Ekonomik Buhran AKP Seçmeninin Bağlılığını Etkilemiyor (Mu?)

2018-19 ekonomik krizi, Türkiye’nin dalgalı kur rejiminde daha önceden tecrübe ettiği ekonomik krizlerden daha farklı bir niteliğe sahip. Bunun birkaç...

2018-19 ekonomik krizi, Türkiye’nin dalgalı kur rejiminde daha önceden tecrübe ettiği ekonomik krizlerden daha farklı bir niteliğe sahip.

Bunun birkaç nedenini sıralamak mümkün:

1-Önceki krizler 1-2 yıl içinde yerini normalleşmeye bıraktı. 1994 ve 2001 krizlerinden sonra büyüme ve enflasyon rakamları 1-2 yıl içinde normalleşti.

2018-19 ekonomik krizinin etkileri ise 4 yıldır sürüyor. TL bazında cari büyüme rakamları açıklansa da dolar bazında küçülme yaşanıyor. Enflasyon 2022’de son 20 yılın rekorunu kırdı ve 3 haneli rakamlardan söz edilir oldu. Diğer bir ifadeyle ekonomik kriz, 1929 ekonomik krizi gibi yıllarca süren bir buhrana dönüştü.

2-Önceki krizlerin sonucunda hükümetler değişti. 1994’te SHP-DYP koalisyonu, 2001’de DSP-MHP-ANAP koalisyonu bir sonraki seçimlerde varlığını sürdüremedi. Hatta bu partiler bir daha iktidara gelemedi.

2018-19 krizinin siyasi etkisi bu denli büyük olmadı. 2019 yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı büyükşehirleri kaybetse de belediye meclislerinde kazandı. Ülke genelinde ittifakın oy oranı ise %49’un üzerine çıktı. 2022’ye geldiğimizde ise Cumhur İttifakı’nın ekonomik buhrana rağmen %40’ın altına düşmediği, iktidar şansını koruduğu gözlemleniyor.

3-Önceki ekonomik krizler, kriz sırasında hükumette olan liderlerin siyasi kariyerlerine ağır darbe vurdu. SHP’nin başındaki Erdal İnönü, DYP lideri Tansu Çiller, DSP lideri Bülent Ecevit, ANAP lideri Mesut Yılmaz, 2000’lerde siyaset sahnesinden silindi. MHP lideri Bahçeli ise Cumhur İttifakı sürecine kadar yıllarca muhalefette kaldı.

2018-19 krizi Erdoğan’ın desteğini azaltmış olsa da oy oranı %45 civarında. Bazı rakiplerine karşı %50’yi de görebiliyor. Cumhur İttifakı’nın ortağı Bahçeli de partideki koltuğunu tartışmasız şekilde koruyor.

Peki Cumhur İttifakı’nın Desteği Neden Yüksek?

2018-19 ekonomik krizinin önceki krizlerden farklı olarak, 2022’ye hatta daha sonrasına uzamış bir ekonomik buhrana dönüşmesine rağmen, Cumhur İttifakı oy oranını nasıl büyük ölçüde koruyabiliyor?

Cumhur İttifakı’nın başını çeken Erdoğan’ın 2010’lardaki seçim ve referandum fırtınasında tecrübe ettiği üzere düşük faiz, ucuz kredi, yatırım ve istihdama dayalı seçim ekonomisi formülü bugüne kadar çalıştı. Mevcut buhranda halkın alım gücü düşse de düşük krediler ve sermayenin elindeki varlıklarda görülen değer artışları yatırım ve istihdamın sürdürülmesini sağlıyor. Yani bir diğer ifadeyle çarklar dönüyor.

Cumhur İttifakı seçmeni arasında rahatsızlık yok mu?

Cumhur İttifakı seçmeni yeknesak bir bütün değil. Kimisi partisine ve liderine gönülden partizan olarak bağlı, kimisi rakip partilere beslediği negatif partizanlıktan ötürü burada, kimisi de kerhen bağlı ve eleştirel.

Heterojen nitelik sergileyen bu kitleyi inceleyen TEAM (Toplumsal Etki Araştırma Merkezi) Direktörü Dr. Ulaş Tol, TEAM verileri üzerinden 2018’de Cumhur İttifakı’na oy vermiş seçmeni 2 ana grup ve 6 alt grupta inceliyor.[i]

2018’de Cumhur İttifakı’na oy vermiş olablar kayıtlı seçmenin %45.3’ü. Bu grup önce ikiye bölünüyor: İçeridekiler (hala oy vermeye devam edenler) ve dışarıdakiler (iktidardan uzaklaşan/kopan seçmen). 45.3 puan seçmenin 35.3’ü içeride, 10 puanı uzaklaşmış. Bu hesaba göre Cumhur İttifakı 100 seçmeninin 22’sini kaybetmiş. Bu da yaklaşık 6 milyon seçmene tekabül ediyor.

2018-2022 Arasında Cumhur İttifakı (AK Parti+MHP) Seçmenlerinin Tercihleri

Ekonomik Buhran AKP Seçmeninin Bağlılığını Etkilemiyor (Mu?) - Resim : 1

10 puanlık uzaklaşan seçmen de 3’e ayrılıyor. Bu grubun 4.9’u muhalif partilere yönelmiş. Kalan 5.1 puanlık seçmen kararsız. Bu kitlenin 2.5’i iktidardan kopmuş pozisyondayken, 2.6 puanı ise eşikte: henüz muhalefete yakınlaşmış değil, iktidara eleştirel olsa da henüz tam anlamıyla kopmuş da değil. Ancak muhalefetin söylem ve politikalarına açık bir alanda konumlanıyorlar.

İçeride kalan 35.3 puanlık Cumhur seçmeni kitlenin tamamı sadık değil: 8.5 puanı eşikte, iktidara oy verse de diğer partileri de izliyor. 26.8’lik sadık kitlenin ise 4.6 puanı mevcut durumdan rahatsız. Geriye kalan 22.2 puanlık seçmen ise AK Parti ve MHP’nin koşulsuz oy veren sadık seçmeni.

Sonuç

Toparlayacak olursak 2018’de 45.3 puan seçmenin ancak yarısı koşulsuz ve gönülden bağlı Cumhur seçmeni (22.2 puan). Ancak geriye kalan 23.1 puan seçmenin sadece 4.9’u muhalefet partilerine geçiş yapmış. 20 yıldır büyüyen ve gitgide derinleşen kutuplaşma seçmenin geçişini yavaşlatıyor. Fakat bu durum eşikte kalanların muhalefeti izlemediği anlamına gelmiyor. 13.1 puanlık önemli bir seçmen grubu Cumhur’da kalsa da muhalefeti izliyor. Daha da önemlisi 5.1 puanlık eski Cumhur seçmeni partilerinden kopmuş, kararsız istasyonunda bekliyor. Muhalefetin söylem, politika ve aday stratejisi bu istasyonda bekleyenlerin ve istasyondan ayrılıp tercih değiştirenlerin sayısını belirleyecek.

[i] https://www.perspektif.online/kararsizlar-kararsiz-kararlilar-kararli-mi/