Dindar seçmenler raporu: Oy tercihleri değişiyor mu?

Türkiye’de Refah Partisi’nin İstanbul ve Ankara’yı yönetmeye hak kazandığı 1994 yerel seçim başarısından bu yana laik-dindar ayrışması siyasette en belirleyici sosyo-politik yarılma hattı olageldi. Nitekim AK Parti’nin dindar seçmenlerden aldığı destek sayesinde 19 yıldır iktidarını rahatça sürdürdüğü kamuoyunda genel olarak kabul gören bir düşünce olarak yerleşti.

2019 yerel seçimlerinde bu kez İstanbul ve Ankara’yı CHP adayları muhalefet partilerinin desteğiyle kazandı. Bu değişim önümüzdeki seçimlerde muhalefetin iktidara gelme şansını ilk kez açığa çıkardı.

23 Haziran İBB seçimlerinde tahminlere göre AK Parti ve MHP’den 400 bine yakın seçmenin CHP adayını tercih etmesi iktidar seçmeninin ana gövdesini oluşturan dindarlarda oy tercihlerinin değişip değişmediğini merak konusu haline getirdi. Akıllara gelen bir diğer soru ise İstanbul’da yaşanan oy kaymasının ülke genelinde gerçekleşme ihtimali oldu. Bu sorulardan hareketle, TEAM Araştırma’nın “dindar seçmenler” raporundan bazı bulguları değerlendireceğim.

Araştırmada dindar seçmenlerin eğilimlerini gözlemlemek için, 1995 ve 2002 genel seçimlerinde Refah Partisi ve AK Parti’nin güçlü olduğu Konya, Kayseri, Yozgat, Sivas, Malatya, Elazığ, Bingöl, Erzurum, Gaziantep, Kocaeli ve İstanbul’da 2424 kişilik bir araştırma gerçekleştirildi. Yazıda araştırma örnekleminden “dindar bölgeler” olarak bahsedeceğim.

Dindarlık Seviyesine Göre Seçmenler

Katılımcıların dindarlık seviyesini üç kriterle belirlendi:

1-Kendilerini ne derece dindar gördükleri

2-Gündelik hayatlarını ne derece dini vecibelere göre düzenledikleri

3-Vakit namazı (en son ne zaman kıldıkları)

Katılımcıları dindarlık düzeyine göre dört grupta kategorize etmek mümkün. Aleviler ve seküler Sünnilerin yer aldığı dindar olmayanlar grubu (%10.7), düşük düzey dindarlar (%21.2), orta düzey dindarlar (%27.4) ve yüksek düzey dindarlar (%40.6).

Dindar Bölgelerde Oy Tercihleri

Dindar bölgelerde AK Parti ve MHP oy kaybetmiş olsa da düşüş Türkiye ölçeğindeki kadar değil. AK Parti %53’ten %47.5’e, MHP %15.1’den %11’e gerilemiş. Toplamda Cumhur İttifakı oyu %68.1’den %58.5’e düşmüş. 9.6 puanlık kayıp %14 seviyesinde gerilemeye tekabül ediyor. Eğer Türkiye genelinde Cumhur İttifakı dindar bölgelerde yaşadığı seviyede oy kaybı yaşasaydı, oy oranı %53.7’den %47.6’ya gerileyecekti. Cumhur İttifakı’nın Türkiye geneli oyu ise TEAM Kasım araştırmasına göre %43.9 seviyesinde.

Dindarlık seviyesine göre oy dağılımları incelendiğinde, Cumhur İttifakı oyunun dindarlık düzeyi yükseldikçe arttığı gözlemleniyor. Cumhur İttifakı:

1-Dindar olmayanlarda %37.4

2-Düşük düzey dindarlarda %45.8

3-Orta düzey dindarlarda %63.1

4-Yüksek düzey dindarlarda %77.7

2018-2021 Oy Değişimleri

Cumhur İttifakı dindar bölgelerde desteğini büyük ölçüde korusa da %14 seviyesindeki oy kaybı, %50+1’e dayalı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sonucu değiştirebilecek nitelikte. Dolayısıyla 2018-2021 oy geçişlerini değerlendirmek anlam kazanıyor.

