Dindarlar Erdoğan’ı eleştirse de yakınlık hissediyor
Dindar seçmen ve Erdoğan’ın kurduğu yakınlık ilişkisi, bu seçmen grubunda yoğun iktidar desteğini açıklamak için sıkça başvurulan bir dinamik. Bilhassa...
Dindar seçmen ve Erdoğan’ın kurduğu yakınlık ilişkisi, bu seçmen grubunda yoğun iktidar desteğini açıklamak için sıkça başvurulan bir dinamik. Bilhassa ekonomik krizin tüm kesimleri etkilemesine rağmen Türk-Sünni dindarlarda halen Erdoğan desteğinin çok canlı kalması araştırmacıların ve gazetecilerin ilgisini çekiyor. Erdoğan ve muhalif liderler arasında yaşanan şahsi polemiklerde Erdoğan’ın gücünü koruması bu ilginin geçerliliğini yansıtıyor.
Bu dinamiği değerlendirmek için 1995 ve 2002 genel seçimlerinde Refah Partisi ve AK Parti’nin güçlü olduğu illerde TEAM Araştırma tarafından gerçekleştirilen “Dindar Seçmenler” araştırmasının bulgularını ele alacağım.[i] Bu bulgular da dindarlar arasında Erdoğan’a temkinli eleştirelliğin arttığını fakat yakınlığın pek de azalmadığını gösteriyor.
Dindar illerde yaşayan Türk-Sünni dindarlar arasında, yaklaşık üç kişiden ikisi Cumhur İttifakı’nı destekliyor (AK Parti %53.4, MHP %11.5, Toplam %64.9).
Türk-Sünni dindar seçmende “Erdoğan’a oy veririm” diyenlerin oranı, MHP’de fireler olsa da Cumhur İttifakı oy oranına paralel bir şekilde %62’ye ulaşıyor. Ancak daha ilginç olan bulgu şu: Erdoğan’a yakın hissedenlerin oranı Cumhur İttifakı oy oranını aşıyor.
Refah ve AK Parti’nin güçlü olduğu illerde yaşayan dindar seçmenlerin %76’sı kendini Erdoğan’a yakın görüyor. Uzak olanlar sadece %24 ve Erdoğan karşıtları bu grupta azınlıkta (10 puan).
Erdoğan’a hayranlıktan çok yakınlık ağır basıyor. Hayranlar %20, hayran olmasa da çok yakın olanlar %39. Yakın hissedip eleştirel olanlar ise %16. Anlaşılan o ki Erdoğan’a hayranlık derecesinde olmasa da güçlü bir yakınlık hissi dindar Türk-Sünniler arasında geniş kesimlerde yaygın.
2018’de Erdoğan oyu bu illerde %74 seviyesindeydi. Şimdi %62’ye gerilemiş olsa da şunu vurgulamak gerekir ki Erdoğan’a yakınlık halen çok yaygın ve oy desteğinin 12 puan üzerinde.
Refah ve AK Parti’nin güçlü olduğu illerde, Erdoğan’a uzak olanlar sadece dindar olmayanlar arasında çoğunlukta. Fakat bu çoğunluk nispi nitelikte ve ancak %52’yi buluyor. Dindar olmayanların neredeyse diğer yarısı kendini Erdoğan’a bir şekilde yakın hissediyor (%48).
Diğer tüm dindar gruplarda Erdoğan’a yakın olanlar en az 10 puan önde. Bu fark orta ve yüksek düzey dindarlarda 50’yi geçiyor. Az dindarlarda Erdoğan’a yakın hissedenler %56, uzak olanlar %44. Bu oranlar orta düzey dindarlarda %75’e 25, çok dindarlarda %84’e 16.
Refah ve AK Parti’nin güçlü olduğu illerde Erdoğan’a yakınlığın dindar olmayanlar ve az dindarlar arasında yaygın olması ve orta ile üst düzey dindarlarda mutlak çoğunluğa erişmesi muhtemelen Erdoğan’ın hükümet ve yerel hizmetler performansının bu bölgelerde daha çok takdir görmesiyle ilişkili. Bu takdir hem sosyal çevre etkisi hem de hizmetlerin görece bu illerde yoğunlaşmasıyla birlikte dindar olmayanlara ve az dindarlara da sirayet ediyor.
