Tekin'den İnce'ye: 'Rakibim değil'
2002’den bu yana Yalova milletvekilliği yaptı, 23 ve 24. dönemde CHP Grup Başkanvekili oldu. 18 Ağustos 2014 tarihinde grup başkanvekilliğinden istifa ederek genel başkanlığa aday oldu. Ancak Kılıçdaroğlu’nun 740 oyuna karşılık 415 oyda kaldı. 3 Şubat 2018’deki 36. Olağan Kurultay’da 2. kez aday oldu ancak 447 oy alarak 790 oy alan Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasında kaldı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışında yüzde 30,6 oy oranı ile Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 52,6 oyundan geride kalan ancak yüzde 22,6 oy alan CHP’den 8 puan fazla oy alan Muharrem İnce’ye,
Ve
3 – 4 yıldır neredeyse sokak sokak İstanbul’u adım adım gezerek çalışan Kürt kökenli siyasetçi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreterliği görevini 2014–2016 yılları arasında sürdüren, 2011, Haziran 2015, Kasım 2015 ve 2018 Türkiye genel seçimlerinde CHP İstanbul milletvekili olarak meclise giren Gürsel Tekin’e
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adaylıkları konusunda Whatsapp’dan sorular sordum.
Soru: İstanbul seçimi ve CHP konusunda yazacağım. Bana ne düşündüğünüzü yazar gönderir misiniz?
İlk yanıtı Gürsel Tekin verdi:
“Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'n adayım. Ben ekolojik ve kültürel zenginlikleri korunan bir İstanbul istiyorum. Ben yenilikçi teknolojilerle çağdaş şekilde yönetilen bir İstanbul istiyorum. Ben beton lobisine değil İstanbullulara hizmet eden bir belediye istiyorum. Ben katılımcı, çoğulcu, şeffaf bir yönetim diyorum.
Sayın Muharrem İnce veya hiçbir CHP’li arkadaşım benim rakibim değil yol arkadaşım. Biz bu yolda birlikte yürüyeceğiz. İstanbul'u birlikte kurtaracağız. Sandıksa sandık, önseçimse önseçim hangi yöntem varsa hepsine varım.
Neticede İstanbul kimsenin kariyer basamağında bir merdiven olamaz. İstanbul'un kalbi İstanbul için atan, İstanbullularla birlikte yaşayan, İstanbul'u bilen bir başkana ihtiyacı var.
O yüzden örgütümüzle, seçmenimizle, daha önce hangi partiye oy vermiş olursa olsun bütün İstanbullularla elele vereceğiz ve tarih yazacağız. Çünkü bugün mesele parti meselesi değil.
Mesele İstanbul'un geleceği ya İstanbul'un havası, suyu, toprağı bir avuç adam tarafından yağmalanacak, ya da İstanbullular kazanacak.
Ya İstanbul rant batağında tarihini, kimliğini kaybedecek, ya da yeniden ayağa kalkacak.
Bu kadar basit, açıkça da söylüyorum biz kazanacağız, İstanbul kazanacak.”
Soru: İstediğiniz gibi seçilir aday olursanız en güçlü rakibiniz an itibarı ile Binali Yıldırım ki 31 Mart’ta onu yeneceğinize inanıyor musunuz?
Tekin: Kesinlikle, rakibin güçlü olması bana güç verir.
Soru: Aday olursanız İyi Parti ve diğer muhalefet partilerinin de desteğini ister misiniz? Yani İttifak çağrısı yapar mısınız?
Tekin: Elbette istemez miyim?
Muharrem İnce’den de yanıt geldi.
Soru: İstanbul için, “ön şartım” diyerek, “Atamayla olmaz Sandık Şart” diyorsunuz. Sandık konulursa diğer adayları geride bırakabilir misiniz?
İnce: “Sandık örgütü ayağa kaldırır. Ben ya da başkası hiç fark etmez.”
