Hem söz hem güç sahibi olanları görünce! Çaresiziz doğduğumuz yerde…
Gabar dağında kaliteli petrol buluyor, pek çok alanda doğal gaz yatağı keşfediyor, şahlanıyor, uçuyor, rekorlar kırıyor, dünya lideri sayılıyoruz. Bu arada ABD ve AB bizi kıskanıyor.
Aday olup seçilemeyenlere koltukların yağdığı, vekil olamayanlara makam ikram edildiği, çift maaşlı bürokratlara ödül gibi atamaların yapıldığı, danışmanların- yakın çalışma arkadaşlarının müdürlük koltuğuna oturtulduğu yönetim anlayışımızın son derece hakça olduğunu görmek insanı gün ve gelecek adına mutlu ediyor doğrusu!
Böylece ülke nasıl yönetilir, gelecek nasıl garanti altına alınır konusunda yarınlara ışık tutmak, genç nesillere örnek ve öncü olmak insanı rahatlatıyor doğrusu!
Bu iki doğrudan sonra esas olan doğru şu ki; Kurucu değerlerden, liyakatten, teamüllerden uzaklaşmak! Barışın timsali, Büyük Atatürk’ü yol gösterici olarak değil, bayramdan bayrama iki satırla, iki kuru sözcükle anılacak bir sembol olarak görmek! Bu oranın çok fazla olduğuna tanıklık etmek! Dün, gün ve yarınlar adına insanı kırılgan, alıngan yapıyor, en çok da vefanın değerbilirliğin tedavülden kalktığını görmek insanı vicdani muhasebeye zorluyor…
Unutulmaması gereken bir şey daha var o da şu: Zihinler geçim kaygısıyla meşgul olunca! Sabah akşam işsizlik sorunuyla yatıp kalkınca! Tüm çığlıklara rağmen yeşil alanlara yapılan zulmün yönetim katında hiçbir karşılığının olmadığını anlayınca! Hele de kadına gösterilen bitip tükenmez şiddetin ve daha da önemlisi 2023’ün ilk 7 ayında 310 kadının öldürülmesinin hiçbir şey ifade etmediğini görünce! İnsan bilime, hayata, sanata, hayallere odaklanamıyor. Başta her şeyi oluruna bırakan muhalefet olmak üzere bazı şeyleri bazı kesimlerin kavramadığı, kavramak istemediği, kavramayacağı anlaşılınca da umutlar hepten kesiliyor, arayışlar artıyor, kopuşlar başlıyor, güç karşısında göç hesapları yapılıyor…
İthalat bağımlısı olduk!
Çok yazdık ama yineleyelim. Bir zamanlar kendi kendine yeten ülkelerden biriydik. Artık sayelerinde doymuyoruz, üretemiyoruz, satın alıyoruz, büyük paralar harcayarak ithal ediyoruz, dünyada gıda fiyatları düşerken biz dışa bağımlı olduğumuzdan her şeyi pahalı alıyor, az tüketiyoruz. Başarılı tarım politikaları sayesinde ithalat cennetine döndük!
Buğdaydan arpaya, tereyağından ayçiçeği yağına, kuru fasulyeden mısıra, pirinçten mercimeğe, sığırdan mandalinaya satın almadığımız ürün yok gibi. ABD’den Brezilya’ya, Rusya’dan Çin’e, Almanya’dan Avusturya’ya, Meksika’dan Kanada’ya soframızda yer almayan, bizi beslemeyen, milyon dolar akıtmadığımız ülke yok gibi! Özetle ithalatımızın yarısını karşılayan Rusya ve Ukrayna olmasa halimiz yaman ve duman…
Bu arada ithalata dalmışken gözlerden kaçmasın! Yıllara göre artış gösteren geçim sıkıntısı can almayı sürdürüyor. 2018’den bu yana intihar edenlerin sayısı ikiye katlanmış, 2022’de 20-29 yaş arası 1982 kişi intiharı seçmiş. Bu durum bir ülkenin ayıbı, bir yönetimin eksikliği değilse nedir?
Eğitimde niteliğin giderek düştüğü okullardan biri de Tıp Fakülteleri…
TBB açıklama yapıyor. Ülkemiz Avrupa’da en çok tıp fakültesi olan ülke. Sayıları hızla artan ama altyapı yetersiz olduğundan nitelikli eğitim her geçen gün düşen 128 tıp fakültesi var, bunların 91’i devlet, 37’si vakıf üniversitesi. Türkiye nüfusuna göre tıp fakültesi sayısında dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Bizdeki çokluğu karşılık İngiltere’de 61, Fransa’da 54, Almanya’da 43 tıp fakültesi var. Sağlığımızı emanet ettiğimiz, en uzun süreli eğitim alan, iyi yetişmesi çok önemli olan Tıp fakültelerinde ne acıdır ki durum içi açıcı değil.
Şimdi soru zamanı? Alt yapı olmadan, fiziki koşullar hazırlanmadan, akademik yeterliliği olan öğretim elemanları istihdam edilmeden açılan tıp fakültelerinin nasıl bir eğitim verdiği kimin umurunda? Kadavra görmeden mezun olan doktorlar Sağlık Bakanını ilgilendiriyor mu? Ülkemizin yakıcı sorunlarının başında gelen hayat pahalılığı, zamlar, ithalat, işsizlik, intiharlar, eğitimde düşen kalite, kadına şiddet gibi konular daha ne kadar gündem olmayı sürdürecek?
Hatırlatma notu: Koşullar ne olursa olsun; Ne uçaklarımızdan, ne makam araçlarımızdan, ne abartılı masraflardan kısıntı yapmayı düşünmeyelim! Çünkü dünya Türkiye yüzyılını kutlamaya hazırlanıyor! Gabar dağında kaliteli petrol buluyor, pek çok alanda doğal gaz yatağı keşfediyor, şahlanıyor, uçuyor, rekorlar kırıyor, dünya lideri sayılıyoruz. Bu arada ABD ve AB bizi kıskanıyor.
İtibardan tasarruf olur mu? Olmaz. Nokta…