Refah ve AK Parti’nin güçlü olduğu illerde yaşayan Türk-Sünni dindarlar arasında Erdoğan’ın görevini iyi yaptığını düşünenler %46’ya kadar düşse de Erdoğan’ın siyaseti bırakmasının kötü olacağını düşünenler %64’e ulaşıyor.
Daha önce paylaşılan tabloda Erdoğan’a yakın hissedenlerin %76’yı bulduğu düşünüldüğünde, Erdoğan’a yakın olanların önemli bir kısmının Erdoğan’a kısmen eleştirel olduğunu fakat Erdoğan’sız bir siyaseti tahayyül edemediğini söylemek gerek.
Ayrıca Erdoğan’ın görevini kötü yaptığını düşünenler ve Erdoğan’ın siyaseti bırakmasına iyi olur diyenler %30’un altında. Türk-Sünni dindarlar arasında Erdoğan’a yakın hissedip de eleştirel olanlar arasında da karşıtlıktan çok temkinli bir eleştirel ton hakim. Erdoğan’ın çöküş değil duraklama devrine girdiği, toparlanıp partisini çıkarcı çevrelerden arındırarak eski günlere dönmesi gerektiği görüşmelerde sıkça tekrarlanıyor.
Erdoğan’ın Beğenilen Özellikleri
Erdoğan bir siyasetçiden çok bir lider şahsiyet olarak beğeniliyor. Erdoğan’ın beğenilen özellikleri, icraatçı özellikleri değil liderlik ve kişisel özellikleri olarak göze çarpıyor. Türkiye’nin imajını hem içeride hem dışarıda koruyan, dirayetli ve dik duruş sergileyen hatip bir lider olarak görülüyor. Dindarlığıyla birlikte adil ve dürüst olduğu da vurgulansa da açık bir şekilde öne çıkan özellik dik duruş. Erdoğan artık bir siyasetçiden çok dindar seçmenlerin sahip olmak istedikleri ataerkil/kahraman özellikleri üzerinde gördükleri tarihi bir figüre dönüşmüş durumda.
Erdoğan’ın beğenilmeyen özellikleri arasında kişisel ve yönetici özelliklerinden çok konu başlıklarının öne çıkması, Refah ve AK Parti’nin güçlü olduğu politik coğrafyada Erdoğan şahsiyetinin dokunulmazlığına işaret ediyor. Kısık sesle eleştiri alan özellikleri agresifliği ve dik başlılığı ki bu özellikler şahsiyetin kahramanlığını zedeleyen nitelikte değil.
Ekonomiden bile çok öne çıkan konu ise göçmen sorunu. İktidara doğrudan gelmeyen eleştiriler göçmen sorunu üzerinden dile getiriliyor:
“Kendi halkına bakmadı. Suriye’yi doldurdu sağdan soldan aldı. Ekmeği bedava veriyor. Kendi halkı gariban düşmüş bakmıyor. Konya hastaneleri Suriyelilere çalışıyor. Adamın olursa hastanede gidiyorsun randevu almadan kesinlikle gidemiyorsun.” (56, Erkek, İlkokul, Sanayi Çalışanı, Konya)
Ekonomi-pahalılık diğer baskın tema. Adaletsizlik ve torpil eleştirilerinin AK Partililerden de geldiğini belirtmek gerek. Eğitim sistemiyle ilgili şikayetler var. Muhalif dindarlarda dinin kullanıldığı kanısı hakim.
“Erdoğan’ın siyaseti bırakması kötü olur” diyen %64’lük kesime bunun muhtemel olumsuz sonuçları sorulduğunda, paradoksal bir şekilde ekonominin kötüleşeceği, ülkenin kötüye gideceği söyleniyor. Anlaşılan o ki ekonomik krizde Erdoğan destekçilerinin kopuşunu durduran esas mesele, muhalif liderlere olumsuz bakış. Bu liderlerin yönetici kapasitesine güven çok az. Erdoğan’ın gitmesinden endişe edenlerin esas endişesi, Erdoğan’ı kaybetmekten çok alternatifsizlik gibi görünüyor. Erdoğan kendi kaderi=ülkenin kaderi=seçmenin kaderi denklemini dindar bilinçlere kazımayı başarmış.
Muhalefet için bu seçmene ulaşmak adına daha makul olan yol Erdoğan’ın şahsi özellikleri üzerinden polemik yürütmek yerine yönetim kapasitesine dair sinyal verecek söylem, vaat ve isimler üzerinden hareket etmek.