Soru: Sandık olmaz ise örgüt atamaya karşı çıkar mı? Ayağa kalkmaz mı?
İnce: “1989 da Nurettin Sözen de öyle oldu.”
Değerli okurlarım size o günleri anımsatayım ki Muharrem İnce’nin “Sözen örneği” hakkında daha net bir yorum yapabilirsiniz.
1984 yılında Anavatan Partisinden seçilen ve çok önemli hizmetler yapan Bedrettin Dalan’a karşı Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) ön seçim yaptı ve rakipleri ile yarışan Nurettin Sözen ön seçimi kazanınca Dalan’a karşı aday oldu. 26 Mart 1989’da yapılan yerel seçimde yüzde 26,12 oy alan Dalan’ı yüzde 35,95 oy alan Sözen geride bırakmayı başardı.
Tamam, bu konuda bir itirazım olamaz ama…
1983 yılında yüzde 45 ile tek başına iktidar olan Anavatan Partisi 1984 yerel seçimlerinde yüzde 41,5 oranında oy alarak yine 1. Parti oldu. Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde başkanlıkları kazandı.
1989 yerel seçiminde Anavatan Partisi uyguladığı ekonomik politikalar sonucunda enflasyon ve işsizlik orta direği ezince seçmen merhum Turgut Özal’a, “ders vermek” istedi.
Merhum Erdal İnönü’nün liderliğinde SHP yüzde 28,9 oy ile 1. Parti oldu. Merhum Süleyman Demirel’in lideri olduğu Doğru Yol yüzde 25,13 oy ile 2. Parti oldu. Merhum Turgut Özal’ın lideri olduğu tek başına iktidar olan ANAP ise 3. Parti olarak yüzde 21,8 oy aldı.
Demem o ki 1989 yerel seçiminde Muharrem İnce’nin “önseçim sonucunda kazandı” örneği verdiği Nurettin Sözen sadece bu başarısı nedeniyle değil, yerel seçimde ANAP’a “ders verme” kararı nedeniyle kazandı.
Muharrem İnce’ye son sorumla tekrar söz hakkı vereyim.
Soru: Genel Merkez örneğin sizi aday gösterirse seçim kazanılamaz mı?
İnce: “Ben öyle aday olmam.”
Muharrem İnce, Binali Yıldırım ve diğer muhalefet partileri ile ittifak konusundaki iki soruma yanıt vermedi.
Whatsapp aracılığı ile yaptığım söyleşileri, 1989 yerel seçim bilgi notunu ekledikten sonra Gürsel Tekin ile Muharrem İnce’nin en çarpıcı cümleleri ile noktalayalım.
Tekin’in, “Muharrem İnce veya hiçbir CHP’li arkadaşım benim rakibim değil yol arkadaşım” sözü ile Binali Yıldırım’a karşı, “Kazanırım” iddiası dikkat çekicidir.
İnce’nin, Genel Merkez tarafından aday gösterilmesine, ““Ben öyle aday olmam” tepkisi de dikkat çekicidir.
AKP’den Binali Yıldırım’ın Hürriyet Gazetesi Genel Yayın koordinatörü Vahap Munyar’ın köşesine taşıdığı “Atatürk” söyleşisini “seçim beyannamesi” ilanı olarak algılıyor ve İstanbul adaylığının kesinleştiğinim mesajı olarak kabul ediyorum.
İYİ Parti’nin İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına göstereceği adayların 31 Mart yerel seçim sonucunu değiştirecek çok önemli unsur olduğuna dikkat çekiyorum ki CHP ile İYİ Parti arasında özellikle bu iki ilde yapılacak ittifakın AKP’ye tarihi yenilgi aldıracağını vurguluyorum.
1989 yerel seçiminde seçmenin “ders verdiği” ANAP’ın çöküşünün başlama tarihi olduğunu ve bugün Türk Siyasetinde olmadığını dikkatinize sunuyorum.