

Yani ve özetle hal ve gidiş böyle iken ne olur? Yanisi şu! 44 milyonluk Ukrayna’da istasyonların sığınak olduğu, yaşanan insanlık dramının giderek büyüdüğü, göçün 5 milyonu aşabileceği, olanın kadınlara ve çocuklara olacağı, 3.Dünya savaşının ayak seslerinin duyulduğu savaşın gölgesinde turizm rezervasyonların durduğu, Rusya ve Ukrayna’dan ülkemize gelen 7 milyon turistten umudun kesildiği bilinirken! Kuşatma altındaki memleketlerinde silah sesleriyle uyanan, işgal operasyonunda hayatlarını, hayallerini, evlerini, ailelerini yitirenlerin yaşam boyu unutamayacakları travmaları önlenemezken!

Yapılacak tek şey yüksek sesle haykırmak olmalıdır. Savaşa hayır, işgale hayır. Ne dersiniz?

Etiketler
Ukrayna