2018’de AK Parti’ye oy veren seçmenlerin %83.7’si yine Cumhur İttifakı diyor. AK Parti’nin kaybettiği %16.7 oranında seçmenin yalnızca 6 puanı muhalefet partilerine gitmiş. Bunun 2.7’si CHP’ye, 1.9’u İYİ Parti’ye ve 1.4’ü diğer partilere dağılmış. Kalan 10.3 puanın 7.6’sı kararsız, 2.7’si sandığa gitmiyor.

MHP’de Cumhur’da kalan seçmen %68.2. Kalan %31.8’lik kitlenin 13.2’si muhalefet partilerine dağılmış (CHP 4.4, İYİ Parti 5.3, diğer partiler 3.5). Kalan 18.6 puanın 8’i sandığa gitmeyen protestocular, 10.6’sı ise kararsız.

Laik-dindar kutuplaşmasında laik tarafının temsilcisi olarak kabul edilen CHP ile birlikte İYİ Parti, DEVA gibi sağ partilerin de AK Parti’den kopan seçmende başarılı olamadığı hatta CHP’nin gerisinde kaldığı anlaşılıyor.

Ayrıca hem AK Parti’de hem MHP’de kararsız seçmenlerin yüksek oranlara ulaşması, iktidardan uzaklaşan seçmenlerin önemli bir kısmının muhalefete güvenemediğini gösteriyor.

Dindarlık Seviyesine Göre Cumhur İttifakı’nda kayıp

Dindarlık azaldıkça Cumhur İttifakı’nda kayıp artıyor. En dindarlarda %13.2 olan oy kaybı, dindar olmayanlarda %37.2’ye ulaşıyor. Araştırma kapsamında gerçekleştirilen derinlemesine görüşmeler, daha dindar seçmenlerin iktidarın muhalefetin eline geçmesi halinde 28 Şubat gibi travmaların tekrarlanması, başörtüsü gibi dini kazanımların kaybedilmesi, rövanşizm endişesi, sosyal yardımların kesilmesi, ülke yönetiminin daha kötüye gitmesi, ülke güvenliğinin tehlikeye girmesi gibi kaygıları olduğunu gösteriyor. Bu kaygılar dindar seçmenler arasında gidişattan rahatsız olanları Cumhur İttifakı’nda kalmaya veya kararsız pozisyonda beklemeye itiyor.

Dindar olmayanlarda bu kaygılar daha az yaygın. Bu durum dindar olmayanlar ve daha az dindarlar arasında yerleşmiş olan ekonomik buhran ve toplumsal adaletsizlik hissiyatının etkisiyle iktidardan kopmayı daha kolay hale getiriyor.

Diğer taraftan bakınca, Cumhur İttifakı’nın son dönemde özgürlükleri kısıtlayan ve seküler hayatı sınırlayan politikalar uygulamasına rağmen dindar bölgelerde yaşayan dindar olmayan seçmenlerde oylarının %62.8’ini korumayı başardığını vurgulamak gerekir.

Ayrıca dindar bölgelerde Cumhur İttifakı’nın Aleviler gibi AK Parti’ye uzak seçmenlerin de yer aldığı dindar olmayanlar kategorisinde %37.4’e ulaştığını ve düşük seviyede dindarlar arasında %45’i geçtiğini hatırlamalıyız. Bu oranlar Cumhur İttifakı’nın Türkiye geneli oy oranına yakın (%43.9).

Cumhur İttifakı dindar bölgelerde tüm gruplarda desteğini kritik ölçüde korumayı başarabiliyor. İktidardan uzaklaşan seçmen de Erdoğan’a hala kredi veriyor. Dolayısıyla Cumhur İttifakı iktidarı elinde tutan taraf olarak hamle yaparak uzaklaşan seçmenini geri kazanma şansına sahip. Peki buna karşılık muhalefetin etkide bulunabileceği potansiyel seçmen grupları hangileri?

