6’lı Masa siyasal iletişimini güçlendirmeli
6’lı Masa eğer hedeflerini önceliklendirebilmeyi başarabilirse, aslında atılması gereken adımların pragmatik ve çatışmacı olmayan, birleştirici nitelikteki somut adımlar olduğunu fark edebilir.
6’lı Masa, Şubat 2022’den bu yana 10. kez toplandı. Masa bugüne kadar ideolojik ve stratejik açılardan yoğun bir şekilde eleştirilse de parlamenter sisteme geçiş ve anayasal değişiklik önerileri metinleriyle somut işler çıkardı ve dağılmadan varlığını sürdürdü.
Seçimlere 6 aydan az süre kala 6’lı Masa, bir seçim ittifakından çok ülke yönetimi masası karakterine evrilmiş bir şekilde yoluna devam ediyor. Ancak masanın yüklendiği bu kocaman yük aynı zamanda masanın sarsılmasına da neden oluyor.
Bazı tartışmalı konuları hatırlatmak mümkün:
1-Masada sosyal demokrat karakteri tartışmalı nitelikteki CHP haricinde sol parti bulunmaması
2-Karar alım süreçlerinde HDP’nin yok sayılması (bizzat HDP eş genel başkanları bu konuda rahatsızlığını birçok kez bildirdi)
3-Masada ortak aday belirlenmesi konusunda oy oranına bakılmaksızın tüm parti liderlerinin eşit temsil edilmesi
4-Ortak aday belirlenmesi sürecinde uygulanacak prensibin oy birliği mi yoksa oy çokluğu mu olacağı tartışması
5-Başörtüsü, İstanbul Sözleşmesi gibi seküler-dindar ayrışmasıyla ilişkin konularda masadaki İslami partilerin önceliklerinin ön plana alınması.
TARTIŞMALARIN KÖK NEDENİ: SİYASAL İLETİŞİM VE KOORDİNASYON SORUNLARI
6’lı Masa, tarihsel ve güncel rekabet içindeki partilerin bir arada bulunduğu bir yapı. Bu partiler aslında Cumhuriyet’in kuruluşuna, hatta Osmanlı dönemine dayanan etnik-mezhepsel yarılmalar ve ideolojik çatışmalarla tarihsel olarak birbirine rakip partiler.
Dolayısıyla partilerin ortak program ve söylem üretmeleri aslında hiç kolay değil. Ancak partilerin 1 yıldır bir arada durmayı başarmaları ve bunu ilkesel bir çerçevede sunmaları bir başarı olarak düşünülmeli.
Partilerin ideal Türkiye tahayyülü konusunda aynı noktada buluşmaları gibi imkansız bir hedefte buluşmalarını ve yeni bir Türkiye tarihi anlatısı kurmaları gibi maksimalist ve neredeyse imkansız bir hedef yerine, kısa vadeli siyasal iletişim ve koordinasyon sorunlarının aşılması elzem.
Bu sorunların en güncel örneklerinden birini (“eşgüdüm meselesi”) hatırlattıktan sonra bazı önerileri sıralamak mümkün. Eşgüdüm meselesi, masadaki İslami parti liderlerinin (Gelecek, Saadet) teşkilat ve tabanlarının CHP’den çekindikleri inancıyla birlikte seçilecek Cumhurbaşkanının alacağı kararlarda parti liderlerinin imzasını almak zorunda olacağına dair açıklamalarıyla ortaya çıktı.
İYİ Parti bu açıklamalara karşı çıkarken, DEVA Partisi liderlerin bağlayıcı değil istişari yönüne değindi. Bu konu kanaat dünyasında ve muhalif seçmende ise eski AK Partililerin ve İslami siyasetin dayatması olarak algılandı ve büyük tepki doğurdu. Daha sonrasında Erdoğan bu meseleden yararlanıp Altılı Masa’nın niteliğini “vesayet”, CB adayının kimliğini “kukla” şeklinde çarpıtabildi.
ALTILI MASA’NIN YAPABİLECEKLERİ
6’lı Masa eğer kurumsal kimliğini Twitter hesabı, etkin internet sitesi ve sözcülük makamıyla somutlaştırabilseydi, masada ne konuştuğuna dair mesajları daha net ve güçlü bir şekilde aktarabilecekti. Böylece partiler arasında söylem birliği sağlanacak ve yaşanan koordinasyon sorunlarının kamuoyuna yansıyıp büyük meselelere dönüşmesinin önüne geçilebilecekti.
6’lı Masa eğer hedeflerini önceliklendirebilmeyi başarabilirse, aslında atılması gereken adımların pragmatik ve çatışmacı olmayan, birleştirici nitelikteki somut adımlar olduğunu fark edebilir.
Daha net ifadeyle seçim ittifakı ve siyasal iletişimin, ülke yönetimine dair programlardan çok daha önce geldiği görülebilirse, partiler masanın kurumsal bir aktöre dönüşüp, kamuoyunu aydınlatabilecek ve kaygıları azaltabilecek bir etkinliğe sahip olmasını sağlayabilir.