Kaygılı dindarların hepsi AK Partili mi? (1)
Altılı masa toplantısına konuyu adaylık ve meclis çoğunluğu tartışmaları damga vurmuştu. Bu tartışmaların sürmesi beklenirken, Kemal Kılıçdaroğlu toplantının hemen ertesinde gündemi tamamen değiştirdi. Kılıçdaroğlu başörtüsü özgürlüğünün yasal güvence altına alınmasına dair çağrıda bulundu.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde, önce Kılıçdaroğlu’nun iktidarın bu konudaki yasal düzenlemelerden haberdar olduğu ve bu çağrıyla ön alarak bu düzenlemelerin muhalefete karşı kullanılmasını engellediği yorumları yapıldı. Fakat birçok muhalif yorumcu Kılıçdaroğlu’nun zamanlama hatası yaptığını, asli gündemleri bypass ettiğini ve iktidara yarayabilecek hukuki ve siyasi tartışmalara kapı araladığını iddia etti. Daha seküler yorumcular ise bu konunun iktidar adına bir istismar meselesi olageldiğini ve Kılıçdaroğlu’nun iktidarın hamlelerini meşrulaştırdığını öne sürdü.
Erdoğan ise Kılıçdaroğlu’nun kendisine gol pası verdiğini söyleyerek, Kılıçdaroğlu’nun ön aldığı yönündeki iddiaları boşa çıkarmayı denedi. Daha sonra da tartışmayı anayasal düzenleme seviyesine taşıdı ve aile kurumuna dair atıflar yaparak LGBTİ konusunu da referanduma dönüştürebilecek bir hamlenin sinyalini verip el yükseltti.
Bununla birlikte Kılıçdaroğlu’nun gergin bir atmosferde gerçekleşen altılı masa toplantısının hemen sonrasında gündeme taşıması, Davutoğlu ve Karamollaoğlu’nun bu hamleye desteğine rağmen Babacan’ın daha ortada bir tutum izlemesi ve Akşener’in eleştirisi bu hamlenin muhalefetin birlikteliği konusunda ne derece fayda sağladığına dair soru işaretleri yarattı.
Toparlayacak olursak, Kılıçdaroğlu’nun hamlesi zamanlama ve hukuki yöntem açısından tartışmalı. Fakat helalleşme söyleminde olduğu gibi bu hamlenin de içerik olarak doğru yerlere dokunduğunu belirtmek gerekiyor. Bu nedenle birkaç yazıda dindar seçmen tartışmasını TEAM Dindar Seçmenler Araştırması bulguları ışığında ele almak istiyorum.
TEAM DİNDAR SEÇMENLER ARAŞTIRMASI
TEAM Dindar Seçmenler Araştırması dindar seçmenlerin iktidar ve muhalefete dair tutumlarını araştırmak ve farklı dindar profillerini araştırmak 2021 yılının sonunda gerçekleştirilmiş bir çalışma. Yazıda bu rapor tarafından ortaya konulan birkaç ana bulguya odaklanmak istiyorum.
Bu araştırmada dindar seçmen oranını yansıtan ölçütler olarak da 1995 genel seçimlerinde Refah Partisi’nin aldığı oylar ile 2002 seçimlerinde AK Parti’nin aldığı oyların dağılımlarını gözetilmiş.
Konya, Kayseri, Yozgat, Sivas, Malatya, Elazığ, Bingöl, Erzurum, Gaziantep, Kocaeli illeri ve İstanbul’un dindar seçmen yoğunluklu ilçelerinin belli semtlerine gidilmiş ve bu bölgeleri temsil eden 2424 kişiyle görüşülmüş. Raporda 2424 kişi arasında görüşülen 1825 Türk Sünni dindara odaklanılmış.
ÖNEMLİ BULGULAR: DİNDARLARDA OY TERCİHİ
Öncelikle belirtmek gerekir ki ne dindar illerde yaşayanların ne de dindarların tamamı AK Parti ya da MHP’ye oy vermiyor. AK Parti hakim parti olsa da muhalif seçmenlerin oranı hiç de yabana atılacak seviyede değil.
2018’de toplamda %68.1 olan Cumhur İttifakı oy oranı %58.5’e gerilemiş. CHP ve İYİ Parti MHP’yi geçerek 2. ve 3. parti konumuna yükselmiş. Dindarların yoğun yaşadığı bu illerde Cumhur İttifakı üçte ikilik nitelikli çoğunluğu kaybetmiş. Bu illerde neredeyse her beş seçmenden biri CHP seçmeni.
Sadece Türk-Sünni dindarlara odaklandığımızda ise beklenen bir sonuç olarak AK Parti ve MHP’nin toplam oyunun yükseldiğini görsek de tüm örneklemle kıyasladığımızda bu artış beklenen seviyeye ulaşmıyor. AK Parti ve MHP bu grupta toplam %64.9’a ulaşsa da dindar Türk-Sünni olmayanların da bulunduğu ana örnekleme kıyasla bu oran sadece 6.4 puan daha yüksek. CHP ve İYİ Parti MHP’nin önünde.
Özetle Refah ve AK Parti’nin hakim olduğu dindar-muhafazakar seçmen çoğunluklu illerde AK Parti açık ara birinci sırada olsa da CHP’nin 2. sıraya yükseldiğini ve muhalif seçmenin tüm örneklemde %40’ı, sadece Türk-Sünni dindar seçmende %35’i aştığını gözlemiyoruz. Buna göre her üç dindar Türk Sünni seçmenden biri iktidarı desteklemiyor.
Gelecek yazılarda dindar seçmenlerin iktidar-muhalefet değerlendirmelerini, kaygılarını ve beklentilerini ele alarak dindar seçmen analizine devam edeceğim.