AKP fokur fokur kaynıyor…
Siyasi partilerde en önemli tehlike parti içi muhalefettir. Bu muhalefet partileri içinden kemirir, zayıflatır, eritir ve çökertir. Meslek hayatım boyunca...
Siyasi partilerde en önemli tehlike parti içi muhalefettir. Bu muhalefet partileri içinden kemirir, zayıflatır, eritir ve çökertir.
Meslek hayatım boyunca siyaseti izledim. Ankara'da gazeteci olmak, siyasetin gerçek içyüzünü görmeyi sağlar.
Siyasetçilerin iki yüzü vardır.
Birincisi her partide olduğu gibi genel başkanın ve partinin siyasetine ortak olmak. Bu da Meclis'te parti disiplini ile hep birlikte hareket edip oy kullanmakla oluyor.
İkincisi ise özel hayatındaki siyasetçi ki gerçek fikirleri eş dost sohbetlerinde ortaya çıkar. Gazetecilere, "yazılmamak" kaydı ile kapalı kapılar ardında fısıldananlar parti içindeki sıkıntıları tüm çıplaklığı ile ortaya koyar.
Tek başına iktidarının 17. yılına girmeye hazırlanan Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki AKP içindeki muhalefet, bugüne kadar görülmedik biçimde zirve yapıyor.
AKP milletvekillerinin rahatsızlıkları da siyasi kulislerde "yazılmamak" kaydı ile yapılan özel sohbetlerde açıkça görülüyor.
Şimdi size AKP içinde ama kapalı kapılar ardında söylenen bu rahatsızlıkları özetleyeyim.
- Milletvekillerinin önemli kısmı Erdoğan'ın yakın çevresine yaklaşamıyorlar.
- Salı günleri grup toplantısında Erdoğan 1-2 saat konuşup gidiyor.
- Saraya yakın bir grup milletvekili var ama sayıları çok az. AKP milletvekilleri Erdoğan'dan ayrı düşmenin, uzak kalmanın ve birlikte siyaset yapamamanın sıkıntısını yaşıyorlar.
- 16 yıldır aynı isimler önemli görevlere atanıyor, yeni milletvekillerine önemli görevler verilmiyor.
- Milletvekillerini en çok kızdıran örnek olarak Binali Yıldırım veriliyor. Bakanlık, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı yapan ve 16 yıldır el üstünde tutulan Yıldırım'ın bir de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilmesi birçok milletvekilinin ve partilinin tepkisini çekiyor.
- Bakanlar milletvekillerine randevu dahi vermiyor.
- Bürokratlar, AKP'li milletvekillerinin yüzlerine dahi bakmıyorlar.
- AKP milletvekilleri yerel sorunlarına çözüm bulamıyorlar.
- İl ve ilçe teşkilatları tamamen dışlanmış vaziyette, genel merkez ile ilişkileri giderek kopuyor çünkü Türkiye artık saraydan yönetiliyor.
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni tamamen devre dışı bıraktı.
- Basına kapalı parti toplantılarında ise eleştiriler bugüne kadar görülmedik şekilde sertleşerek artıyor.
- Belediye Başkan adaylarının belirlenmesinde milletvekilleri tamamen devre dışında bırakılmalarından çok rahatsız olduklarını vurguluyorlar.
- Birçok milletvekili yeni oluşumu yakından ve dikkatle izliyor ve azımsanmayacak bir grup da yakın temas kuruyor.
- Damat konusu ise en önemli rahatsızlık olarak öne çıkıyor AKP'de. Ali Babacan'ın ekonomi yönetimi sayesinde enflasyon ve yüksek faiz canavarının yenildiğini, Mehmet Şimşek döneminde de ekonomik istikrarın devam ettiğini ancak damat Berat Albayrak ile tüm ekonomik düzenin alt üst olduğunu söylüyorlar.
- Ve MHP teşkilatlarının AKP'li belediye başkan adaylarına yeterli desteği vermemelerinden büyük rahatsızlık duyuyorlar. Hatta Mehmet Özhaseki'nin bu nedenle Devlet Bahçeli'yi ziyarete gitmediğine dikkat çekiyorlar.
Değerli okurlarım AKP İstanbul milletvekillerinden biri özel sohbetimizde öyle bir eleştiri yaptı ki bunu yazmak için inanının çok ısrar ettim ve adını vermemeye söz vererek yazma izni aldım.
AKP İstanbul milletvekili, "AKP afişlerine genel merkezden onay alan "aşk" sloganı yazıldı. Biliyorum ki belediye başkan adaylarımız kentlerin rantlarına aşıklar ki daha seçilmeden etraflarını saran sponsorlarla rant hesapları yapılmaya başlanıldı bile" diye konuştu.
Biliyorsunuz yeni parti çalışmaları da gündemden düşmüyor ki sadece AKP içinde değil MHP içinde de kazan kaynıyor.
Cumhurbaşkanı adayı çıkartılmaması,
TBMM Başkanlığı'nın AKP'ye armağan edilmesi,
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde bakanlıklar alınmaması,
Ankara, İstanbul, İzmir gibi birçok önemli kentte belediye başkan adayı çıkartmama,
Ve bazı MHP milletvekilleri Cumhur İttifakı için şu eleştirileri yapıyorlar.
"AKP'ye almadan, vermek, karşılıksız desteklemek, Erdoğan'ın milleti bölme söylemlerine ortak olmak, Tank Palet Fabrikasının ihalesiz başka bir ülkenin silahlı kuvvetlerine tahsis edilmesi, ittifak çalışmalarında MHP'ye zaten kazanacakları kentler dışında hiçbir yer verilmemesi."
Görüyorsunuz değerli okurlarım AKP'liler MHP'den, MHP'liler AKP'den şikayetçiler.
Gerek AKP'de gerek MHP'de parti içi muhalefet de tavan yapmış durumda.
Yeni partinin bu denli gündeme gelmesi sanmayın ki birkaç önderin şahsi çabaları.
Bilin ki huzursuz hatta rahatsız milletvekillerini daha çok konuşacağız...
Bilin ki siyaset sahnesi gerek Cumhur gerek Millet İttifakı'nın partileri açısından 31 Mart'tan sonra çok ama çok ısınacak...