Dindar Bölgelerde Muhalefetin Potansiyeli

Dindar bölgelerde AK Parti ve MHP’nin oylarını büyük ölçüde koruduğunu belirtmiştik. Ancak farklı iki seçmen grubunda denge muhalefet lehine bozuluyor. 2018’de oy kullanmayıp 2021’de herhangi bir parti tercihi belirtenler ve yeni seçmen. İlk grupta CHP ilk sırada (%11.3). Bu grupta Cumhur İttifakı’na yönelenler %12.7, muhalefet partilerini tercih edenler %26.6. En kalabalık grup ise protestocular (%43.1). Kararsızlar da %17.6’ya ulaşıyor.

Z kuşağı tartışmalarıyla birlikte ilk kez oy kullanacak 7 milyon seçmenin tercihleri belirleyici olacak. 2002’den öncesini tecrübe etmemiş olan bu seçmen grubu Erdoğan’a minnettarlık hissetmiyor. Buna paralel olarak oy tercihlerinde muhalif eğilimler daha belirgin. Cumhur İttifakı dindar bölgelerde yeni seçmende %31.5’e geriliyor. Muhalefet partileri %37.3’e ulaşarak iktidarı geçiyor. Sandığa gitmem diyenler %10.3 oranında. Kararsızların oranı yüksek: %18.9.

Tekrarlanan İBB seçimi Türkiye seçim çalışmaları konusunda bir laboratuvara dönüştüğü için 2018’de oy kullanmayanlar ve genç seçmenlerin seçmen davranışı bugüne ışık tutuyor.

Bugüne benzer koşullarda gidilen 23 Haziran seçiminde, sandık bazlı analizlere göre 2018’de oy vermeyenler arasında Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım’ın neredeyse 3 katı oy almıştı (%14.9’a %5). 805 bine ulaşan farkın tahminen 140 bini 2018’de oy kullanmayıp 2019’da sandığa giden seçmenden gelmiş oldu.

KONDA araştırmasına göre Ekrem İmamoğlu 18-32 yaş arası seçmenin desteğiyle kazandı. 33 yaş ve üzeri seçmende Binali Yıldırım’ın gerisinde kalan İmamoğlu, 33 yaş altı seçmende rakibini neredeyse ikiye katladı (%58’e 30).

Sonuç

Yerel seçimlerden farklı olarak muhalefet partileri dindarların yaşadığı büyükşehirler ve taşrada da oyunu artırmak zorunda. AK Parti ve MHP’ye oy veren dindarlarda çözülme az, hükümete eleştiriler olsa da kaygı hakim. Dindar seçmenin yanı sıra Cumhur İttifakı’nın daha az dindar seçmeni, 2018’de oy kullanmayanlar ve 2023’te ilk kez oy kullanacak yeni seçmen muhalefetin avantaj sağlayabileceği seçmen grupları. Fakat bu gruplarda da kararsız oranı yüksek.

Muhalefetten hem dindarların endişelerini giderecek hem de yönetim kapasitesine ikna edebilecek ortak söylem ve vaatler bekleniyor. Katı laikçi olmayan ve dindarlarla birlikte yaşamakta herhangi bir sorun görmeyen büyük çoğunluk dindarlık derecesi ne seviyede olursa olsun artık toplumsal barış istiyor. Dolayısıyla dindarlara yönelik kuşatıcı ve eşitlikçi dil aslında seküler kararsızlar için de olumlu bir hava yaratıyor. Çünkü artık kimse kavgaya razı değil ve eşit vatandaşlık arayışı hakim.

2017 referandumunda filizlenen ve 2019 yerel seçimlerinde meyvesini veren siyasal dönüşüm biraz da muhalefetin ortak hareket etmeye dayalı stratejisinin eseri. Dindarlarda büyük bir çözülme olmadı belki ama muhtemelen dindar ailelerin daha az dindar üyeleri bu yumuşatıcı hava sayesinde muhalefete yaklaştı. Aile üyelerinin dini özgürlüklerinin tartışma konusu olmadığını hissedince sandığa küsmüş olan veya ilk kez oy kullanan bu seçmenler muhalefete güvenebildiler.

Etiketler
Yerel Seçim Laik