Erdoğan'ın itirafı Yüce Divan'lık değil mi?
Evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastının faillerinden birinin yurt...
Evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastının faillerinden birinin yurt dışında yakalandığı ve Türkiye'ye getirildiğine yönelik soruyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle yanıtladı:
- "Merhum Hablemitoğlu, FETÖ'nün devlet içerisindeki kadrolaşma çalışmalarını anlatan "Köstebek" isimli kitabını yayımlayamadan 18 Aralık 2002'de öldürüldü…
- Kaçtığı yurt dışında 2015 yılından itibaren FETÖ medya organlarına verdiği röportajlarında da ülkemiz aleyhine asılsız iddialarda bulunuyordu.
- FETÖ ile irtibatı yanında DEAŞ terör örgütüne de silah ve mühimmat temin ettiği bilinen birisi."
Peki, kitap ne zaman yayınlandı?
Necip Hablemitoğlu'nun Fethullah Gülen hareketini kitapta "Fethullahçılar" olarak ifade etmekte ve devlet içindeki yapılanmasını, hedeflerini, söylemlerini ve eylemlerini konu alan kitabı 2003'de yayınlandı.
Peki, AKP ne zaman tek başına iktidar oldu?
3 Kasım 2002'de yapılan milletvekili seçiminde oyların yüzde 34,3'ünü alarak 363 milletvekilliği kazanarak tek başına iktidar oldu.
Peki, Erdoğan ve AKP'li bakanlar ve milletvekilleri bu kitabı okudular mı?
Elbette okudular…
Peki, Hablemitoğlu öldürüldükten sonra televizyonlarda yapılan programlarda alçak Fethullahçıların devleti ele geçirme hedefleri uzmanlar tarafından anlatılmadı mı?
Açık seçik anlatıldı…
Peki, Erdoğan ve AKP'liler Fethullah Gülen alçağının hedefini bile bile ne yaptılar?
"Hocaefendi" diyerek şöyle biat ettiler,
- Yeni Akit: "Cemaatin mensupları, en ileri gelenleri, bugüne kadar Tayyip Erdoğan'a ne getirdiler de Tayyip Erdoğan geri gönderdi? Benden geri dönen bir şey yok, buna Rabbim şahittir..."
- Star: Erdoğan, "Bu iş bitti. Şimdiye kadar cemaatteki kardeşlerimiz bizden ne istediler de yapmadık. Ben bu makamda olduğum sürece kimse geri adım beklemesin…"
- Milliyet: ABD'deki Gülen'e çağrıda bulunan Erdoğan, "Gurbet hasrettir. Hasret bedeli çok ağırdır, faturası çok ağırdır. Biz, gurbette olup, şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları aramızda görmek istiyoruz. Gurbet aynı zamanda garipliktir. Zaten oradan anlamını yükleniyor. Onun için de biz garipliğe tahammül edemeyiz. Diyoruz ki, bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz. Doğrusu ben şu andaki tavrınızla hep birlikte bu hasretin bitmesini istediğinizi anlıyorum. Öyleyse bitsin bu hasret diyelim…"
2010 yılına gelindiğinde Fethullah Gülen yargının kendisine teslim edilmesini istedi.
12 Eylül 2010 anayasa değişikliği ile Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) oluşturuldu.
Ve HSYK Fethullah Gülen cemaatine yani FETÖ'cülere teslim edildi…
FETÖ'cü polisler, FETÖ'cü savcılar Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Şike kumpasları kurdular…
Erdoğan "bu davaların savcısıyım" dedi…
26. Genelkurmay Başkanı orgeneral İlker Başbuğ, "Silahlı Terör Örgütü" kurma suçlamasıyla FETÖ'cüler tarafından, AKP'nin göz yummasıyla 26 ay esir tutuldu Silivri'de…
AKP'liler çıktıkları televizyon yayınlarında dediler ki;
- "Amerika ve Gülen ile askeri vesayeti kaldırmak için işbirliği yaptık"
Ve gele, 15 Temmuz hain darbe kalkışmasına geldik.
Kahraman Atatürk'çü subay ve polislerin büyük çabası, milletin 251 şehit vermesiyle şerefsiz FETÖ'cülerin darbe kalkışması engellendi.
Peki, şimdi geldik Erdoğan'ın tarihi itirafına ki tekrarlıyorum:
- "Merhum Hablemitoğlu, FETÖ'nün devlet içerisindeki kadrolaşma çalışmalarını anlatan "Köstebek" isimli kitabını yayımlayamadan 18 Aralık 2002'de öldürüldü…"
Cumhuriyet Başsavcılarına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ve tüm muhalefet partilerine diyorum ki;
- Erdoğan bu sözleri ile FETÖ'nün "devlet içerisindeki kadrolaşma" çalışmalarını ta 2003'de bildiğini itiraf ettiğine göre,
- 2003'den 15 Temmuz'a kadar tüm FETÖ'cülere devlet içinde "Paralel Yapı" kurmalarına izin verdiğine göre,
Erdoğan'ın itirafı Yüce Divan'lık değil mi? Bu itirafları dikkate alınarak hakkında derhal soruşturma açılmalı ve dokunulmazlığının kaldırılarak yargılanması sağlanmalıdır.
Kartaca yıkılmalıdır…