Bu durumun kazananı kim acep?
Yetişmiş parlak beyinler, uzmanlar, iyi yetişmiş teknik elemanlar niçin kendilerine kucak açan ülkeleri seçiyor? Ülkemiz ve yetkili zevat neden kendi insan kaynağının heba edilmesine göz yumuyor ve bunu dert edinmiyor? Bu sorular izaha muhtaçtır.
Ya pek iç açıcı haberler gelip bizi bulmuyor ya biz kılı kırk yaranlardanız ya da nefes nefese günler yaşıyoruz. Bu soruları ve başlıkların altını çiziyorum ama ama yanıtı da biliyorum.
Ülkemiz 2023 Akademik endeksinde en alt lige gerileyerek en kötü yüzde 10 grubunda yer aldı. Bu ligde kimler mi var? Kuzey Kore, Türkmenistan, S. Arabistan, Güney Sudan, Suriye, Eritre, Belarus! Yanı başımızda Bahreyn, Mısır, İran, Nikaragua var! Bu şu demek oluyor! Akademik özgürlüklerin en çok kısıtlandığı ülkeler ligindeyiz. Dünyada akademik özgürlüğün en yüksek olduğu ülkeler ise Arjantin, İtalya, Almanya, İsveç, ispanya, Finlandiya, Lüksemburg! Bu ülkeler en iyi 10’luk grupta yer alıyor.
Sıralamalarda hep son sıralarda yer alan bir ülke olarak!
Biz şimdi kalkıp 2023 yılında dünyanın en iyi 500 üniversitesinde 208 üniversitemizden hiçbirinin yer almayışına şaşıracak mıyız? Ya da niye şaşıralım?
Eloğlunun boş durmayıp 2023 yılı yaşam kalitesi en yüksek olan kentleri araştırırken listenin ilk sırasına Viyana’nın, ikinci sıraya Zürih’in yerleşmesine, ilk 10’a Kopenhag, Cenevre, Frankfurt, Münih, Sidney’in girmesine İstanbul’un 137. Ankara’nın ise 138.sırada yer almasına üzülecek miyiz? Evet!
Bu durumun kazananı kim?
Almanya asgari ücret olarak 1987 Euro, Yunanistan 832 Euro, Belçika 2387 Euro, Belçika 1955 Euro, Hollanda 1934 Euro öderken, ülkemizin 500 Euro’da kalmamıza, açlık sınırının 17 bin liraya, yoksulluk sınırının 47 bin liraya dayanmasına; bize reva görülen buymuş, kader utansın deyip geçecek miyiz? Zor soru doğrusu!
DİB kadınları yine unutmadı!
DİB yine boş durmayarak dağıttığı ücretsiz kitaplarda kadınları hedef almayı unutmayarak yeni yasaklarını açıklamış. Buna göre; Nişanlı kız kayınpederinin elini öpemezmiş! Kadınlar oğullarının ve kardeşlerinin yanında örtünmeli imiş. Nişanlı çiftlerin telefonda görüntülü konuşmaları uygun değilmiş. Kadın eşinin rızası olmadan çalışamazmış. DİB başka ne gibi öneri ve yasaklar sıralayacaksa şimdiden haber versin, bilelim ki ona göre hazırlık yapalım!
Ülke niye terk edilir?
Yılda tıp fakültelerinden 12 bin kişi mezun olurken, son yıllarda hekimlere yönelik artan mobbing, baskı, çalışma koşullarının ağırlığı, sürgünler, psikolojik ve fiziksel şiddet gibi nedenlerden ötürü bir yılda 3 bin hekim, yani mezunların dörtte biri ülkeyi terk etmiş. Yine 2023 yılında 14 bin yüksekokul mezunu gencimiz hayallerinden ve umutlarından vazgeçerek doğduğu yerden ayrılmış.
Gelelim sorulara? Gençler ve hekimler ülkemizi akın akın neden terk ediyor? Fırsatını bulan neden kaçıyor? Yetişmiş parlak beyinler, uzmanlar, iyi yetişmiş teknik elemanlar niçin kendilerine kucak açan ülkeleri seçiyor? Ülkemiz ve yetkili zevat neden kendi insan kaynağının heba edilmesine göz yumuyor ve bunu dert edinmiyor? Bu sorular izaha muhtaçtır.
Yine sorunları görmemek, dert etmemek, göçün alt yapısını oluşturan nedenleri tartışmamak yetkili zevata acı vermiyor mu? Bu kaçışların başını barınacak yurt, geçinecek burs bulamayan üniversiteliler çekmiyor mu? Ya da karma eğitimi hedef alan, müfredatı tanımayan, protokolleri savunarak eğitimi birtakım gruplara teslim eden MEB bu yolun taşlarını döşerken düşünmüyor mu?
Ne diyor Montaigne? “Çağın yozlaşmasına tek tek her insan katkıda bulunur. Kimi değerbilmezliğiyle, kimi yasa tanımazlığıyla, kimi açgözlülüğüyle, kimi hainliğiyle! Herkes gücüne göre!” Acaba biz hangisiyiz ve kendimizi nerede konumlandırıyoruz?
Önemli not: Annelerin, babaların, eşlerin, kardeşlerin, evlatların yüreğine düşen şehit acısını yüreğimle paylaşıyor, içine korlar düşen acılı ailelere sabır, başsağlığı, şehitlere rahmet diliyor, yaralı askerlerimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.