Tek adam rejimi çöküş döneminde
AKP'nin kuruluş hedeflerindeki iki önemli ilke Yoksulluk ve Yolsuzluk unutuldu gitti. 4 Bakanın yolsuzluk iddiaları yargıya taşınmadan Meclis'te AKP oyları ile siyaseten örtbas edildi.
Reza Zarrab dağıttığı milyonlarca dolar rüşveti Amerika'da tek tek anlattı. Türkiye'de hakkında dava bile açılmadı.
Avrupa'ya insan kaçakçılığı boyutu giderek artıyor.
Genel Merkez çalışanın yolsuzluktan zenginleşmesinin hesabını hiçbir siyasetçi neden vermiyor?
Rantların hesabının sorulmaması milleti çileden çıkartıyor.
İhalesiz kamu yatırımlarının yandaş müteahhitlere peşkeş çekilmesi yetmiyor. O müteahhitlere sağlanan vergi muafiyetleri isyan ettiriyor.
Ne acı ki sarayda yaşam itibardan tasarruf etmeyeceğiz zihniyeti ile zevki sefa içinde ekonomik krizi umursamadan sürüyor.
AKP'liler yandaşları ile zenginleşiyor, millet fakirleştikçe fakirleşiyor ve yoksullaşıyor.
Milletin tenceresinde et değil dert kaynıyor.
***
Peki, bu yaşattıkları umurlarında mı?
Hayır, milletin geçim sıkıntısı ne AKP'lilerin ne de MHP'lilerin umurunda.
Devlet Bahçeli dedi ki;
- "128 milyar doları bırak, 107 emekli amiralin bildirisine bak..."
Bu kadarı da pes diyecek kadar anormal.
Dile kolay 128 milyar dolar ki bir kenara bırakacağız ve araştırmayacağız.
Bahçeli, "Tüyü bitmemiş yetimin hakkını araştıracağız" demiyor, AKP oy kaybetmesin diye hesap soramıyor.
AKP'ye bu kadar kayıtsız şartsız teslimiyet neden olabilir, MHP ve BBP devletin tek kuruşuna neden sahip çıkmaz?
Naci Ağbal devlet bürokrasisinden yetişen devlet adamı olarak "128 milyar dolar nerede?" diye araştırma başlatınca Merkez Bankası Başkanlığından azledildi.
Devlet Bahçeli, devlet adamı Ağbal'a neden sahip çıkmadı?
***
Osmanlı'nın tek adam tarafından yönetilmesi sonucu yaşananları hatırlayalım.
- Yönetimin bozulması
Saray entrikaları ile şehzadelerin genç yaşta yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmadan Padişah olup devleti yönetmeleri,
Önemli makamlara liyakata bakılmadan atamalar yapılması,
Halkın devlete olan güveninin azalması,
- Ekonominin bozulması
Osmanlı ekonomisinin bozulması,
Devlet gelirlerinin büyük ölçüde azalması,
Yapılan savaşların yüksek askerî harcamalara yol açması,
İhracatın azalması, ithalatın artması ve kapitülasyonların Avrupalı devletlerinin sömürü aracı haline gelmesi,
Paranın değerinin düşmesi, enflasyonu artırması,
Vergilerin yükseltilmesi, köylülerin vergilerini ödeyemeyerek tarımsal üretimi bırakması ve üretimin azalması,
Saray masraflarının artması,
- Askerî sistemin bozulması
III. Murat döneminden itibaren kapıkulu ocaklarına kanunlara aykırı asker alınarak sayılarının artırılması,
Yeniçerilerin geçim sıkıntısını ileri sürerek askerlik dışında işlerle uğraşmaları,
Askerî bilgisi olmayan insanların komutanlık rütbelerine getirilmesi,
- Sosyal alandaki bozulmalar
Nüfusun artması halkın devlete olan güveninin sarsılması,
İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerin nüfuslarının artması,
Rüşvet ve iltimasın yaygınlaşması,
İşsizliğe artması, sosyal güvenliğin bozulması…
- Eğitim sisteminin bozulması
Eğitim sisteminin çağın gerisinde kalması,
Pozitif bilimlerin medreselerin müfredatından çıkarılması,
Medrese öğrenimi görmemiş pek çok kişiye ilmi rütbeler verilmesi,
Yeni doğmuş çocuklara müderrislik unvanının verilmesi ve beşik uleması sınıfının yaratılması…
- Dış etkenler
Zenginleşen ve ekonomilerini güçlendiren Avrupa devletlerinin, Rönesans ve Reform hareketleriyle demokrasi, düşünce, bilim, sanayi ve askerî alanlarda güçlenmesi,
Osmanlı'nın bu gelişmelere ayak uyduramaması...
***
AKP iktidarının bugünkü çöküş dönemini yaşayanlar soruyorum;
- Fazla söze ve yoruma gerek var mı?