Her şey lezzet için
DİYARBAKIR LEZZETLERİNE MODERN DOKUNUŞLAR
Yöresel Diyarbakır mutfağının İstanbul’daki temsilcisi Fırın-ci bir aile işletmesi. 7 yıl önce Diyarbakır’da kurulmuş. Adını kurucusu Resul Fidan’ın fırıncı ustası olmasında almış. Yöresel lehçe ile kendisine “fırınciiii” dendiği için işletmesine de bu adı vermiş. Diyarbakır’da lezzetleriyle fark yaratıp talep artınca ikinci şubeyi açmış. Yöresel lezzetlere getirdiği modern yorumlar ve etkileyici sunumları baz alarak markayı “Yeni Nesil Diyarbakır Mutfağı” olarak konumlamış. İstanbul macerasına atılmaya karar verince kendi konseptine uygun bir mekan arayışına girmiş ve tarihi dokusu nedeniyle Fişekhane’de karar kılmış. Bulunduğu ortamın dokusuna da gayet iyi uyum sağlamış.
Her ne kadar otantik lezzetlere ev sahipliği yapsa da oldukça modern ve şık bir dekorasyona sahip. Girişte büyük bölümü açık olan bir mutfak sizi karşılıyor. Dekorasyon abartıdan uzak. İç mekan yüksek tavanlı dolayısıyla oldukça ferah. İnsanı boğmuyor. Açık alanlar yaz ayları için ideal tercih olabilir. Manzara maalesef yok ama doğruyu söylemek gerekirse eksikliği de çok hissedilmiyor. Beni etkileyen yönünün dekorasyonun lezzetlerin önüne geçmemesi olduğunu ve kendinizi rahat hissedebileceğiniz bir ortama sahip olduğu için sunulan lezzetlere daha fazla odaklanmanıza imkan verdiğini söyleyebilirim.
Fırın-ci, yöresel Diyarbakır mutfağının en seçkin ve geleneksel lezzetlerini farklı yorum ve sunumlarla harmanladığı menüsünü misafirlerinin beğenisine sunuyor. Sunumların etkileyici ve porsiyonların oldukça doyurucu buldum. Bu nedenle farklı lezzetleri bir arada denemek istiyorsanız yemekleri paylaşımlık olarak sipariş vermenizi öneririm. İddialı oldukları noktaların başında, Diyarbakır’daki iki şubelerinde olduğu gibi İstanbul’da da mutfağı emanet ettikleri özel şefler ve alanında tecrübeli ustalar tarafından Fırın-ci’nın özel taş fırınında pişirilen etler geliyor. Kullanılan ürünlerin pek çoğu Diyarbakır’dan getiriliyor. Doğal olmayan hiçbir ürün mutfağa sokulmuyor. Bu da lezzeti doğrudan etkiliyor.
Yöresel tatlara Resul Usta’nın getirdiği modern dokunuşlar gerçekten farklı bir deneyim yaşatıyor. Bende iz bırakan lezzetlere gelince lavaş bohça içerisinde servis edilen “Ciğer”, “Ayvalı Kavurma” ve “Kemikli Kuşbaşı”nı bir çırpıda sayabilirim. Burada ciğere özel bir parantez açmak lazım. Tam kıvamında ve olması gerektiği gibi pişirilen ciğer İstanbul’da bulabileceğiniz en iyiler arasında tartışmasız ilk sıralarda yer alır. Diyarabakır’a özgü olan “Ayvalı Kavurma” Fırın-ci’nın taş fırınında yeni ve modern dokunuşlarla yorumlanmış. Bence gelindiğinde mutlaka denenmeli.
Buradaki yemeklerin tamamını bir seferde denemek mümkün değil, bu nedenle daha önce de söylediğim gibi siparişlerinizi paylaşımlık olarak vermenizi öneriyorum. Ama ben yemeğimi paylaşmam derseniz o zaman “Aşçı Tabağı”nın da iyi bir alternatif olduğunu söyleyebilirim.
***
SOKAK LEZZETİ DEYİP GEÇMEYİN
Sıra dışı sokak lezzetleriyle dikkatimi çeken RUB İstanbul, Bağdat Caddesi’nin çok da göz önünde olmayan mekanlarından. Marmaray Suadiye istasyonun hemen yanı başında Cadde’ye birkaç adım mesafede. Şef Hakan Özfırıncı’nın yorumladığı burger ve sandviç çeşitleriyle fark yaratıyor. Çeşit deyince aklınıza onlarca çeşit gelmesin. Yan ürünlerle birlikte tüm menü toplam 20 üründen oluşuyor. Sadece Rub’a özel lezzetlerden oluşan menü çok doğru bir yaklaşım. Pastrami ve Corned Beef çeşitleri gerçekten çok lezzetli. 7 gün marine edilip, 12 saat tütsülendikten sonra servise hazırlanan “Pastrami” ile yine 7 gün marine edilip , 8 saat fırında pişirilen “Corned Beef”in kendi ürettikleri ekmeklerle birleşimi gerçekten büyüleyici. Burger çeşitleri ile kokoreçte iddialı olduklarını da belirtmekte yarar var. Sıra dışı sokak lezzetleri arayanlara şiddetle öneriyorum. Sıra dışı sokak lezzetlerinin izini sürmeye devam ediyorum. Yeni bulduğum mekanları sizlerle bu köşede sıklıkla paylaşacağım.
***
7 GÜNE 7 LEZZET
Hafta sonuna lezzet ve keyif katmak isteyenler, cumartesi akşamı için İstanbul Boğazı’nın incisi Arnavutköy sahilinde yer alan Chef Meyhane sıra dışı mezeleriyle ideal bir tercih olabilir.
Pazar günü için Türk kahvaltı kültürünün özel lezzetlerini İstanbullularla buluşturan RB Ramazan Bingöl Et Lokantası’nın Ümraniye ya da Esenler şubelerinden birini tercih edebilirsiniz.
Yeni haftaya keyifli bir başlangıç yapmak isteyenlere Ataşehir’de hizmet veren Adana Dostlar Kebapçısı’nın iyi bir seçenek olacağını düşünüyorum.
Salı günü için tipik bir müdavim lokantası olarak uzun yıllardır Kemerburgaz’da hizmet veren Kardeşler Lokantası samimi ortamı ve lezzetli menüsüyle biçilmiş kaftan.
Çarşamba gününe özel önerim yine kahve severler için. Bu hafta rotanızı Karaköy’e çevirin. Semtin simge adreslerinden Coffee Sapiens’in nitelikli kahve çeşitleriyle kendinizi şımartın.
Perşembe gününe noktayı Nello’s Suadiye’de İtalyan mutfağının eşsiz lezzetleri ve pizza çeşitleriyle koyun.
Cuma akşamı haftanın yorgunluğunu atmak isteyenlere önce keyifli bir deniz yolculuğu, sonrasında da Tarlabaşı’nın 74 yıllık simge adreslerinden Asır Restoran’ın yaz aylarında servise ara vererek, Burgazada’da faaliyet gösteren yazlık yeri Yeni İdeal Restoran’ı öneriyorum.
Haftaya görüşmek üzere…