AKP'de Erdoğan'ın yerine arayış var
Anayasa'ya göre 3. kez cumhurbaşkanlığına aday olamayan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerine Cumhur İttifakı'nın adayı olarak önerilecek isim ve uygulanacak yöntem...
Anayasa'ya göre 3. kez cumhurbaşkanlığına aday olamayan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerine Cumhur İttifakı'nın adayı olarak önerilecek isim ve uygulanacak yöntem konusunda AKP kulislerinde arayış başladı.
Anayasanın 101. Maddesinin açık ve net şu hükmü karşısında AKP'liler ikiye bölünmüş durumda.
Madde 101:
"Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir."
***
Değerli okurlarım,
AKP kanadının bazı hukukçularının da olduğu bir grup diyor ki;
- "Erdoğan 16 Nisan'da kabul edilen anayasa değişikliği "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" olarak 2018 seçimi ile yürürlüğe girdiğine göre bu tarihte birinci kez seçilmiş sayılır. Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) yapacağı başvuru ikinci olacağı için kabul edilir…"
Duayen siyasetçilerin ve hukukçuların da olduğu AKP'li bir grup diyor ki;
- "2014'de halk tarafından ilk kez seçilen Erdoğan 2018'de yine halk tarafından ikinci kez seçildi. 16 Nisan'da yapılan anayasa değişikliğinde Erdoğan'ın durumu gözetilerek 101. Maddeye fıkra ekleyerek ya da geçici bir madde ile hüküm oluşturarak 3. kez adaylığının önündeki engel kaldırılmalıydı.
YSK'nın başvuruyu reddetme ihtimal hukuken çok yüksektir. Kabul etse dahi Anayasa Mahkemesi'ne diğer cumhurbaşkanı adaylarının yapacağı "hak ihlali" başvurusu ile de Erdoğan'ın başvurusunun iptal edilme olasılığı çok fazladır.
Bu anayasal durum göz önüne alınarak AKP'nin cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için çalışmalara başlanması gerekir…"
***
Değerli okurlarım,
Şimdi gelelim Cumhur İttifakı'nın iktidar ortağı olmayan sadece Meclis'te AKP'ye çoğunluk sağlaması için dayanak olan MHP'ye ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şu tavır ve görüşüne.
"2023 seçiminde cumhurbaşkanı adayımız o muhterem isim Recep Tayyip Erdoğan'dır…"
Devlet Bahçeli;
- YSK'dan ya da Anayasa mahkemesi ile temas mı kurmaktadır?
- Erdoğan'ın 3. Kez aday olması için YSK'dan ya da Anayasa mahkemesinden güvence mi almaktadır?
- Erdoğan bile henüz aday olup olmayacağını açıkça söylememişken bu acele tavrının altında hangi amaç yatmaktadır?
- Erdoğan'ın iktidarının devamını sağlamak görevini neden üstlenmektedir? Bu görevi kim ya da kimler neden vermektedir?
- Erdoğan'ın 2023'de cumhurbaşkanlığı adaylığı kabul edilmezse MHP kimi aday gösterecektir?
- Bu durumda Bahçeli Cumhurbaşkanı adayı olacak mıdır?
***
Değerli okurlarım,
Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından hukuk sistemleri değerlendirmek amacıyla 206 ülke arasında "hukukun üstünlüğü" sıralaması yapıldı.
Bu listeye 128 ülke girmeye hak kazandı.
8 kategoride hazırlanan, "Hukukun Üstünlüğü" sıralamasında bakın ülkemiz hangi sıralarda yer bulabildi:
Türkiye:
- Hükümetin yetkileri üstündeki kısıtlarda 124'üncü,
- Temel haklarda 123'üncü,
- Düzenlemelerin sıkı uygulanmasında 110'uncu,
- Hukuk yargılamasında 103'üncü,
- Açık yönetimde 97'inci
- Ceza yargılamasında 85'inci
- Düzen ve güvenlikte 77'inci,
- Yolsuzluğun olmamasında 60'ıncı sıradadır…
***
Değerli okurlarım,
Vallahi ben yazarken 18 yıllık AKP iktidarının ülkemi getirdiği bu acı tablo karşısında çok utandım.
Cumhur İttifakı üyeleri AKP'liler ve MHP'liler nasıl değerlendirirler acaba?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hukuk ve adalet reformu yapacakları çağrısı için Cumhur İttifakı çalışma başlatacaksa bu 8 kategoride hangi adımları atacaktır.
"Ben yaptım oldu" mantığı ile mi yapılacaktır?
Yoksa partilerin, sivil toplum örgütlerinin, uzman bilim adamlarının katılımları ile toplumsal mutabakat ile mi yapılacaktır bu reformlar?
Yeni kurulan Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Doğru Parti ile Meclis dışında bulunan partilerin ittifakla seçime girmeleri halinde Cumhur İttifakının hazırladığı tuzağı açıklayayım:
- İttifak Barajı yüzde 7, her parti için baraj ayrı ayrı yüzde 5 olacak…
Bu baraj oranlarının temsilde adaleti sağlamayacağı ve yüzde 4,99 oy alacak partilerin Meclis dışında kalacağı aşikardır.